Beraat Almış Kanser Hastası Profesör Yurt Dışına Çıkamıyor
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü’ndeki görevinden ihraç edilen ve kanser tedavisi için yurt dışına gitmek isteyen psikiyatri uzmanı Prof. Dr. Haluk Savaş’a pasaport verilmedi.
Mahkemenin beraat kararı verdiğini ve yurt dışına çıkış yasağını kaldırıldığı belirten Savaş, kararı bildirmesine rağmen kendisine pasaport verilemeyeceğini söylendiğini aktardı. Savaş, paylaşımında şu ifadelere yer verdi; “Adana Valiliği’ndeydim; pasaport için önce tahditlerin sorgulandığı odaya girdim. Memura KHK’lı olduğumu, yargılanıp beraat ettiğimi, mahkemenin yurt dışı yasağımı kaldırdığını, iki kez tekrar etmiş kanser hastası olup yurt dışında tedavi olmak istediğimi belirttim. Memur bilgisayardan baktı KHK ile kamudan ihraç olduğumdan KHK ile pasaportumun iptal olduğunu bu nedenle pasaport çıkaramayacaklarını belirtti. Yani mahkemenin benim yurt dışına çıkış yasağımı kaldırması hiçbir anlam ifade etmiyor. KHK, bizi yurt içinde ölmeye mahkûm ediyor.”
Beraat Alan KHK Mağdurlarının Çilesi Bitmiyor
Bilimsel çalışmaları ile dünya çapında en çok atıf alan Türk psikiyatristlerimizden biri olan Prof. Dr. Haluk Savaş, tıpkı bende olduğu gibi sorgusuz sualsiz KHK’yle ihraç edilmiştir. Halbuki Prof. Dr. Haluk Savaş’ın melun 15 Temmuz darbesi ile hiçbir ilişkisi olmamıştır. İhraç edildiği yetmediği gibi bir de hiçbir delil olmadan masum binlerce akademisyenle birlikte tutuklandı. Tutukluyken pankreas kanserine yakalandı. Ayağa kalkamayacak durumdayken, çalıştığı hastaneye elleri kelepçeli olarak götürüldü. Dr. Savaş beraat etti, hakkındaki yurtdışı çıkış yasağı kaldırıldı. Buna rağmen vatandaşlık hakkı olan pasaportu verilmiyor ve temel bir insan hakkı olan “sağlığa erişim hakkı” çiğneniyor.
KHK mağdurlarının yaşadıkları bu haksız muameleler karşısında üst üste strese itilmişlerdir, bu stres çoğu zaman depresyona yol açmaktadır. Manevî destek göremeyen birçok mağdur, post-travmatik ıstıraplar yaşamaktadır. Bunun birçok sebebi vardır. Mahkeme kararı olmasa da bir hükümet kararı ile resmen “terörist” muamelesi gören KHK mağdurları, sadece işlerinden olmamakta aynı zamanda sosyal çevreden tecrit edildikleri için, itibarları yerle bir olmaktadır. Bazıları en yakın akrabaları tarafından dışlanmakta, bazıları eşinden boşanmak mecburiyetinde kalmakta, bazıları işsiz kalmanın çaresizliği içinde kendi mesleğinin dışında ağır işlerde çalışmak durumunda, bazıları bu gibi alışık olmadıkları işlerde kaza geçirip sakatlanmakta veya ölmekte, bazıları bu durumu kabullenemediği için intihar etmekte, bazıları ise bütün bu yaşanan acıları içine çekmekte ve hüzne boğulmakta.
