Berlin Hür Üniversitesi’nin “Silberlaube” binasının önünde toplanan yaklaşık 300 gösterici, son dönemde üniversitelerde Filistin destekçilerine yönelik baskıları protesto etti. Gösteriye bazı öğretim üyeleri de katılarak öğrencilere destek verdi. Öğrenciler, Filistin destekçilerine yönelik polis müdahalelerine ve Alman basınının kışkırtmalarına karşı çıktılar.
7 Mayıs’ta Hür Üniversitesi’nde, yaklaşık 150 öğrenci Filistin’e destek vermek amacıyla çadırlar kurarak dayanışma kampı oluşturdu. Ancak polis, bu barışçıl eyleme müdahale ederek, birçok öğrenciyi gözaltına aldı. Üniversite yönetiminden, gözaltına alınan öğrenciler hakkındaki suç duyurularının geri çekilmesi ve Filistin ile dayanışma gösterilerine izin verilmesi istendi…
Öğrenciler, Bild gazetesine ve Eğitim ve Araştırma Bakanı Bettina Stark-Watzinger’e tepki gösterdi. Bild gazetesi, Filistin’e destek veren öğretim üyelerini hedef gösteren açık mektuplar yayımladı. Bu durum, öğrenci ve akademisyenler arasında büyük tepki topladı. Eğitim Bakanı da açık mektubu eleştirerek tartışmaları daha da alevlendirdi.
Berlin Hür Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hajo Funke, bu durumu şiddetle eleştirdi. Funke, Bild’in ve Bakan Stark-Watzinger’in tutumlarının, akademik özgürlüğü tehdit ettiğini belirtti. Prof. Dr. Funke, “Bu durum, ABD’deki McCarthy dönemini anımsatıyor. İnsanlara iftira atmamalı ve akademik özgürlüğü tehlikeye atmamalıyız” dedi.
Berlin’de polis, Filistin destekçilerine yönelik sert müdahaleleriyle dikkat çekti. 3 Mayıs’ta, Humboldt Üniversitesi bahçesinde oturma eylemi yapan Filistin destekçileri polis tarafından dağıtıldı. Çok sayıda öğrenci gözaltına alındı. Aynı şekilde, 7 Mayıs’ta Hür Üniversitesi’nde yapılan barışçıl eyleme de polis müdahale etti. Polis şiddeti, öğrenciler ve akademisyenler tarafından kınandı.
Prof. Dr. Hajo Funke, polis müdahalesinin gereksiz olduğunu vurguladı. “Geçen salı günkü polis operasyonu, yaşadığım en acımasız operasyonlardan biriydi” dedi. Funke, üniversite yönetiminin olay yerinde bulunması ve polisle iletişim kurarak şiddeti engellemesi gerektiğini ifade etti.
Berlin’deki öğrenci protestoları, akademik özgürlük ve ifade hakkı konusundaki tartışmaları yeniden gündeme getirdi. Öğrenciler, Filistin’e destek vermenin ve bu konuda seslerini duyurmanın akademik bir hak olduğunu savundu. Üniversitelerdeki bu tür eylemlerin, öğrencilerin düşüncelerini özgürce ifade etmeleri açısından önemli olduğuna dikkat çekildi.
Bild gazetesinin ve Eğitim Bakanı’nın tutumları, Almanya’da akademik özgürlük konusunda ciddi endişelere yol açtı. Öğrenciler, bu baskılara karşı durarak, ifade özgürlüğünü savunmaya devam edeceklerini belirttiler. Bu süreçte, akademik çevreler ve öğrenci toplulukları arasında dayanışma arttı.
Berlin’deki protestolar, öğrenci ve akademisyenlerin birlikte direnmesiyle dikkat çekti. Gösterilere katılan akademisyenler, öğrencilere destek vererek, onların yanında yer aldılar. Bu birliktelik, Filistin destekçilerine yönelik baskılara karşı güçlü bir duruş sergiledi.
Gösterilere katılan öğrenciler, yayımladıkları açık mektuplarla, polis şiddetini ve Alman basınının kışkırtıcı rolünü kınadı. Akademisyenler de öğrencilere destek vererek, Filistin ile dayanışma mesajları verdiler. Bu dayanışma, Berlin’deki protestoların gücünü artırdı ve seslerini daha güçlü duyurmalarını sağladı.
MİRATHABER.COM