islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
9°C
İstanbul
9°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C
Salı Çok Bulutlu
11°C
Çarşamba Az Bulutlu
13°C

Bir Ârife Soralım: Bereketin Sırrı Nedir?

Bir Ârife Soralım: Bereketin Sırrı Nedir?

Soru: Hocam! Bereketlenmek ve bereket sözü üzerinde bir parçacık duralım mı? Bunu anlamakta zorlanıyorum. Bunun ilmî bir izahı var mıdır?

Ârif: Bereket, Allah Teâlâ’nın azîm bir sırrıdır. Aklen izahı mümkün olmayan fakat tezahürü ortada olan, nasıl ve nice olduğu akılla tam olarak anlaşılamayan gizemli bir hâldir. Bereket, bir şeyde ilâhî hayrın sabit ve devamlı olmasıdır. Yani bereketli olan herhangi bir şey, Allah’ın lütfu keremiyle verildiği için, hem manen, hem de maddeten çok anlamlı ve değerlidir. Bu bağlamda helal yollardan elde edilmiş olan kazanç bereketli olduğu için, kazancın artarak devam etmesi mümkündür. Maddî yönüyle bereket, nimet bolluğu, maddî imkânların ve verimliliğin sürekli olarak artmasıdır. Manevî boyutuyla bereket ise, artan nimetin kişiyi hem dünyada, hem de ahirette hayır getirmesi, yani iyilik ve huzur getirmesidir.

Soru: Bereket ile hayır arasında nasıl bir ilişki var?

Ârif: Hayır, sözlük anlamıyla Allah’ın kulları için takdir ettiği en iyi maddî ve manevî durumdur. Onun için bereket, aynı zamanda hayır kapılarını açan bir kavramdır. Helal yoldan elde edilen kazanç da bereketli olduğu için, elde edilen kazançla hem dünyada, hem de ahirette birçok hayırlı ve güzel sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu yönüyle bereketli mal, yani helal zenginlik, dünyevî yansımaları açısından birçok hayırlı ve güzel iş ve hizmetlere vesile olabileceği gibi, ahirette de sevap kazandıran manevî bir yatırımdır.

Soru: Bereket, nimetin türüne göre farklı tezahürler sergileyebilir mi?

Ârif: Güzel bir soru. Mesela maddî bir nimet olan mal, mülk ve para, bereket sayesinde artmaktadır. Bu nasıl olur? Helal mallar hayırlı alanda kullanıldığında Müslümanların malları daha da bereketli olur. Sağlık da bir nimettir. Sağlığın bereketi, kişinin hem bedenen, hem de ruhen kendini bir ömür boyu iyi hissetmesidir. Ömür de bir nimettir. Ömrün bereketi, uzun bir yaşam ve ileri yaşlılık hâlinde bile sağlıklı ve aktif olabilmektir. Zaman da bir nimettir. Zamanın bereketi, çalışma saatlerinin verimli ve yüksek performansla geçmesi, serbest zamanların ise etkili, keyifli ve ruhen dinlendirici geçmesidir. Yediklerimiz ve içtiklerimiz yani gıdalarla beslenmemiz de bir nimettir. Gıdanın bereketi, bolluk, temizlik ve helalliğin yanında gıdaların bedenimizi güçlendirmesidir. Aile yuvası da bir nimettir. Ailenin bereketi ise, aile fertlerinin saadet ve huzur içinde birbirleriyle uyum ve sosyal dayanışma içinde olmalarıdır.

Soru: Anladığım kadarıyla her bir nimetin şükrünü bilfiil olarak yerine getirirsek o nimet bereketleniyor. Doğru mu?

Ârif: Aynen. Demek ki Cenâb-ı Hakk; halim selim olana, helâlinden ve temiz yiyene, nimetin kıymetini bilene ve hâline şükredene, etrafıyla çekişmeden dua alana, elinden geldiği kadar mahlûkata hizmet edene hatta bu uğurda can vermeye hazır olana hususî bir bereket ihsan ediyor.

Soru: Peki nimetin manevî farkındalığına varmayan gafillerin durumu nedir?

