Borç Tufanı ve Konkordato Filikaları

Önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi bir Borç Tufanı, hali hazırda tüm hızıyla devam ediyor. Bu tufanı nasıl karşılamamız gerektiğiyle ilgili; gerek Yunus Ekşi’nin yazılarından, gerekse Prof. Dr. Mete Gündoğan’ın iktibaslarından tavsiyelerini alma imkanımız oldu.

Oldu oldu da sonuç nedir?

Evet. 28 Şubat 2018 tarihli icra iflas kanunundaki değişiklik, borç batağı içerisindeki insanlık için, az da olsa nefes alma imkanı sağlayabilir. Biz bu yasanın bu boyutuyla ilgilenmek zorundayız. Çünkü; hepimiz borçluyuz. Kasamızdaki, ya da banka hesaplarımızda görünen, kendimize ait sandığımız paralarımız bile muhasebe kayıtlarına göre Borç Bakiyesi veriyor. Yani BORÇ. Çünkü; bizim değil. Finansal her bir mevcut değerimiz (kasa, banka, ticari alacaklar, stoklar), bu değerler, bize gelmeden önceki muhataplarımızın aldığı borç, sadece bizim hesaplarımızdaki görüntü kümesinden ibarettir…

Evet; konkordato ile ilgili bu düzenleme borç batağındaki insanlığa biraz nefes aldırabilir. Belki…

Nedir bu Konkordato?Kısaca; karşılıklı iyi niyet çerçevesinde, borçlunun elinde olmayan nedenlerden dolayı mağduriyete uğraması ve bunun sonucunda alacaklılara borcunu ödeyebilmesi için ona bir ödeme programı oluşturmasına olanak veren hukuki bir haktır.

Çoğumuz ismini bile telaffuz etmekte zorlanıyor olabiliriz. Evet dilimize de yabancı olan bu kavram, bugünlerde içinde bulunduğumuz Borç Tufanı’ndan birçok kişiyi kurtarabilecek bir filika niteliğinde… (*)

İcra-iflas ertelemenin  lağvedilmesi ile birlikte konkordato başvuruları aldı başını gidiyor. Artık icra iflas erteleme başvurusu yapılamıyor. Bunun yerine konkordato süreci genişletilmiş biçimiyle uygulanıyor.  Pek tabi icra iflas ertelemeye 28 Şubat 2018 öncesinde başvuran kişiler bu süreci yine eski usullerle sürdürecekler.

Şu ana kadar yaklaşık 3 bin civarında konkordato başvurusu yapılmış. Hatta konkordato ilanlarının devamının geleceğinden de bahsediliyor. Özellikle bankacılık sektörü konkordato ilanlarının bu derece bir furyaya dönüşmesinden oldukça rahatsız. Hele birde bireysel müşterilerin konkordato ilan etmesi durumunda epeyce zorlanacaklarını ifade etmekten de kaçınmıyorlar. Öyle ki; konkordato ilan etmiş bir kimse olmasın ki; her bir banka diğer tüm alacaklılarla eşit rekabet seviyesinde aynı hak ve özgürlüklere sahip olmuş olsun. Ancak bu yasa tüm alacaklılara bu eşitliği sağlıyor. Haliyle de bankalar, diğer alacaklılarla eşit seviyede değerlendirilmekten çekiniyorlar. Bu durum onların likidite konusunda daha da sıkıntı yaşayacakları bir realite olarak karşılarında duruyor.

Süreci kısaca özetleyelim:

İflas etmek üzere olan bir şirket, 28 Şubat 2018 öncesinde olduğu gibi direk icra iflas ertelemesi yapamıyor. Bu tarihten önceki statüye göre iflasını verebiliyor ve bu süreçte elindeki mal ve alacaklarına seri davranan alacaklı firmanın yaşam fonksiyonlarına, işletme sermayesine dahi çökebiliyordu. Ancak bu tarihten itibaren şartlar değişti. Artık iflas ertelemesi yapamıyor, ancak konkordato ilan edebiliyorlar. Buna iflas anlaşması da denebilir/denir. Yani borçlu olan firma alacaklı olan diğer özel ya da tüzel kişilerle anlaşarak, hazırladıkları ödeme planında mutabık kalırlar. Böylece batık durumda iflasını ilan etmek zorunda kalan firma, iflas etmeyecek, alacaklı firmalara borcunu en makul taksitlerle azami ödeme gayreti ile yaşatılmaya çalışılacaktır. Yani tölera edici bir yapılandırma modeli ile batmakta olan firmaya destek olunacaktır.

Bu yasanın sağladığı en büyük kolaylık, zor durumdaki şirket ya da gerçek kişiler konkordato süreci boyunca yeni bir borç alamayacak. Bu güzel bir madde. Zaten borcundan dolayı batma aşamasına gelmiş bir firma neden tekrar borç almak durumunda bırakılsın ki;

Alacaklılar da bir an önce alacağımı alıp nakit değerimi koruyayım düşüncesiyle borçlu şirkete ait herhangi bir mal ya da hak alacağını tahsil yoluna gidemeyecekler. Bu da güzel bir madde. Zaten ne oluyorsa düşene bir tekme de ben vurayım düşüncesinden olmuyor mu? Dolayısıyla yasa, düşmüş olan bir girişimciye tekme vurmuyor, aksine onun kendisini toparlaması için ek bir süre ve nakti olarak da ödemelerini gerçekleyebilmesi için imkan sağlıyor.

Konkordato ilanı iyi niyet çerçevesinde açılıp, bu ilanın onaylanması/gerçekleşmesi durumunda, bu süre zarfında borçluya ait malların azaltılmasına yönelik işlem yapılmasını da kanunca yasaklamıştır.

Tabi borçlunun ödeme planında belirttiği rakamlar, borçlunun mal/nakit/alacak gibi kıymet birikim ve haklarıyla doğru orantılı olmalıdır.

Kısaca bu koşullar dahilinde iflas etmesi söz konusu olan bir kişi iflastan kurtularak faaliyetlerini yürütmeye devam eder.

Özellikle dövizin yüksek artış göstermesi ve krediler marifetiyle piyasadan aylık taksitler şeklinde vakumlanan paranın asıl işlevini göremez hale gelmesi, şartları iyice zora sokmuş, büyük şirketlerin bile yapılandırma ve konkordato gibi yöntemlerle varlıklarını sürdürme çabalarına toplumca şahit olduk, olmaya da devam ediyoruz.

Evet, borçlu şirketler alacaklılarla anlaşıp, mal varlıklarını ve alacaklarını hangi plana göre ödeyecekleri konusunda anlaştıktan sonra mahkemeye başvuracaklar. Başvurunun akabinde de onay bekleyecekler.

Yok yandaşlar kurtarılacakmış, yok bazı şirketlere peşkeş çekilecekmiş… Vs. vs. vs

Birçok köşe yazarı ve siyasetçi bunun arkasında bir takım sebepler arasa da; biz konuya sistemsel olarak bakıyoruz, bakmak zorundayız. Böyle baktığımızdan dolayı düzenlemenin doğru bir düzenleme olduğu kanaatimizi de yinelemiş olalım.

Yıllarca Borca Dayalı Sistem üzerinden sömürülen gerek iş adamları, gerekse bireyler artık yasaları kendi lehine kullanabilme dirayetini gösterebilmeli. Tufan sistemsel olarak yaşanıyor. Yaşatılıyor.

O halde; şimdi filikalara.

Yok öyle bir hiyerarşi

Önce; kişiler ve kurumlar…

(*)https://www.mirathaber.com/sadik-uslu-dunyayi-tehdit-eden-borc-tufani-ve-gemiler-62-4895y.html

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

11 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago