Anne: Sayın psikoloğum. Dün başıma neler geldi bir bilseniz?! Kızım, dün eve geldiğinde bir tuhaftı. “Ne oldu kızım?” dedim başta cevap vermek istemedi sonra “bana güven, her şeyi annene söyleyebilirsin” dedikten sonra bana yaşadıklarını anlattı. Meğer okulda başka bir sınıfta okuyan kendinden yaşça büyük bir öğrenci, kızımın mahrem yerine dokunmuş.
Psikolog: Siz bu bilgileri elde ettikten sonra kızınıza ne dediniz?
Anne: Başta ne diyeceğimi bilemedim. Önemsemeyim dedim ama neticede çocuğuma kızdım ve “Kim bilir sen ne yaptın da böyle olmuştur?” dedim sonra “Sana öyle gelmiştir” dedim. Ama doğrusu bu davranışımın doğru olmadığını vicdanen anladım fakat halen bu konuya nasıl yaklaşacağımı bilmiyorum.
Psikolog: Çocuğunuza karşı bu davranışınız pek doğru olmamış. Cinsel taciz iddiası, asla küçümsenecek veya umursanmayacak bir şey değildir. Çocuğunuzun bu samimî beyanını ciddiye almanız gerekirdi. Bu duruma küçümser bir tavır sergilemeniz, çocuğunuzun sağlığı açısından iyi olmamıştır.
Anne: Ben de bunun farkına vardım. Bazı yanlışlıklarımın olduğunu anladım. Onun için size geldim. Ne deseydim, ne yapmalıydım?
Psikolog: Çocuğunuzla bu konuyu güven telkin edici bir atmosferde yeniden görüşün ve içinde bulunduğu duruma anlayış gösterin. Kendisine şöyle diyebilirsiniz: “Bana bu meseleyi anlattığın için, ilk önce sana teşekkür ederim. Sana karşı yapılan bu hareket, doğru olmadığı gibi ahlâkî de değildir. Senin bu hususta bir kabahatin olduğunu düşünmüyorum. Bu konuda hakikaten kendini kötü hissetmiş olman ve bu konuyu benimle paylaşman bunu gösteriyor. Bu konuyu inşallah birlikte halledeceğiz.”
Anne: Tamam, anladım. Bu yaklaşımım, çocuğumu rahatlatır ve yalnız olmadığı hissini verir. Peki, ne yapayım? Hemen polisi arayım mı?
Psikolog: İşin gerçek yüzünü henüz bilmiyoruz. Bu safhada emniyet güçlerini haberdar etmek, bazen sizin ve karşı tarafın aile huzurunu gereksiz yere bozabilir. Bunun yerine mevzuyu hemen büyütüp, herkese anlatmak ve ortalığı velveleye vermek yerine çocuğunuzun verdiği bilgilerden yola çıkarak, gerçek durumu öğrenmek için, mevzunun takipçisi olabilirsiniz.
Anne: Bu ayıp konuyu kendi başıma nasıl çözebilirim ki?
Psikolog: “Ayıp olur” düşüncesine kapılmadan sorumluluk bilinciyle hareket edebilirsiniz. Çocuğunuzu ürkütmeden ve utanmasına sebebiyet vermeden sessiz fakat dikkatli bir şekilde bahsi geçen o gençle ciddiyetle görüşebilirsiniz. Belki durum biraz farklı cereyan etmiş olabilir, belki bu genç bu fiili yaptığı halde yaptığını inkâr edebilir, samimî ifadelerinden de yapmadığını annelik ferasetiyle anlayabilirsiniz veya yaptığını itiraf edip pişmanlık da duyabilir. Hangi kanaate varmış olursanız olunuz, en azından görüşmeniz esnasında ikaz edici gerekli açıklamalarınızla o genç, eğer gerçekten yaptı ise uyarılarınız karşısında aynı eylemi yeniden yapma cesareti gösteremeyecek ve belki de hatasını anlamış olacaktır.
Anne: Doğru söylersiniz. Bu çok etkili bir yaklaşım olur. Peki, daha sonra ne yapayım?
Psikolog: Sonucu yine sakin ve samimî bir şekilde kızınıza anlatarak onu rahatlatın ve ona da bazı nasihatlerde bulunarak, böyle bir olayın bir daha olmayacağını anlatınız. Benzer bir olay olduğunda kendisinin hiç çekinmeden tepki göstermesini ve olayı derhal idareye bildirmesi gerektiğini söyleyebilirsiniz.
Anne: Kızım bu olaydan sonra travma yaşayabilir mi?
