islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4849
EURO
36,2385
ALTIN
2.960,90
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
8°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Bilim Covid’i Etkisizleştirdiğine Göre Artık Normal Yaşantımıza Devam Etmenin Vakti Geldi

Bilim Covid’i Etkisizleştirdiğine Göre Artık Normal Yaşantımıza Devam Etmenin Vakti Geldi
22 Ocak 2022 16:51
A+
A-

Diğer olağandışı hastalıklarda olduğu gibi, korunma ve tedavi topluma entegre edilebilir.

Hastalığın bulaşımını mümkün olduğunca ertelemek ve engellemek kayda değer bir stratejiydi. 2020 yılının başında çok az tedavi yöntemi ve sınırlı test imkanlardı vardı. Aşı söz konusu bile değildi. Karantinaların bedeli ağır oldu ama zaman kazanmak için verilen çabanın karşılığını aldık. Bu süreç içerisinde bilim, Covid’i ölümcül bir hastalıktan daha etkisiz bir hastalığa dönüştürdü. Artık aşılı olan büyük çoğunluk için Covid evde atlatılabilen bir hastalık halini aldı.

Fakat ciddi bulaşmaları başarılı tedavilerle önlesek de Sars-CoV-2 bulaşıcılığı yüksek şekilde zuhur etti. Araştırmalara göre İngiltere’deki her 15 kişiden biri pozitif, Krallığın diğer üç ülkesinde de rakamlar benzer. İyi haber şu ki, Omicron varyantı daha hafif hastalık ve daha az bir hastaneye yatış oranı ile sonuçlanıyor. Fakat pek çok insan hastalığa yakalandı ve bu kritik hizmetlerin personellerini izolasyona ittiği için sorun çıkarıyor. Hükümetleri izolasyon politikalarını yeniden düşünmeye ve virüsün kendisinden daha yıkıcı olup olmadıklarını sormaya iten şey budur.

İngiltere’de başbakan bugün, maske zorunluluğu dahil kısıtlamaların önümüzdeki haftadan itibaren kaldırılacağını ve Mart ayında izolasyon gerekliliklerinin gözden geçirileceğini duyurdu. Bunun büyük ölçüde makul olduğunu düşünüyorum – tüm hükümetler bu yeni manzaraya nasıl yaklaşılacağı sorusuyla karşı karşıya.

Politika yapıcılar için bu durum uçağı buzlu bir iniş pistine indirmeye benziyor. Halkın sabrı azalıyor; ekonomik ve sosyal hasar biçimindeki aşınma ve yıpranma, iki yılı aşkın bir süre boyunca devam etti. İnme ihtiyacı aşikar ve bunu yapmak için araçlarımız var, ancak mevcut koşullarda bu hala çok zor bir mesele.

Bilim insanları neler olduğu ve gelecek haftalarda neler yapılacağı konusunda üç gruba ayrılmış durumdalar. Bu durum halk için kafa karıştırıcı olabilir. İlk grup, hastalığı yönetmedeki ciddi bilimsel ilerlemeye rağmen virüsü Mart 2020’deki aynı ölümcül virüs olarak görüyor ve son derece temkinli önlemler öneriyorlar. İkincisi, kitlesel bulaşmanın kaçınılmaz olduğu konusunda başından beri haklı olduklarını söylüyor; bu “bırak ne olursa olsun” grubudur. Toplu aşıların ve tedavilerin oluşturduğu dramatik farkı görmezden geliyorlar. Benim de dahil olduğum üçüncü grup ise veri ve araçlar konusunda ellerini güçlendirdiler. Aynı zamanda Covid’i bugün başarıyla kontrol ettiğimiz ve yönettiğimiz diğer bulaşıcı hastalıklara dönüştürmek için çalışıyorlar.

Birincisi, artık insanların büyük çoğunluğunu hastaneye yatış ve ölümden koruyan güvenli ve etkili aşılarımız var. Birleşik Krallık Sağlık Güvenliği Kurumu’ndan alınan son veriler, aşılanmamış kişilerin Covid’ten dolayı hastaneye yatma olasılığının üç ila sekiz kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Omicron dalgasının başlarında, aşılanmamış New Yorkluların hastaneye yatma olasılığı, aşılanmış New Yorklulardan tam sekiz kat daha fazlaydı. Kendisine aşı ve aşı sunulan herkes aşısını olsaydı, daha zengin ülkelerde pandemi etkili bir şekilde sona erecekti.

