Musab SEYİTHAN
Ayasofya-ı Kebir camimizin eski Başimamı Prof. Dr. Mehmet Boynukalın hocayı, kemalist laikler ve bilumum şeriat düşmanları ve “beş vakit namazını kıldığını” söyleyen ve İslam’ı sadece beş şarttan ibaret gören ve “Boynun devrilsin senin” bedduasında bulunan ışığı sönmüş Hâdi gibi sözüm ona muhafazakârların salya-sümük saldırıları, görevinden etti.
Suçu neydi? Bir İslam Hukuku Profesörü olarak, anayasa değişikliklerinin yazılıp çizildiği günlerde “Anayasadan laiklik çıkarılmalı, 1923 Anayasasında devletin dini İslam’dı. Tekrar ona geri dönülsün” diye tweet atmıştı. Sen misin bunu diyen. Laik putçular, belediye başkanlığına seçilince ilk işleri heykel yapmak olan bilumum paganistler hurra hep bir ağızdan saldırıya geçtiler. Çünkü Cumhuriyetin tosuncuklarının bir imam profili vardı. Onlara göre etliye sütlüye karışmayan, gelen ağam, giden paşam duyarsızlığı ile hayat süren, vakit geldiği zaman camiyi açıp namazını kıldıran, ay sonunda da maaşını alan bir devlet memurudur imam… İşte Mehmet hocanın bu tweetleri onların ezberini bozmuş ve taptıklarına dokunduğu için iyi acıtmış olmalı ki koro halinde savaş açtılar. Bizim ezikler de hemen harekete geçip mahalle baskısı oluşturarak istifasını sağladılar.
Bütün bu süreçte “Yalnız değilsin Mehmet Boynukalın hocam yanındayız” diyenlerden ve yazdığım birkaç yazımla da destek verenlerdenim.
Fakat kapanma günlerinde içki satışı yasağı ile başlayan süreçte bir-iki tweetinizle lağım çukuruna taş attınız ve üzerinize sıçrattınız. “Kapanma günlerinde alkol satışı yasağı birilerini rahatsız etmiş… İyi de olmuş. Ne güzel demiş şairimiz: Erbabı kemali çekemez nakıs olanlar, rencide olur dide-i huffaş ziyadan.” Tweetine diyeceğimiz yok. Fakat bu tweetinize karşı “Verdiğimiz vergilerden maaş alıyorsun, zehri zıkkım olsun” diyen sarhoş tayfasına verdiğin şu cevaplarda doz sınırı aşılmış değerli hocam:
“Helal haram nedir bilmeyen adi bir güruh kalkmış bana helali haramı öğretmeye kalkıyor. Devletimin üniversitesinde din dersi verip helal hatta farz olan bir iş yapıyor ve karşılığını helal olarak alıyorum. Sizin pisliğinize ihtiyacım yok. Alayınızın cehenneme kadar yolu var.”
“Bu güruh helal haram nedir bilmiyor; paranın itibarî bir şey olduğunu da anlamıyor. Önemli olan yaptığınız işin helal olmasıdır. Devletin kasasına bu paranın nereden geldiği sizi ilgilendirmez. Evet, düzeltilmesi gerekir; ama o ayrı bir konudur. Merak etmeyin ey güruh, haram (!) ettiğiniz vergilerinizden bana düşen hisseden hepinize kaliteli pamuk aldım, artık helal edersiniz, ne yapayım.”
Bu ifadeler benim içimi buz gibi yapıyor. “Cuk” diye oturmuş cevaplar. Bunları ben yazsam yakışırdı. Ama değerli hocam İslam hukuku Profesörü sıfatıyla bu sizim mehabetinize gölge düşürmüştür. Otuz yaşına kadar İslamcı olduğunu, daha sonra terk ettiğini itiraf eden, laik ve kemalistleşen Ahmet Hakan gibi biri bile sizinle ilgili, Sezai Karakoç’un “İslam’ı öyle bir yaşa ki… Seni öldürmeye gelen sende dirilsin” altın sözünü kullanarak söz etmiştir. Bu da benim kanıma dokunuyor. Ahmet Hakan’ın yaşantısına ve ettiği sözlere bakınca “Dinime dahleden bari Müselman olsa” sözü geliyor insanın aklına.
Gerçi sonradan attığınız tweetinizde “Bize edilen kötü söz, küfür ve hakaretlere karşı misliyle karşılık verme hakkımızı kullandık, evet affedici olup görmezden gelseydik daha iyi olurdu, ama biz de insanız, onca hakarete dayanamadık, Allah bizleri affetsin ve bizlere sabır versin” diyerek pişmanlığınızı belirtiyorsunuz. Keşke daha önce bu duygularınız galip gelseydi de lağım çukuruna taş atıp üzerinize sıçratmasaydınız değerli hocam.
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
Önceki yazımızda Yûsuf 12/76 ayetini kısmen ele almıştık. Bu yazımızda ise ayetin ele almadığımız yönleri…