İsrail’le resmi ilişkileri keserek dikkat çeken Bolivya, yeni bir darbe girişimiyle sarsıldı. Ordu, başkent Sucre’de hükümet binasını kuşattı ve sokaklara asker konuşlandırıldı. Darbe girişimi, öğlen saatlerinde tankların ve kapüşonlu askerlerin Plaza Murillo Meydanı’ndaki sivilleri tahliye etmesiyle başladı.
Genelkurmay Başkanlığı civarındaki askeri birliklerin hareketliliği, darbe söylentilerini doğruladı. Bu durum, halk arasında büyük bir endişeye yol açtı. Darbe girişimi, Latin Amerika’da demokrasiye karşı yapılan son saldırı olarak kaydedildi.
Devlet Başkanı Luis Arce, orduyu demokrasiye saygı göstermeye davet etti. Arce, X hesabından yaptığı açıklamada, “Bolivya ordusunun bazı birimleri tarafından usulsüz şekilde harekete geçirilmesini kınıyoruz. Demokrasiye saygı gösterilmelidir” dedi. Bu çağrı, ülke genelinde geniş yankı buldu.
Arce’nin açıklamaları, halkı sakinleştirmeyi amaçlıyordu. Ancak, askeri birliklerin sokaklardaki varlığı, durumu daha da karmaşık hale getirdi. Başkan, demokrasiye olan bağlılığını vurgulayarak, halkın desteğini kazanmaya çalıştı.
Eski Devlet Başkanı Evo Morales, halkı darbeye karşı sokaklara çağırdı. Morales, “Darbe yaklaşıyor. Kent ve kırsal kesimdeki tüm halkımıza demokrasiyi savunmaları için ulusal seferberlik çağrısında bulunuyoruz” ifadelerini kullandı. Bu çağrı, Bolivya’daki siyasi tansiyonu daha da yükseltti.
Morales’in açıklamaları, halkın direnişini örgütlemeyi amaçlıyordu. Halkın, demokrasiyi savunmak için meydanlara inmesi gerektiğini belirtti. Bu durum, Bolivya’da yeni bir direniş dalgasının habercisi oldu.
Bolivya, 7 Ekim 2023 sonrası başlayan Gazze’deki İsrail katliamlarına karşı en sert tepki gösteren ve terör devletiyle ilişkilerini ilk kesen Latin Amerika ülkesi olarak biliniyor. İsrail’le ilişkilerini kesme kararı, Bolivya’nın uluslararası arenada dikkat çekmesini sağladı.
Bu kararlı tutum, Bolivya’nın Filistin davasına olan desteğini gösteriyor.
Latin Amerika, tarih boyunca birçok askeri darbeye sahne oldu. Bolivya’daki son darbe girişimi, bu karanlık tarihin bir devamı niteliğinde. Demokrasiye yapılan bu tür saldırılar, bölgenin istikrarını sürekli tehdit ediyor.
Askeri darbeler, Latin Amerika’da demokrasinin önündeki en büyük engellerden biri. Bolivya’daki son olaylar, demokrasiyi savunmanın ne kadar zor ve önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Halkın ve liderlerin kararlılığı, bu tür tehditlerle başa çıkmada kritik bir rol oynuyor.
HABER YORUM
Bolivya’da ki darbe girişiminin arkasında İsrail’in de olup olmadığını zaman bizlere gösterecektir.
Ülkemizde ki bütün darbelerde ve 15 Temmuz darbe girişimin arkasında Siyonizm’in olduğunu artık net bir şekilde biliyoruz. 7 Ekim tarihinden sonra İsrail’e sert çıkan ve tüm ilişkilerini kesen Bolivya da gerçekleşen darbe girişiminde İsrail’in parmağı olamaz demek, fazlaca safdillik olur… Kaldı ki İsrail’in bütün dünyayı yönetmek gibi bir ideali var…
Bugün geldiğimiz noktada, Arap baharının ve Mısırda ki darbe girişiminden sonra Mursi’nin indirilerek yerine Sisi’nin getirilmesinin, İsrail’in işine yaradığını görebilmekteyiz.
Dolar vasıtasıyla bütün dünyayı ekonomik yönden esir alan Siyonizm, diğer taraftan da darbeler ile ülke yönetimlerini eline geçiriyor…
Ülkemizde gerçekleşen 1960, 1980, 28 Şubat darbelerini ve 15 Temmuz darbe girişimini düşündüğümüzde, konu daha net anlaşılacaktır.
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-