Aziz ecdadımız “ Hafızay-ı beşer nisyan ile maluldür” demiş. Doğru söylemiş. Bir taraftan ehl-i sünnet karşıtı ünlü hurafeci ile yaptığı söyleşilerle İslâm’a darbe vururken diğer taraftan ateistliğini ilan eden Celal Şengör ile yaptığı programlarla da inançlarımıza çatışan Fatih Altaylı’nın yakın tarihte işlediği kültürel cinayetleri unutmuştuk. Mirat Haber yazarımız Musab Seyyithan kardeşimiz Prof. Ebubekir Sofuoğlu’nu Anlayabilmek başlıklı yazısıyla bize hatırlattı. Biz de alıntılayarak okuyucularımıza hatırlatalım:
“Hele şu Fatih Altaylı’ya ne demeli? Konuyla ilgili 17 Aralık 2020 tarihinde Haber Türk’te yazdığı yazısında Sofuoğlu’na hitaben “Ben orada çalışıyorsam orası fuhuş evidir” diye düşünmüş olabilir” dedikten sonra “Bu YÖK’ün, bu sözde profesörü kendisine yakışan bir işyerinde çalışmak üzere üniversiteden sepetlemesini bekliyorum” diye buyurmuşlar. Bari dinime dahleden Müselman olsa.
Fatih Altaylı, 1999 yılında Radyo D’de yaptığı programda, sırf “başörtülü” oldukları için okuma hakkı gasp edilen kız öğrenciler için ağır hakaretlerde bulunarak “Bunlar öğrenci değil kevâşe/fâhişe. 100 milyon verince bunlar türbanlı gösteri yapıyorlar. 200 milyona çıplak gösteri yaparlar. Bedeli biraz daha artırırsanız daha ileri hizmetler sunarlar size… Dedim ya bunlar kevâşe. Bunlara balans ayarı lazım; balans ayarı. Bunları takacaksınız rot balans makinesine döndüre döndüre balans yapacaksınız; fahişeler, şerefsizler, satanistler“ ifadelerini kullanmıştı.
Sofuoğlu’nun sözleri bunların yanında zemzemle yıkanmıştır. Şimdi kalkıp edep ve ahlak dersi vermeye çalışıyor. Hadi ordan hadi ordan. Bu konuda en son konuşacak kişisin sen.
Dolayısıyla yalan söyleyen tarihi çöpe atıp milli tarihimizin şahlandırılmasına yiğitçe katkı sağlayan cesur yürek Ebubekir Sofuoğlu hocamızı, amacını aşan bir sözünden dolayı çakallara yedirtmeyiz. Arkasındayız. Bir cümlesine takılıp kalınacağına onu anlayarak gençliğin kâhir ekseriyetinin düştüğü bu tehlikeli gidişten kurtulmak için kafamızı çatlatsak dahi iyi olmaz mı? Ne dersiniz? “
Duygularımıza da tercüman olan Musab kardeşimizin eksik bıraktığı bir noktayı da biz dolduralım:
Fatih Altaylı’nın bizim tesettürlü yavrularımız için kullandığı ifadeler çok daha ağır iken o, Ebubekir kardeşimizin üniversiteden sepetlemesini isteyebildiğine göre biz de onun Habertürk’ten sepetlenmesini istiyoruz. Kafa aynı kafa olduğuna göre, zaman aşımı söz konusu edilemez.
İstiyoruz da…Camiamızın cüce siyasileri ve bilinçsiz bürokratları Ebubekir kardeşlerimizi yerler ama Turgay Ciner ve Kenan Tekdağ beyefendiler Fatih Altaylı’ya hesap sorarlar ve de sepetleyebilirler mi? Yüzde bir ihtimal olsa da bekliyoruz.
Neyleyelim …Allah bize zulmetmeyeceğine göre biz kendi nefislerimize zulmederek kendimizi zillete düşürdük.