<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Fatih Çekirge, Ülkemizde adam gibi gazetecilik yapan medya adamlarımızdan biridir. Toplumsal meselelere ve çevre sorunlara el atar. Kimi zaman ilgilileri uyarır, kimi zaman ihbar eder. Zaman zaman da takdir eder.
1 Şubata tarihli yazısızda:
“Sert akıp baraj olan,
Nazlanıp, toprağa can olan
Göle dönüp balık olan
Süzülüp içme suyu olan…” CEYHAN NEHRİ’nin zehirli atıklarla nasıl kirletildiğini ele aldı.
İlgili Bakanlıkların görevlerini denetimleri ve kestikleri cezalarla yaptıklarını dile getirdi.
Ama mesele şurada düğümleniyor. Nehiri kirleten ticari tesisler, kesilen cezaları ödüyor ama zarar vermekte devam ediyorlar. Fatih beyin gösterebildiği çare bu çevre zalimlerinin teşhir edilmesi.
Cezaların artırılması, ürettikleri hileli malları fahiş fiyatlarla satanların teşhir edilmesi gibi bunların da halkımıza teşhir edilmesi bir ölçüde faydalı olsa da nihai çare ve çözüm değildir.
Burada da İslami eğitim yetersizliği kendisini göstermektedir.
Yüce Allah dağlar, denizler, ovalar, ormanlar, rüzgarlar, bulutlar ve toprak gibi nehirleri de biz insanlar için yaramıştır.
Bunlar ve bunlar benzeri doğal varlıklar bize verilerek emanet edilmiş nimetlerdir.
Bütün bu varlıkların yaşamları ve insanlara hizmet edebilmeleri için muhtaç oldukları bilgiler varlıklarına kodlanmıştır.
Bunlar kendilerine özgü bilinçleri ve dilleri olan varlıklardır. Her biri Allah’ı anar ve kendilerine özel zikirleri ve duaları yaparlar.
Örneğin Yüce Kitabımız Kur’ân’da dağların ve taşların Allah’ı andıkları açıklanırken Peygamberimiz de balıkların ilim adamları ve talebeleri için dua ettiklerini duyurur.
Bizim Yunus Emre’miz de
“ Dağlar ile taşlar ile
Çağırayım Mevlâm seni
Seherlerde kuşlar ile
Çağırayım Mevlam seni
Su dibinde mâhi (balık) ile
Sahralarda ahû ile
Çağırayım Mevlâm seni” demez mi?
Nehir zehirli atıklarını nehre boşaltanlar bizim için yaratılmış zikirli ve dualı olup hizmet eden varlıkları/canlıları katlettiklerini ve bu büyük günahları sebebiyle Allah’ın huzurunda yargılanacakları ve azaba uğrayacaklarını bilmelidirler.
“Yedi gök ve yer ve onlarda yaşayan her bilinçli varlık O’nun sonsuz yüceliğini dillendirirler; daha da öte, (lisan-ı hal ile) onun ululuğunu övgüyle dile getirmeyen bir tek nesne dahi bulunmamaktadır; ve fakat siz onların ululayan dilini anlamamakta (ısrarcısınız); buna rağmen O sizi cezalandırmada hiç acele etmeyendir, eşsiz bir bağışlayıcıdır.” (İsra 44)
ARD
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-