Manevî Farkındalık Temelli Terapi İle Kanseri Yenmek Mümkündür
Yeşilçam’ın efsane ismi Hülya Koçyiğit, “Dünya Kanser Günü” sebebiyle tertiplenen söyleşide yaşadığı tedavi sürecini ve kanseri nasıl yendiğini anlattı. Emek Sineması’nda sevenleriyle buluşan Koçyiğit, kanser tedavisinde erken teşhisin büyük öneme sahip olduğunu söyledi. Ev sahipliği yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan ise şunları dile getirdi: “Özellikle Hülya hanımın şahsında yaşanmış ve yenilmiş bu hastalığın umut verici taraflarını, tedavi sürecinde ne yaparlarsa, güçlü olurlarsa, nasıl mücadele ederlerse bunların ipuçlarını vatandaşlarımızla paylaşmak üzere böyle bir gün düzenledik.”
YORUMUMUZ
Manevî Farkındalık Temelli Terapi İle Kanseri Yenmek Mümkündür
Maddî ve manevî sorun ve kayıplara sebebiyet verebilen kanser, her geçen yıl artış kaydeden önemli bir sağlık sorunudur. Türkiye’de hemen her yıl her beş ölümden biri kanserden kaynaklanmaktadır. Erkeklerde ağırlıklı olarak akciğer ve prostat kanseri göze çarparken, kadınlarda daha çok meme ve tiroit kanseri yaygındır. Kanser teşhisi konulduktan sonra hastaların önemli bir kesimi depresyon, anksiyete ve uyku düzensizlikleri başta olmak birçok sıhhî ve psikolojik sorunlar yaşayabilmektedir. Tedavi sürecinde ise buna ilaveten somatizasyon, bilişsel ve sosyal işlevsizlik, yorgunluk, bulantı, iştah kaybı ve kusma gibi fiziksel rahatsızlıklar da yaşayabilmektedir. Kanser türüne bağlı olarak özellikle kemoterapi alan kadınlarda geleceğe dair belirsizliklerin ve endişelerin artması ile birlikte beden imgeleri zedelenmekte psiko-sosyal hayatın dengesi kaybolmaktadır.
Kansere Karşı Manevî Tedbir
Tıbbın maneviyattan tamamen kopuk kalması, tıp dallarının gelişimini olumsuz yönde etkilemiştir. Şimdiye kadar sağlık, hastalık ve mutluluk gibi temel konular, ağırlıklı olarak fizikî boyutuyla ele alınmıştır. Batı Dünyası, bu hatayı fark ettiği için, hemen her alanda alternatif arayışlara girmiştir. Dinî inançların ve bu doğrultudaki manevî açılımların insanların hastalıklarıyla baş etmedeki rolü ve fonksiyonu artık bilinmektedir. Birçok araştırma, maneviyat ile sağlık arasındaki pozitif korelâsyonunun varlığını teyit etmiştir.
Batı Dünyasında yapılan bilimsel çalışmalar, maneviyatın sağlık, hastalığı yenebilme, hayat kalitesi ve hastalıklarla yaşayabilme kabiliyeti üzerindeki pozitif etkilerini tespit etmiştir. Mesela inançlı kişiler, stres ve depresyonla baş etmede ve değişik hastalıklardan kurtulmada daha başarılı oldukları belirlenmiştir. Örneğin Duke Üniversitesi, Maneviyat (İlahiyat) ve Sağlık Merkezi başkanı Prof. Dr. Harold G. König, yıllardan beri inanç (iman), ibadet ve şifa arasındaki bağı araştırmaktadır. Prof. Dr. König ve ekibi, Din ve Sağlık El Kitabı’nda 1.200 araştırmanın ortak sonuçlarını tahlil eder ve şu sonuca varır: İstatistiksel olarak bedenî sağlık ile ferdî itikat (inanç) arasında müspet bir ilişki vardır. Bu, basit bir ifadeyle şu anlama gelir. “İnananlar, daha sağlıklıdır, daha çok mukavemet stratejilerine sahiptir, hayat memnuniyetini daha üst seviyelerde hisseder ve ortalama olarak daha uzun bir ömre sahiptir.”
Prof. Dr. König’in çalışmalarından elde edilen bilgilere göre, birçok insan özellikle strese karşı mücadelede manevî değerlere daha çok müracaat etmektedir. Hangi dine mensup olurlarsa olsunlar manevî yönden aktif olan, ibadetlerini ihmal etmeyen ve sürekli olarak dua eden insanların ortalama ömürleri daha yüksek, tansiyonları daha düşük, bağışıklık sistemleri daha güçlü, kalp ameliyatından sonra hayatta kalma şansları daha yüksek ve depresyona karşı daha dayanıklıdır. Sonuç itibariyle Dr. König, şöyle bir tespitte bulunmaktadır: “Araştırmalar, inançla fizikî iyilik hâli arasındaki bağlantıyı ortaya koymasına rağmen, maneviyatın psikolojik ve zihnî sağlığa faydalarını gösteren deliller daha kuvvetlidir.”
