islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,7367
EURO
36,5541
ALTIN
2.951,51
BIST
9.827,23
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
11°C
İstanbul
11°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Hafif Yağmurlu
12°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C
Cuma Az Bulutlu
14°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

Bir proje-damat öyküsü: Mason büyük üstadı Philip

100 yaşına haftalar kala hayatını kaybeden, Kraliçe Elizabeth’in kocası Philip Windsor-Mountbatten, pek çok unvanına ek olarak 33. Dereceden Büyük Üstad konumunda, masonların liderlerinden biri olarak İngiliz ve Dünya derin devletinin en üst düzey konumlarından birinde eşi kadar güçlü bir konumdaydı. Geri planda kalmasına, komik ve beceriksiz izlenimi vermesine rağmen, dünyadaki pek çok olayda perde arkasından etkide bulundu

Bir proje-damat öyküsü: Mason büyük üstadı Philip

Cuma akşam 100 yaşına haftalar kala hayatını kaybeden, Kraliçe Elizabeth’in kocası Philip Windsor-Mountbatten, pek çok unvanına ek olarak 33. Dereceden Büyük Üstad konumunda, masonların liderlerinden biri olarak İngiliz ve Dünya derin devletinin en üst düzey konumlarından birinde eşi kadar güçlü bir konumdaydı. Geri planda kalmasına, komik ve beceriksiz izlenimi vermesine rağmen, dünyadaki pek çok olayda perde arkasından etkide bulundu.

Cemil Ufuk Bakırçay

 سَب۪يلِ الطَّاغُوتِ فَقَاتِلُٓوا اَوْلِيَٓاءَ الشَّيْطَانِۚ اِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَع۪يفًا۟

İman edenler Allah yolunda savaşır. İnkâr edenler tağut yolunda savaşır. O halde siz, şeytanın dostlarıyla savaşın. Şeytanın hilesi kesinlikle zayıftır. (Nisa 76)

Sadece 9 hafta içinde 100. doğum günü şenliklerle kutlanacak olan Edinburg Dükü Prens Philip, ya da unvansız adıyla Philip Windsor-Mountbatten, İngiliz derin devleti ve dünya nizamında belirleyici örgüt olan Masonların 1952 yılından beri kayıtlı üyesiydi. İngiliz Mason cemiyetinin ölümü üzerine yaptığı resmi açıklamaya göre Philip, en üst düzey üyelerin, kralların, prenslerin ve gelecekteki liderlerin kaydedildiği Bahriye Locası’nın 2612 numaralı üyesiydi. Bir yıl içinde üç seviye birden atlayarak üstad mason durumuna gelmiş, sonraki yıllarda hızla Gül-Haçlı ezoterik sırlar seviyesine ardından da Masonluğun ölümsüzlük makamı olarak nitelenen en üst 33. Derece Mason Üstad-ı Azam seviyesine çıkarılmıştı.

Masonlara yollanan gazetede prense uzun methiyeler. Prens İngiliz derin devletinin gayrı-resmi başlarından olduğundan, ülkede bütün medyadaki methiyelere ve bir gün boyunca yayına ara verilmesine halk, konuyu tam bilmediği için anlam veremedi. BBC’ye sayısız protesto yapıldı, “Allah rahmet eylesin ama nedir bu anormal methiyeler, yayını kapatmalar” şeklinde binlerce şikayet yapıldı.

Proje damat ile 13 yaşındaki hedef gelin

Philip, İngiliz kurulu düzenine ya da bizdeki adıyla Derin Devleti’ne ihanet etmiş kabul edilen (Atatürk’ü de İstanbul’da ziyaret etmiş) kral VIII. Edward ve onun ardından gelen zihinsel yönden zayıf VI. George zamanında zayıflayan Mason-Taht ilişkilerinin, bir de Mason teşkilatı üyesi olamayacak kraliçe Elizabeth zamanında iyice bozulmaması için, prensesin tahta geçeceği belli olur olmaz özel olarak seçilip hazırlanmaya başlandı. Elizabeth ile 12 yaşındayken tanışmış, kızın tahta geçeceği anlaşılınca dayısı ve yaşam boyu akıl hocası Lord Mountbatten tarafından harekete geçmesi istenmişti. Fazla bir eğitimi ve sosyal çevresi olmayan kız 13 yaşına gelince yıllarca devam ettiği düzenli aşk mektuplarıyla gönlünü çelmeye başlamıştı. Lord Mountbatten, Elizabeth’in de uzaktan akrabasıydı ve ker iki tarafın evlenmesi için Philip’i öve öve bitiremedi, kralı ve kraliçeyi ikna etti. Lakabı Lilibet olan kraliçe kukla olacak, Philip de ülkede Masonların ve bitmez tükenmez hırsıyla ünlü Mountbatten’ın etkisi altında İngiliz derin devletiyle tahtı bütünleştirecekti. Ayrıca geleneklere uygun olarak hanedan adı Windsor’dan Mountbatten’a dönecekti.

70 Yıllık Kraliyet Evliliği: Kraliçe 2. Elizabeth & Prens Philip
Elizabeth’in beklenmedik bir şekilde kraliçe olacağı anlaşılınca 13 yaşında markaja alındı

Plan yüzde yüz başarı kazanmadı

Plan büyük ölçüde gerçekleşti ama bazı eksiklerle. Evlilik sonrası İngiliz derin devleti, Mountbatten ile yeğeninin anormal hırsını dizginlemek için bazı adımlar attı. Öncelikle Windsor hanedan ismini değiştirmediler. Yine de kendisi ve bazı aile üyeleri Windsor-Mountbatten ismini kullanıyorlar. Ardından Philip’in etkisini dengelemeye çalıştılar. Elizabeth eğitimsiz ve kendi halinde olmasına rağmen onu aile lideri haline getirdiler. Proje damadın ve dayısının tam hakimiyetine en gel oldular. Ama ikili alternatif kanallarla güç kazanmaya başladılar.

Philip masonlukta ve Dünya Derin Devleti’nde ilerlemeye başladı. Kendisinden önceki krallar ve prensler de masondu ama çoğu Masonların ezoterik, mistik öğretilerinden uzaktı. Philip bunlarda da ilerledi. Dünya Derin Devleti, İngiltere merkezli, gücünü Rothschild’lerin kurduğu borca dayalı para sistemi ve faizci Merkez Bankaları ağı üzerinden alan, dünyada halen hakim nizam. Sistem adları bilinen İngiliz ve Amerikan ailelerden meydana geliyor. İngiliz kraliyet ailesi de bunlardan biri. Phillip aileyi bunlar arasında temsil ettiği gibi, üst düzey Masonik organizasyonlarda da etkin konumda oldu. Dahası, gerek ordu, gerekse nizamın istihbarat organı MI6 üzerinde de dolaylı etkisi vardı.

Mountbatten: genel vali, mason, homoseksüel, pedofil, darbeci, terör kurbanı

Projenin mimarı olan dayı ve akıl hocası Mountbatten’den da kısaca bahsedelim. İngiliz Silahlı Kuvvetleri Asya komutanıydı, Earl of Burma ünvanı verildi, ardından yüzmilyonlara hükmeden Hindistan İmparatorluğu genel valisi oldu, ardından da İngiliz Silahlı Kuvvetleri onursal başkanı oldu. Üst düzey Masondu. Homoseksüel bir sübyancı olduğu, komutanken sahipsiz erkek çocukların ırzına geçtiği de yaygın olarak çok farklı kaynaklardan nakledilmektedir. Ancak bu hiçbir zaman İngiliz derin devletinde sorun olarak görülmemiş, aksine gizli oluşumlarda sır saklama ve şantaj olarak kullanılmak açısından bir nitelik olarak sayılmıştır. Bu özellikte olup ülkeyi idare etmiş, son 50 yılda iki başbakanları vardır.

Mountbatten, Hindistan’ı artık elde tutamayacaklarını anlayınca İngiliz kültüründe önemli yeri olan “vakur geri çekilme” konsepti dahilinde, Hindistan’ı parçalayıp, Keşmir’i Müslüman olmasına rağmen Hindulara bırakıp, her iki ülkeyi de birbiriyle boğaz boğaza olacak şekilde ayarlayıp öyle terk etti. İngiltere’de Sosyalist hareket giderek ağırlık kazanıyordu ve Merkez Bankası’nın devletleştirilmesi, para sisteminin değiştirilmesi Harold Wilson hükümeti tarafından tartışılıyordu. Dünya para sisteminin merkezi olan İngiltere’de böyle bir şeye izin verilemezdi. Mountbatten iki kez İngiltere’de İngilliz Merkez Bankası (Bank of England) merkezli, yani Rothschild destekli askeri darbe organizasyonunun planlayıcısı oldu. Bunu için Philip vasıtasıyla Elizabeth’in onayını almaya çalıştı. Ama ikisinde de reddedildiği gibi kraliçe bunların gerçekleşmemesi için yetkilileri haberdar etti.

Mountbatten’e dokunmadılar. Darbeci-sübyancı dayı, yeğeni proje-damat Philip olduğu kadar onun tahta geçecek oğlu Charles üzerinde de normal olmayan tuhaf bir nüfuzu bulunuyordu. Hatta torununu onunla evlenmek ve geleceğin kraliçesi olmaya hazırladı, Charles ona evlilik teklifinde bulundu. Ama Hindistan’ın eski genel valisi, çok ilginç ve hayatın doğal akışına aykırı biçimde İrlanda’da tatil yaparken bir ‘İRA bombalı eyleminde‘ havaya uçuruldu. Charles tam olarak istedikleri gibi olmadı. Onun oğlu William, Philip’in gözdesi oldu, Masonlukta ilerledi. Dedesi de William’ı eski havacılık arkadaşı Yüzbaşı Middleton’ın torunu Catherine ile evlendirdi. İngiliz tahtında veliaht prens Charles’in atlanması söz konusu.

The Crown 4: Why Was Lord Mountbatten Assassinated? - HistoryExtra
Veliaht prens Charles ve ailenin nüfuzlu dayısı Lord Mountbatten

Yunan kraliyet ailesinden İngilizleşmeye

Philip Yunanistan kraliyet ailesindendi. Amcası Türkiye’yi işgal edip, 1922’de İstanbul’u alıp yeni Bizans İmparatorluğunu kurmak istiyordu. Ancak Venizelos ve Metaxas aileyi tasfiye etti. Louis Mountbatten, proje damat yeğenini tahta hazırlamak için II. Dünya savaşında binbaşı rütbesiyle pek çok muharebeye de sokmuştu. Philip, ailesinin memleketi Yunanistan’daki Girit’in işgalinden Okinawa muharebesine kadar üç yıl cepheden cepheye giderek savaş kahramanı unvanı kazandı. Tabii asil olması, muhtemel kraliçe kocası olması, binbaşı olması riski azalttı. Amcası hain kral VIII. Edward’ın ölene kadar yakın dostu olan Japon İmparator Hirohito’nun teslimiyetinde Tokyo’daydı. Savaş bitince Yunan-Daimarka-Alman kökenli olmasına rağmen kolayca İngiliz vatandaşı oldu. Kendi soyadı Schleswig-HolsteinSonderburg-Glücksburg olmasına rağmen, Almanca Battenberg’ken İngilizce Mountbatten olarak tercüme edilmiş dayısının soyadını aldı. Oysa gördüğü sapkınlıklar sonucu kendini manastıra kapatmış öz annesiyle hayat boyu konuşmadı. Dayısı babadan daha yakındı. Philip, deniz kuvvetlerinde amiral oldu. Evlendikten sonra pilotluk eğitimi de alarak, hava pilot general oldu. Binlerce vakıf ve derneğin hamisi oldu. İlk çocuklar Charles ve Ann doğunca, kendisi de locaya girince artık İngiliz sistemin güvenilir parçası oldu. Adım adım tırmanıp 33. derece Mason üstadı da olunca derin devletin bir lideri oldu.

Philip’in evlilik dışı ilişkileri, içinde Sovyet casusları da olunca pek magazin konusu sayılmaz. Philip’in zengin aşk hayatında Sovyetler Birliği’nin bal kapanı olarak kullandığı Savunma Bakanı Profumo’ya kadar uzanan Christina Keeler fuhuş çetesiyle de kesişti. Bununla birlikte Mountbatten’ın darbe girişimlerinin içine girmemesi, Elizabeth’in işlerine doğrudan karışmaması, onu sadece aralarda yaptığı patavatsız ve ırkçı yorumlar dışında gündeme getirmedi. Sayısız kurumun hamisi olmasının yanısıra, on binlerce etkinlik ve İngiltere’yi sevimli gösterme amaçlı yüzlerce dış seyahatte görev aldı.

Diana’yı Philip öldürdü iddiası

Prens Philip, Lady Di olarak bilinen Prenses Diana vakasıyla da ilintiliydi. Prenses, ailenin normal insanlardan oluşmadığı, içinde sapıklık ve sadizmin bolca olduğu, dış görüntünün bir tiyatro olduğunu anlamıştı. Prens Philip’in aklına başına toplamazsa kendisini ölümle tehdit ettiği de basına yansıdı. Maruz kaldığı ruhi sorunlarından kurtulmak için 12 ailenin fiili lideri olan Baron Rothschild ve homoseksüel şarkıcı Elton John ile yakınlaştı. Bunlar, derin devlet adına onu konuşmayıp kontrol altında tutmak için mi, yoksa kraliyet ailesine karşı koz olarak mı dostluk kurdular bilinmiyor. Bilinen, Diana Spencer’in kraliyet mağazası olan Harrods’un Mısırlı sahibi Muhammed Fayed’in oğlu Dodi ile evlenmek üzereyken çok fazla tuhaflık bulunan bir kazada öldüğü. Bu, bir Fiat Uno’nun çarptığı kanıtlanan, tünel içinde bir ışık patlaması görülen, Mercedes S otomobilin elektronik kontrolünü yitirip aşırı hızlandığı, prensesin Paris’in ortasında acil servise ancak 1 saat 45 dakika sonra yakındaki değil uzaktaki hastaneye götürüldüğü, bir SAS grubunun işe karıştığı, Tomlinson adlı üst düzen İngiliz İstihbaratı MI6 yetkilisinin her şeyin teşkilatta planlandığını iddia ettiği çok şaibeli, garip bir kazaydı.

Zamanında İngiltere’nin en zenginlerinden olup şimdi parya haline gelen Muhammed Fayed, yaptığı çok sayıda araştırma sonucu oğlunun ve müstakbel gelininin bebek bekledikleri için, gelecekteki Kral William’ın Müslüman Arap bir kardeşi olmasının kabul edilemeyeceğinden, başında Prens Philip’in olduğu bir karanlık grup tarafından İngiliz dış istihbaratının kullanılmasıyla öldürüldüğünü kesin olarak bildiğini ifade etti. Kuşkusuz İngiltere-Fransa derin devletleri, bunu aleyhinde yüzlerce beyanat yayınladı, hatta dönemin MI6 başkanı resmi açıklama bile yaptı. Ancak evladını yitiren bir babanın, uzun araştırmalar ve detektiflik harcamaları sonrası, içinde bulunduğu rejimi karşısına alarak ve her şeyini kaybedecek olmasına rağmen desteksiz bir iddiada bulunması da akılcı gelmiyor. Bir başka iddia edilen nokta da kazanın Türkiye’deki Susurluk kazasının ‘başarısı’ ardından aynı tarzda bir kaç ay sonra yapıldığı, bazı istihbaratçıların her iki kaza zamanında da olay ülkelerinde görevde oldukları, hatta bunun sorumlusunun sonradan çok üst düzey görevlere geldiği.

Kuşkusuz Diana vakası sadece bir kişinin (ve yanındaki nişanlısı ve şoförünün) başına geldi. Hindistan’ın en münbit beldesinde yarıdan fazlası Müslüman yirmi milyon insanın öldüğü 1943 İngiliz yapımı Bengal Kıtlığı, İngiltere tarafından itelenen ve bahanesi bulunan 2003 Irak işgalinde 5 milyona yakın kişinin hayatını yitirdiği, bunun gibi Afrika’da, Asya’da çok sayıda soykırımın olduğu, Osmanlı’nın İngilizler tarafından ardı ardına felaketlerle parçalandığı, hatta I. Dünya Savaşında binlerce askerimizin kireç çukurlarında bilerek kör edildiği, cumhuriyetimizin bile yakın zamanlara kadar İngilizler tarafından II. Dünya savaşı sonrasında kurulmuş NATO-Gladio derin devleti tarafından perde arkasından yönetildiği, işte darbe girişimleri ve toplu mektuplarla görüyoruz, yeniden yönetilmek istendiği akla getirilirse, tek bir kişinin ölümü bazılarınca çok önemli görülmeyebilir. Ancak sistemin nasıl çalıştığının anlaşılması bakımından, Philip Windsor-Mountbatten’ın ve kraliyet ailesinin, İngiliz derin devletinin, aileler rejimi içindeki rolünü kavramakta yarar var.

Dünyayı bu zavallı insanlar basit planlarla yönetmekte. Müslüman uyanıp silkeleninceye kadar da zayıf hilelerle buna devam edecekler.

İngiltere Prensi Philip Mountbatten kimdir? Prens Philip'in hastalığı ne? -  Son Dakika Magazin Haberleri
ŞEYTANİ KARAKTER: Kraliçe’nin ölen kocası, 100 yaşına iki ay kala hayatını kaybederek tarihin en yaşlı kraliyet ailesi mensubu rekorunu kırdı