İşte Prof. Dr. Haluk Savaş da yaşadığı bu şok ve üzüntü sonrası birçok KHK mağduru gibi kansere yakalanmıştır. İki yıldan beri kanserle mücadele eden Savaş, mahkemeden beraat aldığı için, yurt dışında muayene ve tedavi olmaya karar verir. Bunun için Adana İl Nüfus Müdürlüğüne müracaat eder. Ama aldığı cevap kendisini daha çok üzer. Çünkü kendisi hakkında halen pasaport yasağı uygulanmaktadır. “Niye?” diye sorduğunda “KHK’lisin.” denmiştir. “Peki, bunun için ne yapmalıyım?” dediğinde “Kanser raporlarını CİMER’e yaz.” denmiştir. Ama onun beklenen ölüm süresi, takribî olarak 39 ay ve şu anda 30 ay geçmiş durumdadır. Hakkını aramak için, son 9 ayını bu tür bürokratik yazışmalarla geçirmesi gerekecektir.
İnsanları bu denli çaresizliğe iten gizli OHAL rejiminin bilfiil olarak bir an evvel bitmesi gerekir. Kaldı ki bürokratik zulüm, sadece KHK mağdurlar ile sınırlı da değildir. Mesela bendeniz de beraat aldığı halde sadece bana değil hiçbir adlî işlem görmemiş eşime ve kızıma da pasaport yasağı uygulanmaktadır. Masuniyet karinesi ve seyahat özgürlüğünün böyle radikal tedbirlerle sınırlandırılması ve bu yasakların bir an evvel için kalkması için hükümetin herhangi bir çaba göstermemesi, hukuk devletinin askıya alınması anlamına gelir. Artık son verin bu zulme.
Hem beraat alacaksın, ama temel haklardan halen mahrum olacaksın. Hem masum olduğun mahkemece tescil edilecek ama yine de eski görevine iade edilmeyeceksin. Hem hukuken aklanacaksın ama buna rağmen mesleğine uygun eşdeğer nitelik taşıyan başka bir işte dahî çalışamayacaksın. Örneğin ihraç edilmiş fakat beraat almış bir profesör, görev aldığı son devlet üniversitesinde yeniden işe başlayabilmek için, yeniden mahkemeye gitmesi zorunlu hâle getirilmiştir. Bu zaman zarfında başka bir vakıf üniversitesinde veya bir ilkokulda dahî eğitimci olarak görev alamamaktadır. Aylar belki de yıllar sürecek olan iade davalarının sonunda bir öğretim elemanına göreve başlama hakkı verilse dahî bu sefer son görev aldığı eğitim kurumunda değil de başka bir kurumda zorunlu olarak görev alma şartı getirilmektedir. Yani mahkemelerce hem beraat, hem de göreve iade kararı alabileceksin ama buna rağmen sürgüne gönderileceksin.
Bu uygulamaların adı asla adalet olamaz. Olsa olsa zulüm olarak tanımlanabilir. Allah’ın zulmetmediğini biliyoruz, ama mahkeme kararlarıyla beraat alan KHK’liler bile, halen yerli ve milli bir hükümet tarafından sinsice zulme uğramaktadır. Şahsen maruz kaldığım zulüm, kendi cüz’i irademle ilgili olmadığına inandığım gibi bu tespitin diğer binlerce KHK’li için de geçerli olduğuna mezkûr haberle kanaat getirdim. Biz her zaman ki gibi yetkilileri yine uyarıyoruz. Zulmedenler, aslen kendilerine de zulmetmiş olur. Ne var ki mazlumların Allah tarafından kabul gören ahı varken, mahşerde zalimlerin hiçbir destekçisi olmayacaktır.
Ezcümle
Beraat veya takipsizlik kararıyla masum olduğu anlaşılan binlerce KHK’liye temel hakları artık derhal iade edilmelidir. Yurt dışına çıkmak isteyen KHK’lilere ve aile fertlerine pasaport yasağı kaldırılmalıdır. Diğer yandan haksız yere memuriyetten veya eğitim hayatından uzaklaştırılan KHK’liler, sürgüne uğramadan artık asıl görevlerine dönebilmelidir.
Bize yine bir uyarı görevi düştü: Ey sorumlular! Unutmayın ki adaletin zıddı olan zulüm, dünyevî ve uhrevî boyutuyla her menfî değişimin anasıdır. Böyle bir değişimin maddî ve manevî zararının en büyüğünü en nihayetinde zalimler görecektir.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…