Mevcut aşılarımız hastalığa yakalanmamızı engellemese de, sterilizasyon bağışıklığı sunan yeni nesil aşılara büyük yatırımlar yapılıyor, yani bu aşılar iki dozda enfeksiyonu tamamen durduruyorlar.

Ufukta özellikle ikisi olmak üzere Covid-19 için heyecan verici ev tedavilerimiz var. Birincisi Pfizer’in Paxlovid, ikincisi ise Merck’in Molnupiravir hapları. Her ikisi de bilim adamları tarafından çığır açıcı olarak görülüyor çünkü erken deneme verileri, yüksek riskli hastalarda hastaneye yatış ve ölüm şansını önemli ölçüde azalttığını gösterdi. Haplar, çoğu mutasyonun meydana geldiği sivri proteini hedef almadıkları için Omicron gibi yeni varyantlardan etkilenmiyor. Etkili olması için enfeksiyondan haftalar önce alınması gereken aşıların aksine, bu tedaviler aktif enfeksiyonlarla savaşmaya yardımcı olabilir.

Hapların Covid-19 teşhisi ve semptomları doğrulandıktan sonra mümkün olan en kısa sürede alınması gerektiğinden antivirallerin iyi bir teşhis sistemine bağlanması gerekli. Bu, test yaptırmak, bir doktordan reçete almak ve oral hap tedavisine başlamak için sağlıklı bir sisteme ihtiyacımız olduğu anlamına geliyor. Mevcut arz sorunları nedeniyle, genel nüfus kullanımı yerine yaşlıları ve kalp hastalığı, kanser veya diyabet gibi sağlık sorunları nedeniyle haplar öncelikle daha savunmasız olanlara verilecektir.

Tüm bunlar Covid-19 ile yaşamak açısından ne anlama geliyor? Hala test yaptırmamız gerekiyor. Hala aşılanmamız ve yanlış bilgilerle mücadele etmemiz gerekiyor. İnsanları kalabalık ve kapalı ortamlarda N95’ler gibi tıbbi sınıf maskeler takmaya teşvik etmeliyiz. İşverenlerin, hassas grupta olduğu belirlenen çalışanlarını desteklemesi gerekiyor. Ayrıca tecrit ve diğer politikaları da gözden geçirmemiz gerekiyor ki, bu insanlar güvende kalsınlar aynı zamanda toplumun işleyişine daha az zarar versinler.

Bu, Sars-CoV-2’nin dolaşımı göz önüne alındığında, “normal” sosyal ilişkilerin ne olduğunu ne kadar değiştirmeye devam ettiğimizle ilgili daha büyük bir sorunun parçası. İnsanlar sosyaldir: Sarılmaya, dans etmeye, şarkı söylemeye ve birbirimizin yüzlerini ve gülümsemelerini tanımaya ihtiyacımız var. Bir topluluk duygusu ve bağlantı, refah için de hayati önem taşır. Halk sağlığı tek bir hastalıktan ibaret değildir; genel olarak, ruh sağlığını ve kirayı ödeyebilmeyi, ailenizi besleyebilmeyi, kış boyunca sıcak kalabilmeyi ve toplumda anlamlı bir role sahip olmayı içeren refah ile ilgilidir.

Sars-CoV-2’nin yayılmasını yavaşlatmak, hatta bazı ülkelerde tamamen durdurmak hayat kurtarıcı oldu. İki dönüştürücü antiviral hapın kullanıma sunulmasına izin verdi. Doktorların hastaları tedavi etmenin daha iyi yollarını geliştirmelerine ve neyle karşı karşıya olduğumuzu anlamalarına izin verdi. Bulaşma ve riskin daha iyi anlaşılmasını sağladı.

Ama şimdi, bu pandeminin üzerinden iki yıl geçti ve elimizdeki araçları kullanarak Sars-CoV-2 ile birlikte yaşamanın daha iyi bir yolunu bulmamız gerekiyor. Covid-19’un etkisini en aza indirmenin yollarını bulduk. Ve şimdi bir toplum olarak iyileşmeye başlamanın  ve bu virüsü diğer bulaşıcı hastalık tehditleri gibi tedavi ederek yaşamımızda ilerlemenin zamanı geldi.

Çeviri: Abdulkadir Bekdemir

NOT: Bu makalenin yazarı Prof Dr. Devi Sridhar Edinburgh Üniversitesi küresel sağlık bölümü başkanıdır.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.