Hürriyet yazarı Mehmet Soysal’ın kaleme aldığı “Çalkantılı düşünceler” yazısını siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz…
Ukrayna’daki nükleer santralların sahipsizliğine aylardan beri dikkat çekiyoruz…
Özellikle, Zaporijya Nükleer Santralı’nın her tür sabotaja, saldırıya açık olduğuna…
İngiltere Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Lovegrove’nin bölgede “yanlışlıkla” başlayabilecek bir nükleer savaşa dair sözlerine de…
*
Nihayet, iki gün önce Viyana’da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Başkanı Rafael Mariano Grossi, Zaporijya Nükleer Santralı ve çevresinde güvenli bir bölgenin oluşturulmasının zorunlu olduğunu belirtiyor…
Zaporijya ve çevresinde askeri çatışmaların sürdüğünü ve ciddi bir endişeye yol açtığını söyleyen Grossi:
Konuyla ilgili her iki tarafla da görüşerek istişarelere başladım!
Yani, “Bugüne kadar aklınız nerdeydi?” diye sormadan edemiyoruz…
*
Santraldaki tüm reaktörlerin kapatıldığını da belirten Grossi:
Askeri eylemlere son verilmesi konusunda uzlaşı sağlamaya çalışıyoruz…
İki gün önce Putin ile Macron’un Zaporijya Nükleer Santralı ile ilgili yaptıkları telefon görüşmesinde konuyu görüştüklerini Kremlin’den yapılan açıklamayla öğreniyoruz…
Putin’in santralın fiziksel olarak korunmasını sağlayabilmek için aldıkları önlemlerle ilgili Macron’a bilgi verdiğini de…
Olayın ilginç yanı ise; Putin Kiev’deki yetkililerin santralın bombalanmasının bir an önce durdurulması için Macron’u uyarmışlar…
Yani, Kiev Moskova’yı Moskova da Kiev’i suçlamaya devam ediyor ve her iki taraf da yaptıkları saldırıları ret ediyor.
Kısacası, belirsizlik ve sahipsizlik sürüyor…
Faili meçhul hali de…
*
“Bundan böyle ne gerçekten söz edebileceğiz ne de savaştan” diyen Fransız düşünür Prof. Jean Baudrillard:
Doğal olarak insanlar nükleer güçlerden vazgeçerek kendilerine yeni savaş alanları bulmazlarsa!
Yani, nükleer silahları savunuyor…
Bu da Fransız düşünürün nükleer silahlarla ilgili fantezisi…
Ne zaman düşünmüşse artık!
Şimdi ‘yanlışlıkla’ başlayabilecek bir nükleer savaştan söz ediliyor…
Hani nükleer silahlar ‘caydırıcı’ idi?
*
Düşünürlerin çalkantılı düşünceleri bazen bilimsel çalışmalarına da yansıyor…
Öyle bir zaman geliyor ki insanlığı utandıracak sözler de söyleyebiliyorlar…