Söze gerek var mı Yunus deyince
Zaman durur, âlem susar, söz onun
Çağlar aşan sadasını duyunca
Gönülleri hoşnut eden yüz onun
Taptuk Emre tezgahında dokundu
Hakkı buldu, hak diliyle yakındı,
Hikmet ile dolup kemden sakındı
Hakikati yudumlayan öz onun
Allah dostu, ümmî, garip yârendi
Ne varlığa, ne yokluğa yerindi
Mektep bilmez, ledün ile büründü
Söylemese, hâl diliyle va’z onun
Âlemde bir, birde teklik gör deyip,
Varlık gölge, onu Var’a yor deyip,
Hakk’tan gayrı cümle şeye sır deyip
‘Ben var benden içeru’da giz onun
Gökte kandil, güneş sönüp kör olsa
Bütün ecram silinip de sır olsa
Cümle eşya karanlıkta savrulsa
Işığını kalpten alan göz onun
Hak aşkını kendine dil eyledi
Yârdan gelen cefayı bal eyledi
Her çileyi maşuka yol eyledi,
Dost evinin eşiğinde naz onun
Odunculuk, sakâlıkla sınandı
Denî nefse pay biçmedi, gönendi
Ben’i attı, derin sırla donandı
Aşk çölünde kavurucu köz onun
Ademoğlu bunalımı, kaygıyı
Silsin diye cümle kısır döngüyü
Ötelerden salık verdi sevgiyi
Mutluluğa kapı açan iz onun
Dünya bildi, gerçek ide bu imiş
Yunus gibi bakış, çölde su imiş
Hayat veren, gönüldeki hû imiş
Doksan birde sevgi yılı, tez onun
Yanık bağır, feryâd ile çiledi
Beşer gönlün, ince ince eledi
İnsan deyip aşk bağıyla beledi
Yaratan’ın eseri sen, biz onun
Onca pir var, lâkin Yunus niyedir
Halkta, aşkın sözü Yunus diyedir
Çınar’daki özde Yunus mayadır
Damağında milletin tad, tuz onun
Ülkemizde, bülbül Yunus ötüyor
Güllerimiz renk renk Yunus bitiyor
Sevgisine anne Yunus katıyor
Bizde, edep ehli oğlan, kız onun
İşte Yunus bizim gönül erimiz
Kalbimizde, yârânımız yârimiz
O, olmazsa olmazımız, vârımız
Baharımız, yazımız, kış, güz onun
MUSTAFA TOPAL