Leyle-i Kadir olarak betimlenen ve Müslümanların ilham kaynağı olan bir gecenin özelliğinin Kuran’ın indirildiği bir gece oluşu ile birlikte mümine ilham ve yol gösterici boyutu olduğunu dikkatle gündeme taşımak elzem olmuştur. Bir gecenin ehemmiyeti onda inen vahyin kendisidir. Yoksa herhangi bir geceden farkı yoktur. Bin aya bedel oluşu ise; vahyin insana yol göstericiliği bağlamında onun hayatını anlamlandıran ve kurtuluşuna vesile olacak bir yaşamın varlığını işaret etmesi sebebiyledir.
İnsanın kurtuluşu kulluk şuuru ile yaşamını biçimlendirmesi ve ömrünü bu şuur çerçevesinde sürdürmesine bağlıdır. Kulluğu belirgin kılan ve neler yapılması gerektiğini bildiren ise; ilahi vahiy/Kuran’dır. Kuran, insana rehberlik için gönderilmiştir. Ama bu rehberliğin özellikle muttaki/iyilik boyutunu öne çıkartan kişilere mahsus bir durum olduğu bedihidir. Yani ilahi vahyin rehberliği, kulun kendisini ilahi rehberliğe açık tutuşu ile birebir ilişkili bir durumu ifade eder.
İnsan, yeryüzü serüveninde kendi başına kendi rehberliğini yapabilecek bir donanıma sahip değildir. Çünkü insan kendi başına bırakılmış olsa, ayartıcı güçler devrede olmasa, fıtratına mahsus iyiye yönelik ilgisi vesilesi ile muttaki bir kul olma yolculuğunu yerine getirebilirdi. Ama burası bir imtihan dünyasıdır. Bu imtihan sürecinde de insana musallat edilmiş, şeytan ve o şeytanın dostları boş durmamaktadır. İşte bu şeytanın ayartılarına karşın, insanın yol göstericiliğinin sahih ve sahici bir şekilde yürütülebilmesi için Allah insana ikram ederek ona yol gösterici bilgileri ihtiva eden vahyi göndermektedir. Bu vahyin bir insana gönderilmesi ve onun yol göstericilikte örneklik yapması da ilahi lütfün bir devamı olarak görülmelidir.
Süreç içinde Kadir Gecesini tek bir geceye indirmekte Müslümanlar pek mahir olmuşlardır. Aslında insanın indirgemeci boyutu her alanda devreye girdiği gibi bu gece içinde devreye girerek onun anlamı ve amacı üzerine düşünmek yerine o gecenin kendisini kutsayarak kendini kandırmakta bir beis görmemektedir. İndirgeme, insani hasletin en temel gösterenidir. İnsan, öğrenme süreçlerinde ve bilişsel zeminlerde indirgeyerek kendi akli seviyesinde anlamayı öncelemektedir. Bu ise onu yanıltan bir özelliğe sahiptir. İlk adım olarak indirgeme anlama açısından önemli bir işleve sahip olmaktadır. Ama ikinci adımda tekrar meseleyi asli hüviyetine taşımazsa insan, yanıltıcı bir durumu da kendi elleriyle inşa etmeyi başarmaktadır.
Bir gecenin bin aya bedel oluşu; yaklaşık olarak bir insan ömrüne tekabül eder. Bu ömür ise ancak, gerçek bir hidayet üzere oluşu ile anlamlı hale gelerek insanın kurtuluşuna vesile olur. Salt bir geceyi ibadet ile geçirerek bir ömür kurtuluşa taşınamaz! O geceyi anlamlı kılan vahyin hidayet edici boyutunu idrak etmeden bir geceyi kutlamak tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. O yüzden Kadir Gecesini, yeni bir başlangıç kılmak, yeni bir yolculuğa temel kılmak, yeni bir istikametin temeli haline dönüştürmek için gereken iradenin inşa edilişine temel kılarak kurtuluşu sağlama almak elzemdir.
