Çatışma Kültürü ve Ötekileştirme Müslüman Ahlakı İle Bağdaşmaz

Müslümanlık en şerefli ümmete tabi olmaktır. Müslümanların fırkalaşmaması dinimizde emredilmiştir. Peygamberimiz (a.s.) fısıldaşmanın, gizli gündem sahibi olmanın hayır olmadığını aksine şeytan işi olduğunu bizlere söylemiştir. Müslümanların bu durumda birbirlerine itimadı tam olmalı ve birbirlerinden saklı planları da olmamalıdır. Maalesef bugün görülen durum, gizli kliklerin, parti içinde partilerin, cemaat içinde cemaatlerin gizli açık hep birlikte iş tuttuğudur. Vatandaş olarak bütün manzarayı hayretle izliyoruz. Bu yazı seçim sürecinden öte, garip bir mümin tarafından bütün Müslümanların tarihine bir eleştiridir.

Allahü Teala ayetlerinde iyilik üzerine yardımlaşın, kötülük üzerine yardımlaşmayın diye emretmektedir. Maalesef kutlu peygamberin vefatından sonra bizler bir iktidar kavgasına tutuştuk ki o gün bugündür çekişmenin sonu gelmiyor. İşler istişare ile oluyorsa, şahsi çıkarlar yerine herkesin menfaati kollanıyorsa zaten meselelerin yarısından çoğu halloluyor demektir. Ancak Abbasi ve Emevi Saraylarında olduğu gibi, birileri yiyip içiyor diğerleri perişan bir halde yaşıyorsa orada cemaat olmak da Müslüman olmak da görünüştedir ve bu öyle bir durumdur ki iman da sıkıntıya girmektedir. Zira gençlerin evlenemediği, kadınların fuhuşa düştüğü, çocukların açlıktan öldüğü bir ülkede fitne var demektir. Hz. Ebu Bekir (r.a.), zekat vermeyenlerle savaşırken, devlete isyan kadar bu karşı çıkışı imani bir mesele olarak da görmüştür.

Peygamberimiz, birbirinizi sevmedikçe iman etmiş sayılmazsınız buyurdu. Kendisi için istediğini mümin kardeşi için istemeyen, komşusu açken karnı tok yatan bizden değildir dedi. Bunlar peygamberin ahlakını bize özetlemektedir. Nitekim Hz. Ömer, Nil’de bir kurt kuzuyu yese kendimden bilirim dedi. Geceleri yoksulları, açları, dertlileri bulmak üzere avlularda, sokaklarda dolaştı. Maalesef, tarihimiz bu söylemleri meydanlarda inleten ancak icraatlarında yapmayan insanlarla doludur.

Yeni bir seçim arifesinde, herkese başarılar demekle beraber, haksızlığa, kötülüğe, umursamazlığa karşı kimler daha çok çalışacaksa, onların en çok başarılı olmasını istediğimizi iletmekteyiz. Ne olur, güç sahibi olan sapıtmasın, delirmesin, kendi adamlarını kayırıp da başkasına yan gözle bakmasın. Hatta ve hatta keşke bir sistem olsa da hiç çatışma dili olmasa, hiç üzücü olaylar yaşanmasa, Türkiye’nin politikalarına bütün uzmanlar destekleriyle yön verse diye düşünmekteyiz.

İslam Dünyası’nı her zaman şucu bucu diye bölenlere, hasımlarının ayağına gidip tebliğ yapan Nebi (a.s.)’ı örnek göstermekteyiz. Yapmayın, dünyalık menfaatler için, arzularınız, ihtiraslarınız ve hırslarınız için birbirinizi incitmeyin. Gönül yıkmak bizim medeniyetimizde hoş değildir. Bu seçime gönül ister ki rakip partiler elele girsin, kazanan kim olursa olsun diğerini alaşağı etmek yerine sorunları çözmek için destek versin. Bizler vatandaş olarak, müslüman olarak, halk olarak çatışmacı tavırlardan, çirkin üsluplardan bıktık.

Ramazan bayramı gelirken bundan daha başka bir yazı kaleme alamadım. Bütün İslam Alemine kutlu olsun. Dileriz Müslümanlık bilinci yani Allah rızası için çaba gösteren kulların sulh kültürünü yayması, her şeye hakim olur. Buna hiçbir solcu da karşı çıkamaz, hiçbir sağcı da. İyiliğin ve doğruluğun yayılması herkes için kazançtır. Ancak ülkemizde şeriatçı olduğunu söyleyen bir takım adamlar var ki sürekli şiddet, tehdit üslubunu kullanmaktalar ve bunların ağızlarından saçtığı köpüklerden bizarız. Zira madde etrafında dönen bütün şu tartışmalar, bizi esas yolumuzdan ayırmaktadır. Ayrıca, müminlerin dertlerini görmezden gelmek, haksızlıklara karşı susmak, müminlik de değildir. Elbette ki devletlerin politikaları değişir ancak hiçbir şey kendi insanının birbirine düşmesine vesile olmamalıdır. Maalesef ki bizler her asırda hep birbirimize düşmekteyiz. Bunca belanın, derdin, kederin ortasında başımızı kaldıramıyoruz.

İnşallah işler ehlinin olur. Güç zehirlenmesine girilmez, ülke bayındır, halk ihya olur. Ashab-ı Kiram insan kazandı, malını bölüştü, bugün onların yolundayız diyenlere samimi bir hatırlatmadır.