İsviçre, St. Gallen Kanton Hastanesi, Psiko-Onkoloji müdiresi, müzik ve psiko-terapoyt Monika Renz, kanser veya buna benzer ağır hastalıklara yakalanan dindar hastaları üzerinde bir araştırma yapmıştır. Buna göre maneviyatlarına önem veren ve ibadetlere katılan hastalarının yarısından fazlasında bedenî sancıların azaldığı, hastalıklarıyla daha barışık oldukları görülmüştür. Monika Renz, bu ilginç sonuçlarını “Sınır Tecrübesi Tanrı: Sancı ve Hastalıkta Manevî Tecrübeler” isimli kitabında belgelemiştir.
Dolayısıyla manevî kazanımlar, psikolojik yüklerin ortadan kaldırılmasını kamçılayan bir etkisi vardır. Hayata teslimiyet, tevekkül ve sabır penceresinden bakan bir kişinin manevî sağlığı daha yerinde olacağı için, psikolojik rahatsızlıklara karşı kendini daha iyi koruyabilmekte ve kanser gibi hastalıklara karşı tedavi sürecinde daha başarılı olabilmektedir. Allah’a tam iman, iyimserlik ve ümit gibi pozitif duyguları pekiştirmekte ve bu manevî gelişme de kanser üzerinde iyileştirici tesirler yapmaktadır.
Haddizatında bütün semavî dinler, maddî ve manevî hastalıklarla ilgilenmiş ve insanlara tevhit inancı istikametinde selamete giden manevî yolları göstermiştir. İslâm Peygamberi Hz. Muhammed (sav) de koruyucu hekimlik ve sağlık (hastalıklara karşı korunma ve onlardan uzak olma) bağlamında birçok sözü ve uygulaması vardır. “Tıbb-ı Nebevî” ismi altında toplanan bu sözler ve uygulamalar, Kitap ve Sünnet eczanesinden şifalar sunması hasebiyle birçok insanın maddî ve manevî hastalıklarına deva olmuştur ve olmaktadır.
Muhakkak ki Allah, mümin kullarına bir imtihan vesilesi için hastalıklar verebileceği gibi lütfu keremiyle şifa da verir. Yeter ki hastalar Kuran’a müracaat etsin ve Allah’tan şifa dilesin. Kuran, zaten başlı başına hem kalp, hem de beden için bir şifadır.
Kuran’dan indirdiğimiz şeyler, müminler için şifadır ve rahmettir…” (İsra: 82)
Nice tedavisi tıbben sonuç vermeyen kanser hastalarının manevî terapi ile iyileştiği görülmüştür.
Kanser Hastaları İçin Manevî Farkındalık Temelli Terapi
Manevî farkındalık temelli telkin ve destek programları (Manevî Bakım), farklı kanser hastalarının tedavisi sırasında/sonrasında yaşadıkları olumsuz belirtileri azaltmada etkili bir psiko-terapi yaklaşımı ve yöntemidir. Nitekim araştırmalar, manevî terapilerin hastaların psikolojik sıkıntılarını azalttığını, hayat kalitesini arttırmaya yardımcı ve kanseri yenmede daha etkili olduğunu göstermektedir. Memleketimizde manevî iklimin azalmasıyla birlikte kanser hastalarının sayısı da artmaktadır.
Kanser gibi değişik ciddî hastalıklara karşı korunmanın bir yolu da tevhit istikametinde bir sosyal ve sıhhî çevrede yaşamaktan geçtiğini unutmamak lazımdır. Koruyucu sağlık hizmetleri bundan dolayı ne kadar önemli ise koruyucu manevî hizmetler de o kadar elzemdir. Bununla birlikte bir imtihan cilvesi olarak yine de kanser hastalıkları meydana gelebilir. Bu durumda manevî farkındalık temelli terapi programlarının geliştirilmesi ve uygulanması, kanser hastalarının psikolojik ve fiziksel sağlıklarının korunması açısından son derece lüzumludur.
Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı, Sağlık Bakanlığı ile imzalanan protokol gereğince hastanelerde manevi rehberlik ve destek hizmetlerini hızlı bir şekilde yaygınlaştırmalıdır. Hastanelerde görev almak isteyen diyanet personeline Tıbb-ı Nebevî eksenli Manevî Bakım eğitim kapsamında maneviyat ve ruh sağlığı, din ve tıp ilişkisi, hastanede dinî hayat, dinî danışmanlığın teorik temelleri, hastanelerde hastalıkların türüne göre manevi destek hizmetleri, hasta (yakını) psikolojisi, ölüme refakat hizmetleri, hasta yakınlarına manevî teselli ve teskin yöntemleri, şifa duaları gibi konular hakkında dersler verilmelidir.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi