Anadolu Konferanslarım ve Denizli Konferansı
Bismillah… 1970 yılının başlarında 25 yaşına girerken başlayan Süleymaniye Camii Hatipliğimde Rabbimin lütfuyla başarılı oluşum Anadolu konferanslarımızın da başlaması ve artmasına vesile oldu. Uzun yıllar içinde güzel ülkemizin birkaç ili dışında konferans için gitmediğim il kalmadı. Muğla dışında Ege bölgemizin bütün illerinde konferans verdim. Her ilde hatıralarımız oldu. Ama Denizli hatırası unutulmaz niteliğe büründü.
1991 öncesiydi. Tam olarak yılını ve davetçilerini hatırlamıyorum, Ramazanda oruçlu olarak verdiğim ilk konferansım Denizli konferansım olmuştur. Şimdiki gibi her gün uçak seferleri yoktu veya pahalıydı. İstanbul’dan gece bindiğim otobüsle sabahleyin Denizli’ye indim. Saati gelince konferansımız başladı. Hafızam beni yanıltmıyorsa konferansımız bir sinema salonundaydı. Sinemanın üst katı dahil her taraf doluydu. Konuşma kürsüsüne yakın ön kısımlarda ise çoğunluğunu öğretmenlerimizin ve yöneticilerin oluşturduğu aydın bir kitle vardı.
Cahillerin Protestosu
Konuşmaya başladıktan kısa bir süre sonra üst kattan iki sıralık bir gurubun salonu terk etmekte olduğunu gördüm. “Konferans yeni başladı, konuşmamızın faydalı olup olmayacağı henüz belirmedi, arkadaşlarımız neden ayrılıyor? ” diyerek sorduğumda cevabı ön sıralardaki kardeşlerimiz verdi:
-Hocam, su isteyerek içtiğiniz için sizi protesto ediyorlar.
O ana kadar su isteyip açıktan içtiğimin farkında değildim. Konuşmamın heyecanı ile Ramazanı da unutmuştum. Oysaki oruçluydum. Niye beni uyarmadınız dediğimde, bazıları seferi olduğunuz için oruçlu olmayabileceğinizi düşündük derlerken bazıları da Rabbimiz unutturmuştur, düşüncesiyle uyarıda bulunmadıklarını söylediler.
Üzgün ve biraz da öfkeli olarak şöyle dedim: Ben oruçluyum, Orucu emreden Rabbimizin verdiği seferilik/yolculuk ruhsatını kullanarak oruç tutmayabilirdim. (el-Bakara 2/185) Ama oruçluyum. Kaldı ki seferilik hakkımı kullansaydım bile oruçlularımıza saygımdan yine de huzurunuzda açıktan su içmezdim. Şimdi beni kınayarak salonu terk eden arkadaşlara iletmenizi isterim:
Yer Yatağında Yatarken Rabbime Yakarışım
Konferans akşamında bir mühendis kardeşimizin evinde salona serilen yer yatağında geceledim.
(Konferanslarım için geliş dönüş masraflarımı almadığım gibi maddî külfet olmasın düşüncesiyle otel de istemezdim.)
Gece uykuya yatarken Rabbime yönelerek söyle yakardım:
Allahım! Senin rızanı amaçladığımı bilirsin. Denizlili kardeşlerimin önünde yaşadığım mahcubiyetin sırrı ne ola ki?
İzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi
O yıllarda Denizli’nin de yetki sınırları içinde olduğu Devlet Güvenlik Mahkemesi laikliği ihlâlden önüne gelen davalara kestiği cezalarla ün yapmıştı. Konferansımızı “Sosyal ve ekonomik hayatın İslâmlaştırılması “ başlığı ile haberleştiren Yeni Asır gazetesinin yayın içeriği ihbar niteliğindeydi. Ama haberine Ali Rıza Demircan halkın önünde su içtiği için protesto edildi, şeklinde magazinsel bir boyut katınca bizim modern ilahiyatçılardan olduğumuz izlenimini verdi. Böylece daha sonra yürürlükten kaldırılan meşhur 163. maddeden laikliği ihlal suçlamasıyla cezalandırılabileceğimiz yargı sürecinden korunmuş olduk.
Niçin unutturularak su içirildiğimizin sebebi de böylece zahir oldu. Cahil ama iyi niyetli dinleyicilerimizin protestosu hayra vesile oldu.
Oruçla ilgili Bir İki Hatırlatma:
Unutarak yemek içmek orucu bozmaz. Rabbimiz Kur’ân’ın Bakara sûresinin 185. âyetinde “ Kim hasta olur veya yolculuğa çıkarsa oruç tutmayabilir, tutamadığı oruçları da Ramazan dışında diğer günlerde kaza eder…” buyurduğu için yolculuk olarak algılayabileceği yola çıkan kişi daha sonra tutmak üzere orucunu erteleyebilir. Alacağı sevab artabilir ama eksilmez. Peygamberimizin komutasında Ramazanda yapılan seferlerde sahabilerin bir kısmı oruç tutar bir kısmı da tutmazdı.
Ali Rıza DEMİRCAN
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi