Kişiye aidiyetli milliyetçilik olmaz. Olursa o coğrafyada yaşamakta olan insanların milliyet tasavvuru yozlaşır, müntesibi bulunulan devletin “ebed müddet” olması akamete uğrar, toplumsal kavganın sebebi olur.
Diğer taraftan yine benzer şekilde sorunlu olan, anayasada tarifi yapılmayan, geçmişte bu toplumun dindar kesimini dininden koparmada vasıta olarak kullanılan, son yirmi yıllık Erdoğan liderliğinde ki iktidar döneminde de ihya etmek de sakınca olmadığı ispatlanan “Laiklik” devlet sisteminde görev alan kişilerin anlayışına göre “dincilik” ve “dinsizlik” çatışmasına sebep olmaktadır. İşte bu yüzden ‘benim sorunum var’ dediğim husus anayasanın ilk dört maddesinin içerisinde barındırdığı “laiklik” ve “milliyetçiliğin” bu coğrafyada her zaman kavga sebebi olacağı içindir. Devlet gücüyle müdahaleler sadece sorunun çözümünü değil biraz uzamasını sağlamaktadır.
Cumhurbaşkanımız, Cumhur ittifakı olarak anayasanın ilk dört maddesi ile ilgili Ak Parti’nin sorunu yok demesi mevcut bulunduğumuz siyasi yapıdan kaynaklanmaktadır. Cumhur ittifakının ana ittifak kolu olan MHP’nin siyasi duruşundan kaynaklandığı çok açıktır. Bugünkü Erdoğan hükümetini iktidarda tutan ittifak içerisinde yer alan çoğunluğa sahip MHP olduğu için elbette hükümet icraatlarında tek parti iktidarı gibi davranma şansına sahip olmadığındandır.
Bu coğrafyada dinsel ve etnik farklılıklara sahip yaşayan toplulukların arasına nifak tohumları atmanın çok kolay olduğu bir sosyal dokuya sahip olduğumuzu hiç aklımızdan çıkarmamız gerekmektedir.
Batı hegemonyasının dünya hakimiyetini ele geçirdiği son iki yüzyıllık tarihi dilimde koskoca bir cihan devleti yerle yeksan olmuş elimizde küçük bir bakiyesi kalan Türkiye Cumhuriyeti devletini de istedikleri her an yıkabilmek için şu son yirmi yıl hariç seksen yıl zayıf ve güçsüz bırakmak suretiyle kendi kontrollerinde her türlü entrikalarla bu günlere gelinmiştir. Osmanlının yıkılmasına sebep olan zihniyetin benzeri Cumhuriyet Türkiyesi döneminde de bu devletin yıkılması ve parçalanması için son sürat varlığını sürdürmektedir. Osmanlı döneminde de nasıl ki dertleri devleti korumak değil kendi konumlarını korumak için “şeriat elden gidiyor” sloganlarıyla ortalıkta bağırıp gezenler bugünde aynı amaçla “Kemalizim elden gidiyor” nağmeleriyle adı değişik aynı kafa bu devletin temellerine dinamit döşemektedirler.
Benim bir Müslüman olarak bu İslam yurdunda müslümanlığı yok etmek için laikliği araç olarak kullanan vahşet medeniyetinin hayranları, rakı sevdalıları ile sorunum var!
Müslümanlık vasfıyla dünyaya nam salmış adeta et tırnak olmuş Türklüğümü yok etmek için batı sevdalısı uluscu şahıs milliyetçiliği ile sorunum var!
Koskoca bir cihan devletinin yıkılmasının günahını sadece Osmanoğulları hanedanının üzerine yıkma kolaycılığına kaçan, hayatı sadece bir dudak ve bacak arası tatminden ibaret hayasızca yaşayanlarla benim sorunum var!
O Osmanlı hanedanı ki 17.yüzyılın başlarında dünyada farklı bir çağın ayak seslerinin gelmekte olduğunu fark etmiş yeni bir düzen arayışına devlet otoritesinden başlamak suretiyle kendi öz benliğini tahrip etmeden düzenin yenilenme çalışmalarını başlatmıştır. Çağın gerektirdiği bu değişime devletin askeri ve idari bütün kurum ve memurlarının destek vermesi gerekirken aksine elbirliği ile takoz olmuşlardır.
Ne hazindir ki vahşet medeniyetinin inkişafının başlangıç yılları olan o yıllar yobazlığa, vurdumduymazlığa ve güç sarhoşluğunun girdabına kapılan devlet erkanı, devlet nizamının geleneksel yapısını ancak 19.yüzyılın başlarına kadar sürdürebilmiş yıkılmaktan kurtaramamıştır.
Halbuki yapılması gereken sahibi olduğumuz cihan devletinin yeni dünya düzenine adapte edip sağ salimen geçişini yapmak varken göz göre göre yıkılmasına seyirci kalan, destek veren aynı zihniyet bugün de yine toplumun manevi değerlerini hiç eden jekoben ve dayatmacı zihniyetin politikaları altında adeta haçlı zihniyetin temsilciliği yapılmaktadır.
Rabbim sonumuzu hayreylesin.
Fehmi YAĞLI
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…