Ârif: Haram yollardan rızkını temin edene, nimetini hayır yolunda harcamayana, etrafıyla kavgalı olana, sadece kendisi için yaşayana, menfaatinin peşinde koşana, Rezzak-ı âlem’i unutarak rızkın başkasında olduğunu zannedene Allah, uzun bir ömür verse de bereketli bir hayat sunmaz. Helal yollardan rızkını temin etmek isteyen kişilere Allah ne kadar lütufkâr ise haram yollardan rızık elde etmek isteyenlere karşı o kadar mesafelidir. İnsanlar, helale dikkat etmeden de elbette rızıklanır. Ancak haram rızıkla elde edilen mal, meşru olmadığı için, Allah katında mübarek değildir. Yani böyle bir zenginlik, bereket ve hayır getirmez.

Soru: Hocam! Allah, bizlere hep helal rızık kazanmayı ve helal lokma yemeyi nasip etsin. Helal lokmalarımızı da besmele ile yememiz gerekiyor değil mi? Bunun hikmeti nedir?

Ârif: Allah Teâlâ, bizleri lütfuyla rızıklandırır. O rızık cümlesinden önümüze lokmamız gelir. Lokmayı, şükrün bir ifadesi olarak besmele ile yemeliyiz. Yedikten sonra ‘elhamdülillah’ diye lisanen şükrümüzü tamamlamalıyız. İşte o vakitten sonra o lokma bizde vücut bulur. Besmele ve hamdele ile bir Müslümanın vücuduna dâhil olan o yemek, kişinin kursağından geçtiği için, kendi hâl lisanıyla Allah’a şükretmeye devam eder. Biz de o gıdanın manevî kuvvesiyle huzur bulur ve bu iştiyakla ibadetlerimizi yaparız. Böylece vücudumuzda yok olduğunu zannettiğimiz lokma bizim ibadetlerimizle tekrar vücut bulur. Yemek yerken dahî Cenâb-ı Hakk’a şükür halinde bulunmamızın bir sonucu olarak lokmalar, vücudumuz sayesinde manen hayat bulur ve bu da bizim maddî ve manevî nimetimizin çoğalmasına ve bereketlenmesine vesile olur.

Soru: O zaman yediğimiz lokmalar, sadece karnımızı doyurmuyor vücudumuzda bir manevî fonksiyon da icra ediyor diyebilir miyiz?

Ârif: Tabiî ki. Lokma vücudumuzda fâni oldu ama Allah da bize ilâhî hazinesinden ayrı bir vücut verdi. Şimdi hadiseye manevî boyutuyla baktığımızda biz o lokmaya ‘bitti’ diyemeyiz ama ‘bereketlendi’ diyebiliriz. Yani zahiren kayboldu, bâtında vücut buldu, o vücutla da bereketlendi. Demek ki şükür, her çeşit nimeti hem artırıyor, hem de bereketlendiriyor.

Soru: Bu bereketlenme o halde infak için de geçerli olmalıdır. Verdikçe nimet azalmıyor artıyor diyebilir miyiz?

Ârif: Güzel bir tespit. Candan infak edildiğinde beden çökmez tam tersine sıhhat bulur. İlimden infak edildiğinde bilgi azalmaz tam tersine bilgi marifet ile buluşur ve ziyadeleşir. Bu durum mal ve servet için de geçerlidir. Helal maldan infak edildiğinde mal bitmez. Şuurlu Müslüman, Allah yoluna sarf edilen herhangi bir şeyi tükendi, bitti kabul etmez. Evladım; demek ki bereketin sırrı, helal kazanç, helal yolda harcama, helal lokma yeme ve Allah’a şükretmede gizliymiş.

Soru: Hocam! Bu bilgileriniz için teşekkür ederim. Sizlerden kısa bir dua alabilir miyiz?

Ârif: Cenâb-ı Hakk, helal yoldan rızıklanmayı, kendisi için sarf etmeyi, malını mülkünü bu uğurda harcamayı, şükrederek helal lokma yemeyi ve böylece bereket sırrına nail olmayı bizlere ihsan eylesin. Amin.

Prof. Dr. Ali SEYYAR

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.