islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,5077
EURO
36,4331
ALTIN
2.962,75
BIST
9.144,47
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Az Bulutlu
9°C
Pazar Az Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

“BİR SOYKIRIM GÖRDÜM”

“BİR SOYKIRIM GÖRDÜM”
27 Nisan 2024 11:55
A+
A-

Operatör Doktor Taner Kamacı’nın Gazze şahitliği:
‘’Bir soykırım gördüm.”

Gençlik ve Spor Bakanlığı, Adana Gençlik ve Spor il Müdürlüğü, Çukurova Üniversitesi, Genç Ofis Mekânında Operatör Doktor Taner Kamacı; bu hafta misafirimiz oldu.

Yaptığımız söyleşi; tüm dinleyenleri içinde bulunduğu gafletten, aday olduğu, yürek koyduğu ölçüde sarsan, farkındalık ile uyandıran ve tesiriyle yeni bir dönüşüm ile kendini bulma yolculuğunda referans olacak nitelikteydi. Buyrun:
“Onlar bizden daha mutlular. Şükürde de, sabırda da, azimde de bizden daha iyiler. Mısır’da kimsenin yüzü gülmüyordu fakat Gazze’ye geçer geçmez dikkatimi çeken hepsinin güler yüzlü olması idi. Bizde dahi deprem zamanında şikâyet ve tahammülsüzlüğe şahit olduk fakat onların hastaneleri evleri yıkılmış olmasına rağmen bizden iyilerdi. Hastanenin etrafına kurdukları çadırlarda kalıyorlardı. Ramazan’da sahurda iftarda bulup da yiyebildikleri tek şey undu. Küçük leğenlerde yoğurdukları hamurları ekmek yapıp yiyerek hayatta kalmaya çalışıyorlar.

İsrail askerleri, Gazze soykırımına ısrarla ve şiddetle devam ederken bombalamaları çoğunlukla ya sahur ya iftar saatlerinde yapıyorlardı. Biz de orucu açıp hızlıca acile yetişiyorduk. Sedyelerde bir kaç kişi yatıyordu. Ameliyathane zaten yoktu. Aynı anda bir anda 30 kişi geliyordu. Biz durumu acil olanları seçmek zorunda kalıyorduk.

‘’Türkiye’den ne istersiniz?’’ diye sorduğumuzda savaşı durdurun diyorlardı. Yardım, gıda bunlarla ilgilenmiyorlardı. Savaş durmadığı sürece yüzlerce doktor da gelse bir çözüm olmuyor. Tok ölüyoruz, olan bu diyorlardı. Savaşı durdurun ekmek dahi istemiyoruz. Açlığa alışkınız biz.

Lütfen! Filistin bayrağını salladığınızda kendi üzerinize düşeni yapmış gibi saymayın diyorlardı. Artık biz savaşı durduracak eylem istiyoruz. Dünya zaten sıkıntılarımızı görüyor. Sizden ricamız, çözüm için katkı sunun. Biz esas çözümü Allah’tan bekliyoruz fakat siz burada kendi duruşunuzu belirlemiş olacaksınız.
Orda küçük çocukların resim çizdiğini gördüm. 200 civarı çocuğa: “Resim çizen bana getirsin, satın alacağım.’’ dedim. Getirene üç beş kuruş verdim. Onları getirdim. Ressamlar çizdirip müzayede satıp tekrar parasını onlara göndereceğim inşallah. Bir tanesinin resme yazdığı notu unutamam:”1948’den beri nefes alamıyoruz.”

İsrail’in işgal ettiği bölgede Müslümanlarla Yahudilerin mahalleleri yan yana. Müslümanların çöpleri dahi toplanmıyor. Bunun gibi nelere sabrediyorlar. Başka bir millet bu kadar sabredemez. 7 Ekim’de başlamadı bu zulüm. Bu nedenle Hamas’ı suçlamıyor onlar. ‘’Onlar Mücahit! Bizim için ölüyor. Biz nasıl kızarız onlara?’’ diyorlar.

İsrail askerleri Türkiye’den gelen yardımları tır sırasının sonuna koyuyorlar fakat Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi İsrail’le çalışan ülkelerin yardımlarını ise hemen geçiriyorlar ki Birleşik Arap Emirlikleri, Suud ve Mısır yöneticileri ile sempati oluşsun. İsrail bu tuzağı yapıyor ki yardımın Türkiye’den olduğunu bilmesinler. Sadece bununla da kalmayıp kaliteli gelen yardımları değiştirip kalitesizleri koyduklarını da duyduk.

Gazze’ye giren yardımlar ancak Mısır Kızılay’ı aracılığı ile girebiliyor. İsrail böyle bir kural koymuş.
İsrail’in zulmünü duyurmak için kınayıcının kınamasından korkmadan sosyal medya veya sosyal hayatta zulmü gündemde tutmak sizlerin, bizlerin yapması gereken, bu gerçekleri gerek milletimize, ve giden yardımları hakkını vermek, gerek Gazze halkı adına dillendirebilmek.

Kimisi sadece post paylaşmakla risk almış olabilir, kimisi ticarette zarara uğrayacağını bile bile tavır alır. Kısaca yapılacak çok şey var fakat önemli olan yapabildiğimizin son sınırına kadar dayandık mı?
Gazzelilerde en çok dikkatimi çeken şeylerden biri; sokaktan geçeni çevirsen bizim imamlarımızdan daha çok ezberleri vardır.
Sokakta oyunları süre ezberini devam ettirmekti. Hatırlayamayan yanmış oluyordu.
Sabah namazları yarım saatten aşağı sürmezdi.
Her yerde her şekilde cemaatle namaza devam ederlerdi.
Gazzeli kadın doktorlar muayene odasında çocuklarına sabah ilk iş ezber yaptırıyorlardı. Dünyadaki vicdanlı kişiler Gazze’ye destek için boykot, gösteri gibi çeşitli faaliyetlerde bulunuyor, ben de bir hekim olarak üzerime düşeni yapma fırsatı yakaladım. Bölgede özellikle travma cerrahisinde uzmanlaşmış hekim, hemşire, yoğun bakım hemşirelerine çok ciddi ihtiyaç var.
Kendisine ‘’Neden Gazze’ye giderek kendinizi riske atmak üzere son derece tehlikeli bir tercih yaptınız?’’ sorusuna verdiği cevap ise insan olma yolculuğundaki fertler için muhteşemdi:
‘’Kişisel olarak herkesin imtihanı kendine, ben de kendi imtihanımı vermek için buradayım çünkü ben öncelikle inançlı, sonra da vicdanlı bir insanım.”

Operatör Doktor Taner Kamacı’ nın kişisel menkıbesinden edindiğimiz bu muhteşem çıktıları sizinle paylaşmanın huzurunu yaşıyoruz. Bu yazıyı derlerken, aldığı notlar ile gönül bağımıza Gazze sofrası açan, ruha dokunan, izzetli insana dair muhteşem lezzetin bize ulaşmasına katkı sağlayan kıymetli eğitmen kardeşimiz Selda Alkan Hocamıza da şükranlarımızı sunuyoruz.
Huzur kendini bulmak yolculuğunda olmaktır.
Buldukça arınmak, tövbe ile müstakimce yol almak, arındıkça kalbi mutmain ile seni buldurana safi kalp ile sarılmaktır. Rahman ve Rahim olan cümlemize nasip etsin.
Rabbimiz!
“Konuşması” hakikat,
“Sesi” sadra şifa,
“Yüzü” piru pak,
“Fikri” hikmet,
“Gülüşü” rahmet,
“Dinlemesi” huzur,
“Varlığı” Allah’a adanmış hazır ve nazır olan insanlarla karşılaştır bizleri…
Senin rızan ile birlikte ve sana yar, yaren olan muttaki, Muhsin, muhlis kimselerle yaşanacak, yol alınacak ömre memur eyle bizi.
Senin gücün yeter. Selam ve dua ile kalınız.

Hatice Şebnem Diktürk

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

Yorumlar
  1. Hatice dedi ki:

    Aleyküm selam
    Rabbim Gazze’de savaşın tez günde bitmesini nasip etsin
    zalimin hakkından gelecek olan Rabbim Kahhâr isminin tecelli etmesini tez günde nasip etsin 🤲🤲😢

  2. Hiç dedi ki:

    Amin amin amin Çok sevgili ve kıymetli kardeşim… Gazze’ye açtığınız bu pencere için Allah sizden razı olsun, İnşaAllah bize de bu pencereden bakmak ama bakmakla kalmamak nasip olsun…

  3. Alper Irfan Bay dedi ki:

    Aci yakıcı ama ilaç kıvamında bu eşsiz tespitleri olduğu gibi. En safi haliyle bizlerle paylştığınız için teşekkür ederiz..Ayrıca elemle teenniyi. Acele ile sabra vaziyet eden mahir edebi üslüba da üstün muvaffakıyetli düşünür ve yazarkık mecrxai diliyoruz

  4. Dilek Çetinkaya dedi ki:

    Ağlayarak okudum ki onlar bunları yaşıyor yüreginize sağlık Şebnem Hanım…