Makale

Bir Toplumda Azınlık veya Azınlık Ötesi Olmak

Dünya yüzünde, azınlık halinde yaşayan çok sayıda insan var. Bir toplumun azınlık olması, o toplumun bilgi ve şuur bakımından yetersiz olması yanında, başka toplumların da, o toplumu kendi kontrol alanı içinde tutması ve onu kendine tabi kılması ile gerçekleşebilmektedir.

Azınlık Olmanın Kaderi:

Azınlık gruplar, kendi inanç ve kültürlerine göre yaşama imkanı bulamayan ve kendilerine has bir sistem oluşturamayan insan toplulukları olarak söylenebilir. Zaten, böyle bir özelliğe sahip toplulukların, zaman içinde yer aldıkları topluma benzemekten başka bir gelecekleri olmayacaktır. Bunun yanında, iktisaden ve siyasi olarak güçlü ülkeler, başka ülkeleri kontrollerine alarak, onları azınlık statüsüne koyup, kendi siyasi ve kültürel hakimiyetlerini sürdürmeyi hedeflemişlerdir.

Bugünkü siyasi tabloya baktığımızda, Sosyalist – Komünist blok altındaki azınlıklar ile Liberal-Kapitalist ülkelerde farklı azınlık politikaları uygulanmaktadır. Birinci grupta, katı ve her türlü hürriyetin engellendiği bir sistem varken; ikinci grupta, görünürde serbest bir sistem hakim sürerken, kültürel ve siyasi açıdan Liberal sistemin kuralları içinde ve yaşama felsefesi ile, hakim kültüre uygun bir eğitim ve bilgi sistemi sürdürülmektedir.  

Bu iki sistem arasında da, bazı  Şovenist-Milliyetçi ve Irkçı-Dinci bazı sistemler bulunmaktadır. Bunlar da, kısmen Sosyalist-Komünist sistem veya Liberal-Kapitalist sistemle dirsek temasında bulunan “üçüncü tip sistemler”dir. Bu gruptaki sistemler,  bu iki sistemden biri ile bağlantılı bir yapı ortaya koymaktadırlar.

Azınlıkların, kendi inanç ve geleneklerini yaşamaları; tarih boyunca sadece İslam siyasi ve hukuki sisteminde gerçekleşmiş, siyasi ve idari rollerine sınır getirilmekle birlikte, inanç, gelenek ve iktisadi faaliyetlerine önemli bir engel koyulmamıştır. Böyle bir politika, başka hiçbir rejim içinde söz konusu olmamıştır.

İnanç ve Sosyal Açıdan Azınlık Olmak:

Bu tür azınlık, özellikle halkı Müslüman toplumlarda görülen değişik tür bir azınlık, belki de “azınlık ötesi” bir azınlık biçimidir. Görünürde müslüman kesimlerin dini, sosyal yönden çoğunluk olmalarına rağmen, siyasi ve hukuki açıdan  Liberal-Kapitalist veya Sosyalist-Komünist bir siyasi anlayış sebebiyle, önemli bir hürriyet ve hak kaybı ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu durum, Sosyalist-Komünist, Liberal-Kapitalist  sistemi benimsemiş bütün müslüman toplumlar için geçerlidir.

Bu tür toplumlarda, siyasi, iktisadi ve hukuki sistem; toplumun inanç, ahlak ve geleneklerine uygun bir işleyiş göstermemektedir. Toplumsal yaşayış ve kurumlar, büyük ölçüde  Liberel-Kapitalist  yönetimin kontrolü altındadır. Kamu kuruluşları, toplumun değer ve tarihi birikimlerine uygun bir sistem içinde çalışmamaktadır.

Bir diğer sistem olan; Sosyalist-Komünist  doktrin doğrultusunda ve onun siyasi ve iktisadi kuralları ile devam etmektedir. Liberal-Kapitalist sisteme göre, daha katı ve kontrolün daha görünür  fiili gücü ile gerçekleşmektedir.

Çoğu müslüman olan toplum, her iki sistemde de  farklı siyasi, iktisadi ve hukuki  kurallar ile yaşamak mecburiyeti” içinde kalmakta, bu sistemlere alternatif görüşler; Liberal Kapitalist sistemde sadece teorik olarak dile getirilme imkanı bulurken; Sosyalist Komünist sistemde, buna bile fırsat ve imkan verilmemektedir.

Azınlık Psikolojisinin Çıkmazı:

Sosyalist-Komünist ülkelerdeki müslümanlar, ciddi bir fiili baskı ve kontrol altında tutulurken, en azından, bu sistemin kendilerine ait bir sistem olmadığını ve günün birinde, bu sistemde kurtulma ümidi içinde, kendi değerlerine az da olsa sahip çıkabilmekte ve sistem ile, büyük ölçüde mesafeli hareket etmektedirler.

Liberal-Kapitalist sistemin hakim olduğu müslüman ülkelerde insanlar, kendilerine verilen “sınırlı hürriyet” ile, siyasi ve iktisadi faaliyetlerini sürdürerek, sistemden belli paylar alırken, sistemin kültür ve anlayışına tabi olarak, “ağır ağır yabancılaşma” ya uğramakta ve kendi değerlerini, sistemin izin verdiği boyutta gerçekleştirmeyi kabul etmektedirler. Fakat bu durum, müslüman toplumların  gün be gün, kendi değer ve sistem anlayışlarından kopuşa yol açmakta ve “azınlık ötesibir azınlık” durumuna düşmektedirler.

Sosyoloji, insanların kendi değerlerine uygun bir sistem içinde yaşamadıkları zaman, içinde oldukları “hakim sisteme uyma” durumu ile karşı karşıya kalacaklarını anlatmaktadır. Dolayısıyla, azınlıklar kadar bile haklara sahip olamayan, “azınlık ötesi azınlıklar” olarak, kendilerini hür ve rahat bir şekilde, kimliklerinden uzaklaşıp, başkalarına benzemeye çalışan bu “sözde mutlu azınlık” aldatmacasından kurtulmak, kendi kimliğine  ve değerlerine dönüşün başlangıcı olacaktır.

Prof. Dr. Sami Şener

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

View Comments

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

2 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

3 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

6 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

7 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

8 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

9 saat ago