islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4787
EURO
36,2260
ALTIN
2.957,05
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

Bürokrasiye Takılmadan Ulaşılabilen Makam

Bürokrasiye Takılmadan Ulaşılabilen Makam
13 Aralık 2019 11:59
A+
A-

Son derece güçlü ve hikmetli bir sultandan bahsetmek istiyorum. Misafirlerini ağırlamak için büyük bir saray yaptırmaya karar vermiş. Sonuçlarını ve gayelerini gözeterek sarayın temellerini atmış. Ustalıkla sarayı odalara, bölmelere ayırmış ve bu odaları en nadide koltuk, perde ve eşyalarla tefriş etmiş. Sarayı altınlarla, zümrütlerle, yakutlarla, zebercetlerle süslemiş. Sümbüllerle, güllerle, bülbüllerle donatmış. Bütün bu güzellikler görünsün ve sarayın sakinleri rahat etsin diye her yanı ışıklarla aydınlatmış. Bunlarla kalmayıp, maharet ve lütufları değerini kaybetmesin, tekdüzelik olmasın ve gözlerin alışması ile güzel güzelliğini yitirmesin diye o saraya yenilikler ve değişiklikler içeren bir sistem kurmuş. Öyle ki göze, gönle ve her duyuya hitap eden ne gibi güzellikler varsa hepsi bu sarayda mevcut.

Bu sarayın sultanı, aynı zamanda sarayın her bir odasına kendi makamıyla irtibatlı bir telefon da bağlatmış. Dileyen dilediği vakit kendisiyle bizzat görüşsün, isteklerini, ihtiyaçlarını ve düşüncelerini dile getirebilsin diye… Misafir olmak için ne güzel bir yer değil mi? Sanırım böyle bir sarayda ağırlanmayı istemeyecek kimse olmayacaktır.

Peki böyle bir saray ve böyle bir sultan var mı? Var sevgili dostlar! Hem de daha güzeli… Kelimelerin ihtişamını anlatmakta zorlanacağı bir saray ve Yüce bir Sultan var.  Şu anda içerisinde bulunduğumuz kainat sarayı ve o sarayın ezelî ve ebedî sultanı olan Hz. Allah (c.c.)…  En güzel örnekler onun için değil mi zaten.

Yüce Rabbimiz, şu anda içerisinde yaşadığımız kainat sarayını yaratmış, ilim ve hikmet düsturları ile o sarayın esaslarını tanzim etmiş. Ardından bitki, hayvan gibi hayat tabakaları yaratarak her tabakaya farklı şekiller ve suretler vermiş. Her bir alemi kendine uygun bir şekilde dizayn etmiş. Gökyüzünü ayla, yıldızla süslerken, yeryüzünü çiçeklerle, ağaçlarla bezetmiş. Dünyayı aydınlatmak için gündüzleri güneşi, geceleri ayı görevlendirmiş. Ayrıca Allah (c.c.) bu kainat sarayını, devamlı surette tecelli eden isimleriyle nurlandırmış. Cemil ismiyle her tarafı süsleyip, donatırken Rahman ismiyle bütün varlıkların imdadına koşmakta… Devam edegelen değişiklik ve yeniliklerden dolayı bu alemde herhangi bir tekdüzelik de yok üstelik. Gece ile gündüzün yer değiştirmesi, mevsimlerin değişmesi, sofralarımıza gelen meyvenin sebzenin değişikliği, iklim şartlarına bağlı olarak ağaçların, çiçeklerin değişikliği buna sadece birkaç örnek… İşte bu farklılıklar sayesinde dünyamızın güzelliğinden asla bıkmıyor ve sıkılmıyoruz. Aksine her halinden ayrı bir haz duyuyoruz, değil mi?

Allah (c.c.) bir yandan bunları idare ederken bir yandan da bu saraydaki misafirlerini düşünmüş. Yani bizleri… Hepimizin göğsüne kalp adında bir de telefon bırakmış. Kablosu olmayan, manevi ağlarla Rabbimizin katına ulaşan bir telefon… Böylelikle istediğimiz vakit Rabbimizle görüşebiliyor, O’na düşüncelerimizi, isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı arz edebiliyoruz.  “Aradığınız zâta şu an ulaşılamıyor” gibi bir cümleyi duymamız mümkün olmadığı gibi, şarjın bitmesi yada hatlarda bozukluk gibi bir durumun olması da söz konusu değil… Tabii eğer kendi sû-i istimalimizle iman şarjımızı bitirmemiş ve ibadet hattımızı bozmamışsak… Haddizatında bu koca kainatın sultanına ulaşmak çok kolay…

“Kullarım beni sana soracak olursa, muhakkak ki ben (onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap veririm. Öyleyse onlar da benim çağrıma cevap versinler ve bana iman etsinler. Umulur ki doğru yolu bulurlar.”[1] ve “Biz insana şah damarından daha yakınız.”[2] ayetleri de gösteriyor ki Rabbimiz bize bizden yakın… Ellerimizi açıp, kalben ona yöneldik mi o Yüce Sultan bir anda muhatabımız oluyor. Bizi duyuyor, istek ve ihtiyaçlarımıza kulak veriyor. Güçsüz, aciz ve küçücük olan biz, en büyük olan, sınırsız güç ve kudrete sahip olan Yüce Yaratıcıyla konuşmaya başlıyoruz. Bürokrasi yok, özel kalem yok, sekreter yok, hiçbir aracı yok… Doğrudan dilekçemizi kendisine sunabiliyoruz. Bundan daha büyük bir şeref, daha güzel bir muhatabiyet olabilir mi?

Dua tılsımıyla bizi bu makama yükselten Rabbimize şükürler olsun. Bu makamda olmanın kıymetini anlayanlardan ve bu makamın gereklerini yapanlardan olmamız temennisiyle…

Dr. Nurdan MENDEŞ


[1] Bakara 2/186.

[2] Kâf, 50/16.

Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.