Başarının Sırrı
Hz. Eyyûb’un çetin kulluk imtihanını başarısının sırrı da sabır ve sürekli Allah’a yönelme olarak şöylece açıklanır:
“…Şüphe yok ki biz onu, sabırlı bulduk, o ne güzel bir kuldu ve şüphe yok ki o, dâimâ Rabbine yönelendi.” (Sâd 38/44)
Hz.Eyyûb Kıssası Bize Niçin Anlatıldı
Hz. Eyyub kıssası bize, edebi bir hikâye olsun diye değil, Kur’ânımızın açıklamasına göre Âbidîn ve Üli’l-Elbab olan yani ibadetli ve akıl – gönül birlikteliğini kuran düzeyli insanlara uygulayacakları öğüt olması için anlatıldı. Demek ki öyle Allaha ve ahiret hayatına inanmayan ve kulca bir çizgide olmayan aklını kullanamaz insanların alabileceği öğüt olmadığı gibi, çıkarabileceği ders de yoktur.
Hepimiz Denemeye Uğratılacağız
Kur’an bize öyle îman ettik demekle bırakılmayacağımızı açıklar:
“İnsanlar hiç imtihan edilmeden kendi başlarına sadece ‘İman ettik’ demeleriyle bırakılacaklarını mı sandılar?” (Ankebût 29/2)
Denemeye uğratılacağız. Hz. Eyyüb örneğinde de gördüğümüz üzere Peygamberler de imtihan içindedir. Üstelik Peygamberimizin açıklamasına göre, en çetin belalara da onlar uğratılmaktadır.( Feyzü’l-Kadîr Hn. 1057)
Musibetler Kulluğun bir Parçası Olarak da Gelebilir
Dünyamızın içindekiler biz insanlar için yaratıldı. Güneş ve ay da bize hizmete memur edildi. Biz de Rabbimize kulluk etmek ve Cennetlerle mükâfatlandırılmak üzere yaratıldık. Yapmamız gereken kulluk içinde musibetlere uğramak ve kulluk çizgisini koruyarak sabır göstermek de vardır.
Musibetler, ağır hastalık, yakınlarımızın ölümü ve iflas olabileceği gibi, deprem, sel ve çiğ afetleri şeklinde de olabilir. (Bakara 2/155) islâm dışı yıkıcı düzenlerin yönetimi altında kalmak gibi manevî, savaşlar gibi maddî belalar da olabilir.
Bu temel gerçeği bilirsek dirençli olur, çöküntüye uğramayız. İslâmi çizgide mücadelemizi sürdürebiliriz.
Eyyûb gibi Biz de Dua Etmeliyiz
Uğradığımız belaların kaldırılması için Rabbimize dualar etmeliyiz. Rahman ve Rahim olan Rabbimiz, -üzerlerine selam olsun- Hz. Nuh’un, İbrahîm’in, Eyyûb’un, Mûsa’nın, Yûnus’un dualarını kabul ettiği gibi bizim dualarımızı da kabul eder. Onlara vaat edilen maddî ve manevî yardım bize de vaat edilmiştir:
“ Şüphesiz biz Peygamberlerimize ve müminlere hem dünya hayatında hem de şahitlerin şahitlik için ayaklanacağı Kıyamet Günü’nde elbette yardım edeceğiz.” (Mümin 40/51)
Dualar bizim istediğimiz şekilde kabul olunabileceği gibi, bizim dünya veya âhiret hayatımıza hayırlı olacak biçimde farklı bir şekilde de kabul olunabilir.
İlahi Yardım da Aracı Fiillerle Gelir
Dualarımız kabul olunurken ilahi yardım bize, bizim yapabileceğimiz işler aracılığıyla gelebilir.
Nitekim yukarıda değindiğimiz gibi, Hz. Eyyûb’a da, yıkanarak ve içerek şifa bulması için muhtaç olduğu kaynak suyu, ona yüklenen görev aracılığıyla verilmiştir. Bu sebeple dualar ederken dualarımız sırası ve sonrasında önümüze açılacak kapıları iyi değerlendirmek gerekir.
Yapılan Yeminler Uygulanmalıdır Ama…
Yeminlerimizi yerine getirmeliyiz ama yeminlerimiz iyilik yapılması gibi hayırlarımıza engel olmamalı ve bizi akrabayla ilişkiyi kesmek gibi haramlara götürmemelidir.
Yeminler Zarar Verecek Şekilde Uygulanmazlar
Eyyûb kıssası, uzun hastalık sürecinde kocaya sabırla hizmet etmenin müstesna örneği yanısıra, böylesi bir eşe vefa göstermenin misaline de işaret etmektedir.
Hastalığı sırasında, bunalarak kendisinden artık sabır göstermesini değil de kabul olunacak dua etmesini isteyen eşini, sağlığına kavuştuğunda cezalandıracağına yemin eden Hz. Eyyûb’a, yeminini yerine getirmesi, ama sembolik ceza uygulaması şöylece emredilir:
“Yeminini bozma, ama bir demet bitki sapı alıp onunla vurarak yeminini yerine getir…” (Sâd 38/44)
Kaplıca Suları
Hz. Eyyûb kıssasından alınacak bir ders de doğal kaplıca sularının hastalıklarımızın şifası için değerlendirilmesidir. Ama şifayı kaplıca suyundan değil, onun aracılığıyla Şâfi olan Allah’tan beklemelidir.
DUAMIZ
Allahım! Biz de sana güzel kul olarak övdüğün Eyyûb’un sığındığı gibi sığınarak yakarıyoruz:
Yaşadığımız gayr-İslamî düzen içinde hukukte, eğitimde ekonomide ve medyada günahlar bizi kuşattı. Lisanımız zikirsizleşti, kalbimiz marifetine ve muhabbetine kapatılır oldu. Toplumsal çöküntülerimiz ve problemlerimiz arttı. Yardımına layık kullar olamadıysak da senden yine sana yöneliyor, halimizi arzediyoruz. Sen merhametlilerin en merhametlisisin.
Ali Rıza DEMİRCAN
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi