islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4780
EURO
36,4367
ALTIN
2.954,01
BIST
9.294,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

BİZİM ÇOCUK NEDEN BÖYLE DEĞİL!

BİZİM ÇOCUK NEDEN BÖYLE DEĞİL!
21 Ağustos 2024 09:51
A+
A-

Geçen hafta çocuk işçilerden bahsetmiştim. Bu hafta ise çocuk iş verenlerden bahsedeceğim. Çünkü haftanın çok konuşulanlar dan biri Mehmet Ensar Çalışan adlı 16 yaşındaki girişimci çocuk oldu. Mehmet yalnızca reşit olanların katılabileceği bilgi yarışmasına katıldı ve kendisine hayran bıraktı. Evet, büyük bir ödül alamadı ama sunucunun da söylediği gibi vatana millete çok ödüller kazandıracağı belli. Mehmet bir sene önce kendi teknoloji  şirketini kurmuş. Yolculuğuna teknofest’ te arkadaşlarıyla birlikte ayağını kullanamayan engelli insanlar için araba geliştirerek başlamış.

Ben Mehmet’ten çok etkilendim. Yalnızca zekasından değil bir davası oluşundan. Daha bu küçük yaşında insanlar için fayda sağlayacak teknolojinin peşine düşmesinden. Uslubundan, şımarıklıktan çok uzak özgüveninden. Teknoloji lisesinde okumak için ailesinden uzak bir şehirde kalmayı göze alabilmesinden..

Tahmin ediyorum ki Mehmet Ensar’ı beğenen ve “bizim çocuk niye böyle değil” diye iç geçiren çok ebeveyn olmuştur. Bizim çocuk neden böyle değil biraz düşünelim istedim.

Çocuklarımıza bağımlı mıyız?

Üniversitede hoca bir arkadaşım öğrencisinin annesinin gelip oğlu için not istediğini anlattı hayretle. O çok şaşırmış üniversiteli bir gencin buna izin vermesine, bir annenin çocuğu adına konuşmasına. Ama ben hiç şaşırmadım. Çünkü gözlemlediğim kadarıyla annelerin bir çoğu çocuğuna bağımlı. Bu durumda çocuklarda annelerine. Anneler kocaman çocuklarını yediriyor, içiriyor. Ödevinin sorumluluğunu alıyor. Arkadaş ilişkilerine karışıyor. Hatta karışmanın ötesinde yönetiyor. Çocuğuna “sen yapamazsın ben yaparım senin yerine” mesajı veriyor. Hal böyle olunca çocuklar sorumluluk almıyor. Denemiyor, yanılmıyor, bedel ödemiyor. Sorunlarını çözemiyor. Hatta sorunlarına bile sahip çıkmıyor. Çocuklar büyüyor ama gelişemiyor.

Çocukları bireysel değil bencil mi yetiştiriyoruz?

Arkadaş sohbetlerinde boykotta çok dikkat eden bir arkadaşım “yalnızca oğlanın sevdiği cipste yapamıyorum o kadar” dedi. Nedeni oğlunun o marka cipsi çok sevmesiymiş. Derken konu gençlerin hallerine geldi. Bayramda bile amcaya dayıya gitmek istemiyorlarmış. E haklılarmış sıkılıyorlarmış. Çok dağınıklarmış ama ne yapsınlar ders çalışıyorlarmış.

Bu küçücük örnekler kocaman bir gerçeği sergiliyor. Çocuklarımıza her şey mübah. Dünya yanıyor, müslümanlar neden ayaklanmıyor diyoruz evdeki çocuğumuzun küçücük bir fedakarlığına müsade etmiyoruz. İnsan ilişkileri azalıyor diyoruz bayramda bile ziyaret ettirmiyoruz. Bütçemiz yetmese bile zorluyor alıyoruz istenilen o ayakkabıyı… Çocuklara “senin paşa gönlün ne isterse” diyoruz adeta. Dahil etmiyoruz  hayata. Bireysel olsunlar, hayır demeyi öğrensinler diyoruz da bireysel değil bencil oluyorlar farkedemiyoruz.

Bizim çocuk niye böyle değil

İnsanın sahip olduğu genler ve fıtrat özellikleri yaratanın nasibi. Ama bizim çocuğun böyle olmamasının tek nedeni değil. Hadi bir başka gencimizi daha hatırlayalım;

MUHAMMED HALİL YAZAR

Muhammed Halil Yazar, Elazığ’ın bir ilçesinden lgs ikincisi olmuş pırlanta gibi bir ergen genç. Muhammed yayla hayatı yaşadıklarını bunun zor olsa da rızıklarının kaynağı olduğunu, keçi otlatırken serin yerlerde ders çalışabildiğini, ailesinin ona çok destek olduğunu, telefonunun olmadığını, bu dönemde televizyonu da kaldırdıklarını anlattı. Hocalarının büyük desteğinden bahsederken “İstediğim çalışma kitaplarını bulup getirttiler” ve ailemde bana çok destek oldu dedi.  Dikkat eksikliğinden yanlış yaptığı sorudan “o da nazar olsun” diye bahsetti. Tüm bunları anlatırken mikrofona uzanan kardeşine “Ayıp oluyor” diye uyarıda da bulundu. Muhammedi hayranlıkla dinledim. Konuşurken yüzünde mutluluk vardı ama ne bir heyecan ne bir dil sürtmesi ne de bir şimdi ben ne diyeceğim durumu yoktu. Asla şımarık olmayan bir özgüvenle başarısının nedenlerini anlattı.

Maşallah maşallah dedim, ne güzel yetiştirmişler seni. Ailen seni lgs ye hazırlarken, rızkınız için aldığın sorumlulukları bir kenara bırakmanı isteyip “Sen yeter ki sınava çalış” dememişler. Sosyal hayatından koparmamışlar seni. Pekte fazla sosyal aktivitesi olmayan Elazığ yaylasındaki evinizden belki de tek keyifleri olan televizyonu da kaldırmışlar. Ailen yayla hayatının zorluğuyla mücadele ederken seni uzak tutmamış bu durumdan, sen de görmüşsün ki “Yayla hayatı zor, okumak zorundayım” diyebiliyorsun.

Muhammed ve ailesi bizlere örnek olsun derim ben. Yorulurlar, beceremezler diye doğru düzgün sorumluluk vermediğimiz, kıyamadığımız için namaza kaldırmadığımız çocuklarımıza, tablet televizyon bağımlısı oldular diye şikayet edipte elimizden telefonu bırakmayıp evlerimizden televizyonu kapatamadığımız, bir kitap okuma düzeni kuramadığımız bizlere örnek olsun.

ŞEYMA DEMİRCAN NAMAZCI 

MİRATHABER.COM -YOUTUBE- 

YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ 

 

 

ETİKETLER: ÜSTMANŞET, yazarlar
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.