Beş Duyudan Zehirlenme – Kimyasal Harbi Tanımak

Bu hafta bir binada deterjanlarla temizlik yapan kat görevlisi büyüklerimizi gördüm, yanlarından geçtiğimizde ağır bir koku ile deterjanların ve kimyasal maddelerin verdiği rahatsızlığı fark ettim. Damağımıza yapışan bir asit hissi vardı ki beş on dakika sonrasında bile hissediliyordu. Daha önceden birkaç kişiyi maske takmaları yönünde uyarmıştım ancak bu kez bu meseleyi tek tek uyarılarla çözebileceğimi düşünmemem gerektiğini idrak ettim.

Zihni koku yoluyla doğrudan etkileyen, nefese ve sonrasında kana karışarak vücudu tahrip eden ve çok zararlı etkileri olan deterjanları daha önce de haber yapmıştık. Bu meselenin aslında sadece bir ayağıdır. Benzer şekilde kullanılan kaplar ve poşetler de benzer şekilde kimyasal tepkimelere girmekte ve insan bedenine zarar vermektedir. Hatta öyle ki çaydanlıkların ve cezvelerin yerini doğal madenler değil, ucuz ve zararlı plastikler almış, ketıl denen elektronik ürünün bile plastikli olanları piyasayı ele geçirmişti. Marketlerde uzun süredir cam şişeli ürün ararken, neredeyse birçok markette bulamadım, bir markette de tek bir ürüne rastladım diyebilirim. Bütün bunlar bizzat kendilerinden kaynaklı olacak şekilde dokunma, koku alma, tatma duyularıyla insanı zehirleyen şeyler olmasına rağmen yasaldır.

Maalesef benzer şekilde sigara, alkol, uyuşturucu ve sentetik içecekler ve gıdalar da bünye tahribinde bulunuyor. Bunlar kimi zaman dikkat eksikliği, kimi zaman zekâ geriliği, kimi zaman başka kayıplara ve yıkıcı etkilere sebep oluyor.

İnternette gıda sektöründeki hileleri duyuran yayıncılar kimi zaman başarılı sonuçlar elde ederek ürünlerin denetlenmesine, piyasadan toplatılmasına veyahut gereken ölçülerde fabrikaların üretim yapmasına vesile olsa da çoğunlukla şirketlerin sahip olduğu hukuk orduları tarafından yıldırılmakta ve sindirilmektedir. Zira onlarca tebligatla bu kutlu işi yapan insanları yani milletin sağlığını korumak isteyenleri, küresel mafyalar ve yerli taşeronları, daha doğru ifade ile zehir tacirleri hedef gösterip lekelemeye ve hukuken suçlu duruma düşürmeye çalışıyor.

İslamiyet’te, peygamberimizin ölçülerine göre sağlıklı beslenmek, doğal gıdaları tercih ederek mümkündür ki bunu bütün müminler evvelce hassasiyetle uygulama çabasındaydılar. Ayrıca İslam’ın aşırılıklara karşı verdiği mücadele, başka yoldan ve başka yöntemlerle de çiğneniyor. Zira kimyasıyla oynanan gıdalar yüksek hormon, yüksek şeker, yüksek kimyasal ve koruyucu madde içerdiklerinden birçoğu aslında mekruh olmakla beraber mesele edilmiyor. Fakihlerimizin bu konularda daha çok kalem oynatması gerekiyor. Çocuklarımızda yani yeni nesillerde birçok sağlık sorunu gözüktüğü gibi, eşimizde ve dostumuzda da bu tür zararlı maddelerin kullanımı sonucu hastalıklar baş göstermektedir. Örneğin çok yaygın olan depresyona deterjanların ve yumuşatıcıların etken olduğu söylenmektedir. Dileriz doğal/organik yaşam yöntemleri ve malzemeleri çoğalır ve başımızdaki bu afet bir gün bertaraf edilir. Fakat şu anda Türkiye ciddi bir kimyasal harbin içerisindedir desek yanlış konuşmuş olmayız.