Bir Kuşluk Vakti”nde Kitabı Hakkında

Ali Rıza Demircan Hocamız ile 1982 yılında Kasımpaşa Büyük Piyale Camii İmamı olduğu yıllarda tanıdım. Tanıştığımız yer ise Büyük Piyale Camii’nde bir Cuma namazına rast gelir. O gün dinlediğim, “Cuma Hutbesi” sıradışı bir hutbe idi. Özel hazırlanmış ve kavramlar dikkatle seçilmiş ve her kelimenin üzerine basa basa söyleyen bir hocadan dinlemiş ve kendisini genç bir öğrenci olarak takdir ve tebrik etmiştim. Daha lise sıralarındaydım. Ali Rıza Demircan hocanın sesi, tınısı, sesini rengi ve hatta bu sesin farkı o gençlik düşüncesiyle bir garip gelmişti. Her şeyden önce bu sesi ve bu kişiyi sevmiştim. Bu ses ve kişilik ben de ayrı bir yer edinmişti. O günden bugüne hep Ali Rıza Demircan ismini basında, yayında, televizyonda ve sosyal medya da duyar ve görür oldum ve olduk. Çok sık olmasa da zaman zaman bir arada geldiğimiz, hal hatır ve güzel sohbetlerimiz olmuştur.

ARDER Vakfının Süleymaniye merkezinde Ali Rıza Demircan Hoca ile birlikte  Şaban Doğan, Süleyman Doğan, Hilmi Aydın ve Ergün Ertürk görülüyor.

Bundan bir ay önce ARDER Vakfında Topkapı Sarayı Eski Müdürü Hilmi Aydın ve Sanat Tarihçisi Ergün Ertürk’ü ile Ali Razı hocamızı ziyaret ettiğimizde bize üç çeyrek asırlık hayat hikayesini anlatan kitabını imzaladı ve hediye etti. Kitabın ismi, “Bir Kuşluk Vakti’nde Güzel Kul Olma Mücadelem” ismini taşıyor. Kitap güzel baskılı sempatik görünümü var. Kitap hacimli ve akıcı bir Türkçe ile yazılmış metin Türkiye’nin adeta üç çeyrek asırlık toplumsal yapımıza ve tarihimize ışık tutar mahiyette. Evet yazar sübjektif fikirlerini hatırat formatında kaleme almış, ancak bu hatıratta hem başarı, hem zafiyet ve hem de eleştiriler vardı. Bu yönüyle kitap Türkiye’nin son yarım asırdan fazla zamanını da mercek altına alıyor. ARDEV Yayınları arasından çıkan kitap; ek, albüm, belge ve dizin dahil 21 kısım ve 639 sayfadan oluşuyor. Kitabın yazı akışı içinde yer yer renkli fotoğraflar da yer alıyor.

Ali Rıza Demircan kimdir?

“Güzel Kul Olma Mücadelem” isimli hatıra eserin yazarı Ali Rıza Demircan’ı kısaca yakından tanımayım. Ali Rıza Demircan, 1945 yılında İstanbul/Kasımpaşa’da doğdu. Rize’nin Sütlüce köyünden Faik ve Hamdiye Demircan’ın yedinci çocuğudur. 1969’da İstanbul İmam-Hatip Lisesini birincilikle bitirdi. Aynı yıl o zamanki adı İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü olan Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesini de birincilikle kazandı. Demircan, üniversiteden pekiyi dereceyle mezun oldu. 1970 yılında Süleymaniye Camii Hatipliğine, bir yıl sonra da Hatiplik kaldırıldığı için aynı caminin İmam-Hatipliğine tayin edildi. Bu camide on iki yıl görev yaptı.1976-1978 yılları arasında Diyanet İşleri Başkanlığı Haseki Eğitim Merkezi’nde İhtisas gördü. Kitapları ve konferansları sebebiyle Türk Ceza Kanununun 163. maddesini ihlalden yedi defa Ağır Ceza ve Devlet Güvenlik Mahkemelerinde yargılandı. Hutbe, vaaz, seminer, konferans, radyo ve televizyon konuşmaları ile ülkemiz genelinde tanınmaya başladı. Evli ve 9 çocuk babasıdır. En yaygın eserleri: Kur’an ve Sünnet Işığında Cariyeler ve Sömürülen Cinsellik, Süleymaniye Minberinden İslam Nizamı

Süleymaniye İmamı

Süleymaniye Camii gibi muhteşem bir eser. İstanbul’un göz bebeği, yapısıyla, konumuyla, mâzi hal istikbal çizgisini taşıyan bir mabed. İstanbul üniversitesinin hemen yanında bu mabedde imamlık büyük bahtiyarlık olsa gerek! Bu güzel Camii’ye genç yaşta imam olan Ali Rıza Demircan, renkli ve kararlı kişiliğiyle hep göz doldurmuştur. “Güzel Kul Olma İster misiniz?” başlıklı yazıda Demircan hoca kitap yazmadaki gayesini şu cümle ile özetliyor: “Güzel kul olma mücadelemizin bir parçası olan bu hatırımız, okuyucusuna güzel kul olma yolunda bir fayda sağlayabilirse ne mutlu bize” diyor.

 “Altı Kürsüye Bedel”

Kitapta yer yer önemine binaen tekrarlar olsa da okuyucuyu rahatsız edecek mahiyette görünmüyor. Yazar Demircan, 77 yıllık ömrünü çocukluktan başlatarak adım adım olaylar, olgular, kişiler ve kurumlar hakkında tarihimize bir gezinti yaptırıyor. Demircan hoca küçük yaşta hafız olmuş ve 17 yaşında evlenmiş. Ali Rıza Demircan hocanın Süleymaniye Camii’ndeki hutbeleri için merhum Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, “Senin bu Süleymaniye Camii Minber’in bizim İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültemizin altı kürsüsüne denktir” demiş.

ARDEV Vakfı

Ali Rıza Demircan hoca hatıra kitabında birlikte görev yaptığı arkadaşları yanı sıra Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan önemli şahıslardan da yer yer eleştiriler getirerek söz ediyor. Bu eleştirileri bazı isimler üzerine de yoğunlaştırıyor ve tanıdığı şahıslarla ilgili bilgi ve hatırları da sıralıyor. İstanbul’da İslam ile ilişkiler olan şahısların büyük bir kısmıyla dönemi içinde görüşen Demircan Hoca, hatıratında onların fikir ve görüşlerine de kitabında yer yer değiniyor. Demircan, hatıra kitabını içinden geldiği gibi kaleme aldığını herhangi bir yerden kopya çekmediğinin altını çekiyor. Kitap yazımında herhangi bir metodu, yazım yöntemi olarak taklit etmemiş. 2012 yılında Ali Rıza Demircan (ARDEV) Vakfı’nı kurmuş. Bu Vakıf stüdyosunda 2014 sonrasında “Bilmemiz Gerekenler” başlığı altında 45’er dakika olmak üzere toplam 200’e yakın program gerçekleştirmiş. Bunların büyük bir bölümü Anadolu’daki televizyonlarda yayınlanmış. Şu anda ARDEV’de beş kişi daimi çalışıyor ve Demircan hoca haftanın beş günü buraya gelip gidiyor ve çalışmaların yürütüyor. Kitapta (Sayfa.304) şu önemli cümlenin altın çiziyor Demircan Hoca: “Maddi veya manevi çıkarlarına mağlup olmayan insanın varacağı yer İslam’dır.” Kitabın, “Tavsiyelerim” başlığındaki bölümde Demircan hoca, “Kalıcı başarılar, sağlam niyet ve çalışmakla sağlanır. Bunun için her işte Allah’ın rızası gözetilmelidir. Böylece yapılan her iş başarıdır ve kazançtır” diyor.

Ali Rıza Demircan Hocamızın, “Güzel Kul Olma Mücadelem: Hatıralar” otobiyografik kitabını bir solukta okurken, insan gözünden anlatılan olaylar, kişiler ve kurumlar adeta bir film şeridi gibi geçiyor. Böylesini güzel hatıra kitabından dolayı Ali Rıza Demircan hocamızı tebrik ve teşekkür ediyorum. 1980’li yıllardan beri tanıdığım, Hakkı Hak, Batılı batıl olarak güzel hitabetleriyle bıkmadan, bükmeden ve eğmenden kitlelere her ortamda cesurca anlatan ve yazan değerli Ali Rıza Demircan Hocamıza sağlıklı ve uzun ömürler diliyor, bu güzel kitabı okuyucularımıza tavsiye ediyorum.

Ali Rıza Demircan Hocamızla Topkapı Sarayı Eski Müdürü Sanat Tarihçisi Hilmi Aydın