{15 gün önce Katar’da İsmail Haniye ile söyleşi yapan Kemal Öztürk kendisine sorar:
“7 Ekim hareketi stratejik bir hata mıydı?” şöyle cevap verir:
“ Biz 7 Ekim’den önce de çok insanımızı kaybettik, binlerce, on binlerce insanımızı şehit verdik. O zaman dünyadan bir ses oldu mu? Kimse bir şey dedi mi? Kimse bize destek çıktı mı? Kimse İsrail’e dur dedi mi? Biz zaten ölüyorduk. Her yıl binlerce insanımızı kaybediyoruz. Şimdi yine ölüyoruz. Biz sadece Allah’a güveniyoruz.”
Biraz sitemkardı, hissettirmese de kırgındı dünyaya, Müslüman ülkelere kırgındı. }”Allah’ın izniyle bu mücadeleyi kazanacağız. Bu uğurda canımızı vermeye hazırız ve vereceğiz” dedi.}
Şehitler veren bir dava mağlup olmaz. Varlığını korur. Düşmanı için korku da salar ama zafere ermek için çalışmak, uzun soluklu çalışmak gerek.
Bu vesile ile iki ay önce yayınladığımız yazımızı sunuyoruz:
SİYONİSTLERİN GÜCÜNÜ AŞTIĞIMIZ ZAMAN BİTER
Yüce Allah, Kur’ân’da insanları ebedi yaşam takdir ederek en üstün kıvamda yarattığını, yarattıklarının büyük çoğunluğuna üstün kılıp melekleri onlara saygı secdesine vardırdığını açıklar. İradi tercihleriyle kendisinden ve yasalarından sapan insanların hayvanlardan daha aşağı bir düzeye yuvarlanabileceklerini bildirir. (İsra 70; Furkan 44; Bakara 34)
Siyonistler ve onların çizgisine gelenler ve getirilenler de böyledir, hayvanlardan aşağıdır. Çünkü onlar, adalet ve merhamet gibi insanlık değerlerine yabancıdır, zulüm karakterleridir.
(Geçmişi değerlendirmeye almasak bile İsmail Haniye’nin şehadeti dahil yaklaşık son 10/ON aydır Gazze’de yapılan mezalim bunun kanıtıdır.)
Dünyanın yalnızca sivil insanları değil, zulmü örtemez hale geldikleri için yönetimleri bile “ateşkes” demeye başladılar. Ama sonuç alınamayacak.
Yahudilerin çoğunluğu ve Şiyonistlerin hepsi Netanyahu gibi ve ondan daha aşağılık zalimler oldukları için ateşkes şimdilik sağlansa bile kısa bir süre sonra katliam yeniden başlayacaktır. Son on yıl bile bunun örnekleriyle doludur.
Artık cevabını bilir gibi olduğumuz soruyu daha bir yüksek sesle sormanın geldi ve geçiyor.
Yeryüzü nüfusuna göre bir avuç bile olmayan Yahudiler ve özelde Siyonistler dünyayı etkileyen güçlerini nereden alıyorlar?
Bu soruya kem küm ederek cevap yetiştirmeye kalkışmayalım. Söylenecekler bellidir.
Uzun mu uzun soluklu ve amaçlı çalışma, çalışma ve çalışma. Çalışma ile erişilen ekonomik güç.
İlmin, teknolojinin ve güzel sanatların bütün dallarında erişilen zirve.
Sosyal medya kaynaklarını oluşturma ve onlara hakimiyet.
Ve güce dayalı siyaset.
Örnekleri çoğaltmaya gerek yok,
Kendimizi kandırmayalım, Hamas ve onunla birlikte olan yiğitlerin aleyhteki bütün şartlara rağmen ayakta kalabilmeleri imanları, inançları çizgisinde çalışmaları, sağlayabildikleri ilmi ve teknolojik güç sayesindedir.
Yalnızca Filistin’de değil, dünyanın diğer bütün mazlum coğrafi bölgelerinde güçsüz atılımlarla yapılacak pek bir şey yoktur.
Başlatılabilecek olanları dahil mevcut zulümlerin engellenmesi için başka değil sadece ve yalnızca çalışmaya, bilimsel atılımlara ve teknolojiler edinmeye, özetlersek güç sağlamaya ve bu gücün Hak çizgisinde kullanılabilmesi için Yaratanla ve yasalarıyla bağlantıya ihtiyacımız vardır.
Siyahı ve beyazı, zalimi ve mazlumu ile biz insanları denemeye uğratan Rabbimiz de bu yolu göstermiyor mu?:
“ Saldırgan insanlık düşmanı zalimlere karşı, gücünüz yettiğince her türden kuvvet hazırlayın. Ordugâhlarda atlar besleyin. Böylece ama sadece ve yalnızca güç yoluyla hem Allah’ın düşmanlarını, kendi düşmanınızı ve hem de bunların dışında sizin bilmeyip Allah’ın bildiği daha başka düşmanları korkutup-caydırabilirsiniz. Allah yolunda güç edinmek için harcadığınız her şeyin mükâfatı size tam olarak ödenir; Ödemelerinizde hiçbir kısıntıya gidilip haksızlığa uğratılmazsınız.” (Enfal 60)
Acil yardımlara devam ermeli, ama günlük yardımların çare olamayacağı bilinmelidir.
Ali Rıza Demircan
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