Bu günkü sabah namazının söylettikleri

Dr. Vehbi KARAKAŞ 

Bu günün sabah namazını kılarken Yasin suresinin üçüncü sayfasını ilk rekâtta, dördüncü sayfasını da ikinci rekâtta zamm-i sure olarak okudum. Manasını düşünerek okuyunca insan, dakikaların nasıl geçtiğini fark edemiyor. Huzur, Allah’ın huzuru; kelam Allah’ın kelamı olunca insan o anın lezzetine ve halavetine doyamıyor.  

-Ya okuyanlar, okuduklarının manasını bilmiyorlarsa? 

-Böyle olan kardeşlerimiz, Allah’ın huzurunda olduklarını ve Onunla sohbet ettiklerini bilseler, onlar da bu lezzetten ve halavetten paylarına düşeni alırlar.  

Bu şuurla kılınan namaz, insana ağır gelmez. Bu şuurla namaza duranlar, yorgun iseler, yorgunlukları kalmaz. Ruhlarına rahatlık, gönüllerine sevinç ve ferahlık, ömürlerine ve rızıklarına bereket, vücutlarına sıhhat ve afiyet gelir. Yüzlerinde secdenin izleri görülür. Evlerine huzur ve güven hâkim olur. Eşler birbirlerine şiddetle değil, şefkatle ve sadakatle muamele eder. Böyle bir yuvada büyüyen çocuklar şefkat, merhamet, hürmet ve muhabbet kahramanı olurlar, küçüklerini sever, büyüklerine saygı gösterirler. Devlete ve millete yararlı insan haline gelirler. Bu huzur, dalga dalga topluma yayılır. Anarşi ve terör biter, barış ve kardeşlik gelir. Çünkü namazlarda okunan ayet ve sureler namaz kılan insana bu ve benzeri mesajları verir. İnsanı dünyada ve ahirette utandıracak işlerden ve sözlerden uzak tutar. 

Bu sabah namazında okuduğum ayetlerden aldığım mesajları özet olarak siz sevgili kardeşlerime arz edeyim: 

Allah’ın elçilerine ve onlara yan çıkanlara eziyet eden, onlarla dalga geçen hiç bir toplum, iflah olmamış ve olmaz. Bir anda Allah canibinden gönderilen çeşitli belalarla sarsılmışlar, korkunç bir sesle sönmüş ve helak olup gitmişlerdir. Bu, dünya cezaları. Ahiretteki cezalarını da Allah’ın huzurunda hesap verdikten sonra alacaklardır.[1]  

Allah gözlerimizin önünde ölü toprağı dirilttiğini, ondan hububatı çıkardığını, toprağı türlü türlü yiyeceklere dönüştürüp bize ikram ettiğini, yerden gözeler fışkırtıp su ihtiyacımızı karşıladığını, nice şeyleri çifter çifter yarattığını, geceden gündüzü çıkardığını, güneş gibi emsalsiz bir lamba yarattığını ve yörüngesinde intizamla yürüttüğünü, ay için menziller belirlediğini, aralarındaki mesafeleri tanzim edip ayarladığını, bunlardan her birinin kendi yörüngelerinde yüzüp gittiğini, muhteşem ve muntazam bir kâinatta bizi yaşattığını, sayısız nimetlerle sofralarımızı donattığını haber veriyor. Bütün bunlardan sonra da soruyor: Hala şükretmeyecek misiniz?[2] 

Yasin suresinin dördüncü sayfasında da Allah, gemileri ve benzeri çeşitli binitleri emrimize verdiğini, dilerse bizi sularda boğabileceğini, kimsenin de bizi kurtarmaya güç yetiremeyeceğini, ama merhametinden bize gezme, yüzme, uçma fırsatı tanıdığını haber veriyor.[3] Her taraftan gelebilecek tehlikelere karşı tedbir almamızı, Allah’ın ayetlerinden yüz çevirmememizi, bize verdiği rızıktan başkalarına infak ve ikramda bulunmamızı istiyor.[4] 

Sakın uyarılarımı kulağınızın ardına atmayın, siz birbirinizle uğraşırken azabımın ansızın sizi yakalayacağından, bir korkunç sesle kıyametinizin kopacağından, ailelerinize dönüp vasiyetinizi bile yapamayacağınızdan korkun, buyuruyor.[5] 

Zamm-i sure olarak okuduğum ayetlerin son bölümünde de şe mesajlar yer alıyor: Sura (kalkış borusuna) üflenecek, bütün insanlar kabirlerinden kalkıp Rablerine doğru koşacaklar ve şöyle diyecekler: “Vay başımıza gelenler! Bizi yattığımız yerden kim diriltip kaldırdı? Her halde Rahmân olan Allah’ın vaad ettiği şey bu! Peygamberler gerçekten doğru söylemişler!” 

İşte böyle. Bütün insanlık SÛR’un sesiyle Allah’ın huzurunda toplanmış olacak. Ve hiç kimse en küçük bir haksızlığa uğratılmış olmayacak. Herkes sadece yapıp ettiklerinin cezasını (veya mükâfatını) görecektir.[6] 

Asıl önemli olan ne biliyor musunuz sevgili kardeşlerim? Asıl önemli olan, “vay başımıza gelenler” diyeceğimiz gün gelmeden uyanmaktır. Bütün peygamberlerin doğru söylediğini kabul edip, son peygamber Hz. Muhammed’in (sav) yoluna girmek, Onun kitabına teslim olmak ve sünnetine uymaktır. Allah hiç birimizi Onun yolundan ve sünnetinden bir an bile ayırmasın. Selam ve sevgilerimle. 

[1] Bkz. Yasin, 36/29-32 

[2] Bkz. Yasin, 36/33-40 

[3] Bkz. Yasin, 36/41-44 

[4] Bkz. Yasin, 36/45-47 

[5] Bkz. Yasin, 36/48-50 

[6] Bkz. Yasin, 36/51-54 

Recent Posts

  • Gündem

Uluslararası Ceza Mahkemesi, Netanyahu ve Gallant İçin Yakalama Kararı Çıkardı!

Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…

6 saat ago
  • Gündem

KUR’ÂN ARAŞTIRICISIYDI BEL’AM MI OLDU!

Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…

7 saat ago
  • Gündem

YALNIZCA VE SADECE MİLLETİMİZİN ASKERLERİNE MUHTACIZ

Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…

10 saat ago
  • Gündem

İBB Meclisi’nde İstanbul’da Suya Her Ay Zam Yapılacak

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…

11 saat ago
  • Gündem

Marmara’da Lodos: Deniz Ulaşımı Olumsuz Etkilendi

İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…

12 saat ago
  • Makale

Evrensel Bir Kişilik Profili: Ebu Leheb ve Karısı (1)

Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…

13 saat ago