Salt bir geceye mahsus ibadet ritüelleri oluşturmak, salt bir gece ile sınırlı kaldığı sürece aldatıcı bir pozisyonu içinde taşıyacaktır. Bu geceyi ihya etmek, gece ile sınırlı ve ertesi gün olağan yaşama devam edilecekse pek bir işe yaramayacağını başka ayetlerden istinbat ile de gösterilebilir. Tabi ki geceyi ibadet ile geçirmeli, ama daha şuurlu bir şekilde vahye yönelmeli ve ona göre geleceğini diri, şuurlu bir şekilde vahye göre düzenleme kararlılığı elde etmeye kişi yönelmelidir.
Ama ne hikmet ise bin aydan hayırlı bir geceyi ihya ederek bin ayda yapılacak faydayı bu gecede elde edileceğine dair bir kanaate sahip olmak pek geçerli olmaktadır. Bu geceyi kutsayarak o gecede indirilmiş ve insanlığın kurtuluş muştusu olan vahyin dikkatlerden kaçırılması da ayrı bir sorunlu tutum olarak orada durmaktadır. Kadir gecesi demek, insanlığın kaderinin değiştiği gece demektir. Bu gece ile insanlığın geleceğine güneş doğduğu ilan edilmektedir. Bu güneş ise vahyin bizzat kendisidir. Kuran, insanın yol gösterici güneşidir. Güneşin aydınlattığı gün gibi vahiy, insanın hayatını aydınlatır ve ona ne yapılması ve yapılmaması gerektiği konusunda ilkeler ve uygulamalar sunar. Bu temel gerçekliği göz ardı ettiren her yaklaşım sorunlu bir yaklaşım olacaktır.
Gecenin kıymetinin bir ömür ile mukayese yapılması, insanın kurtuluşunun temsiline bir gönderme olduğu bedihidir. Burada asıl olan ise, ömrünün neresinde olursan ol, kendini vahyin diriltici nefesine bırakır ve onun yol göstericiliğine teslim edersen, ömrünü kurtarmış olursun. Hayatını kurtarmak için vahyin kılavuzluğu ise muttaki kullar içindir. Burada muttaki kavramı insanın doğal yapısının iyiye meyyal oluşuna bir göndermedir. İşte bu gönderme bize ayetin tam olarak anlaşılmasını da beraberinde getirecektir. Unutulmamalıdır ki, salt bir gece, her hangi bir gecedir. O yüzden vahyin nüzulü, ilahi inayetin insana ve yaşama müdahalenin varlığı bağlamında temel bir bakışı işaret eder. İlahi inayet, insana, ihtiyaç hissettiği her zeminde kendisine ulaşan yardımdır. Allah her daim kulunun yardımına koşmaktadır. Ama en büyük yardım, yaşamının anlamını ve istikametini belirleyen vahyin ona gönderilmesi ve temsiliyetini inşa etmesidir. Nübüvvet insana verilmiş en büyük armağandır. Vahiy ve nübüvvet insanın yol göstericiliğinde en temel unsurlardır. Böylece bütün insanlara kılavuzluk oluşturacak bir zemin kurulmuş olacaktır.
Kadir Gecesi, bize Kuran/vahyin önemini hatırlatmalı, hayatımıza katmayı irade etmeyi sağlamalı, ona uygun bir yaşayışı süreklileştirerek devamını da sağlamalıdır. O zaman insan bir ömrü kurtaran bir bedeli gerçekleştirmiş olur.
Bu vesile ile mümin kardeşlerimin Kadir gecesini kutlar ve onlara vahiy ile bir yolculuk gerçekleştirmelerine zemin olmasını temenni ederim…
Abdulaziz Tantik
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…
Eksikleri Varsa da Doğruya Yakın Bir Görüş Mirat Haber olarak, İslam'a aykırı olmadığı müddetçe, her…