Psikolog: Cinsel tacizin fiilî boyutuna göre durum, travmaya ve hatta post travmaya da dönüşebilir. Ancak kızınızın size, okul idaresine ve adalete güven duyması, yaşadığı olayın travmaya dönüşmesini engeller. Kısacası kızınızın sizin onun yanında olduğunu hissetmesi, travmaya karşı en etkili yaklaşımdır. Ona karşı sergileyeceğiniz tutum da önemlidir. Kızınızın başına hiçbir kusuru veya kabahati olmadığı halde böyle bir şey gelmesi, utanılacak bir şey değildir. Tam tersine bu duruma sebep olan kişi, yaptığından dolayı utanmalı ve pişmanlık duymalıdır. İşte siz de o malum gençle yapacağınız görüşmenin bir gayesi de kendiliğinden bu utancı yaşamıyorsa sizin onu utandırıp nedamet duymasını sağlamak olmalıdır.
Anne: Kızımın bu olayda biraz pasif kalmış olması ve olay anında tepki göstermemiş olmasını neye bağlıyorsunuz?
Psikolog: Bu durum, kızınızın mizaç yapısı ve utangaç huyu ile ilgili olabilir. Belki de bu konularla ilgili olarak daha önceden kendisine bilgi verilmemiş olabilir. Çocuğunuza bir anne olarak mahremiyet eğitimi verdiniz mi?
Anne: Hım…yani…bilmiyorum…mahremiyet eğitimi nedir?
Psikolog: Mahremiyet eğitimi, cinsel bilgilerin yanında çocukların kendi ve diğer insanların özel alanının farkına varması, sosyal hayatın içinde kendi özel alanını koruması, diğer insanların özeline saygı duyması, kendisi ile çevresi arasında sağlıklı sınırlar koyması gibi bilgileri içerir.Mahremiyet eğitimi, haddizatında kızınıza erken dönem çocukluk evresinde sizler tarafından verilmesi gerekirdi. Aile büyükleri, özel alan ihlallerinde tepki vererek, çocuğun da aynı minval üzere tepki vermesi gerektiğinin eğitimi verilmeliydi. Çocukla birlikteyken mahremiyet ihlali içeren durumlarla karşılaşıldığında, çocuğun duyacağı şekilde bunun doğru olmadığına dair sağlıklı tepkiler zamanında verilmiş olsaydı, kızınız malum olayda da gereken tepkisini gösterebilir ve bu eylemin önüne bile geçebilirdi. Kısacası kızınıza, “Sen özelsin. Bedenin sana Allah’ın emanetidir, değerlidir ve dokunulmazdır. Özel alanını korumalı ve başkalarının özel alanına da saygılı olmalısın” demelisiniz.
Anne: Anladım. Biraz geç de olsa kızıma bu konuda nasıl eğitim verebilirim? Mesela evde giyinirken, nelere dikkat etmeliyiz?
Psikolog: Kızınıza soyunma ve giyinmede yalnız olması gerektiğini anlatınız. Herkesin içinde elbiselerini değiştirmemesi ve kimsenin görmediği bir ortamda giyinmesini telkin ediniz.
Anne: Anladım. Bazen komşu ve akrabalarımız, kızımı sevmek istiyor. Böyle durumlarda ne gibi tedbirler alabiliriz?
Psikolog: Kızınıza kim olursa olsun sevgi gösterilirken, vücudunun özel bölgelerine dokunulmaması gerektiğini anlatanız. Kimseye kızınızın mahrem kısımlarına dokunarak veya öperek sevilmesine müsaade etmeyiniz. Bunun için özel bölgelerini gösteren kılık kıyafet giydirmeyiniz. Unutmayınız; vücudunun bütün bölgelerinin sevimli ve dokunulabilir olduğu fikri, çocuğu sevgi zannettiği istismar davranışlarına karşı korunmasız hâle getirebilir. Kızınıza “Bir başkasının sana dokunması, ancak senin iznine bağlıdır” mesajı vermelisiniz ve bu mesaja aykırı davrananlara da açıkça karşılık vermesi gerektiğini söyleyiniz.
Anne: Kızımın bir de erkek kardeşi var. Aynı odada yatıyorlar. Bunun bir mahzuru var mıdır?
Psikolog: Çocuklar, iki yaşından itibaren anne ve babasından ayrı bir odada yatması uygundur. Dinimiz, her türlü ihtimale karşı kardeşlerin yataklarının beş yaşından itibaren ayrılması tavsiyesinde bulunmaktadır. Peygamberimiz (sav) de en geç on yaşına gelmiş çocukların odalarının ayrılmasını önermektedir.
Anne: Neden, odaların ayrı olması önemlidir?
Psikolog: Çünkü beraber bulundukları odada giyinip soyunurken, yatarken, temizlenirken birbirlerinin özel alanını ihlal edebilirler. Eğer imkân yoksa paravanla ayrılarak odada kendilerine özel alanlar oluşturulabilir.
Anne: Bu bilgileri bize verdiğiniz için teşekkürler. Harikasınız.
Psikolog: Estağfurullah. Kolaylıklar dilerim.
Prof. Dr. Ali SEYYAR