Allah’a ve ölüm ötesi ahiret hayatına; Cennet ve Cehennem’e inanma gibi İslami iman esaslarına iman etmeyen ve dünya hayatını Allah ve Onun yasaları yokmuş gibi arzularını ilah edinerek yaşayanlar ebediyen kalmak üzere Cehennem’e atılacaklardır.
Onlar Cehennem’e dayanıklı vücutlarıyla azap içinde kıvranırken Cehennem görevlilerine başvurarak onlardan, Allah’ın azaplarını hafifletilmesi için dua etmelerini isteyecekler ama sonuç alamayacaklardır.
Rabbimiz bu gerçeği Kur’ân’da şöylece açıklar:
“Ateşte bulunanlar Cehennem görevlilerine: Rabbinize dua edin, bizden, bir gün olsun azabı hafifletsin! derler, Görevliler de Size peygamberleriniz açık açık deliller getirmediler mi? derler. Onlar da: getirdiler de biz kabul etmedik cevabını verirler. Bu defa görevliler şöyle karşılık verirler: O halde kendiniz yalvarın, yalvarın da kâfirlerin duası kabul edilmeyecektir.” (Mümin 49/49 50)
Cehennemlikler, Cehennem görevlilerinden kendileri için Allah’a dua etmeleri isteğine olumsuz cevap aldıklarında ise Allah’a bizzat kendileri dua edecekler ama bundan da sonuç alamayacaklar.
Ku’ân’da bu durum da şöylece açıklanmaktadır:
“ Kâfir olanlaraysa Cehennem ateşi var, öldürülmezler ki ölüp kurtulsunlar ve Cehennem azâbı da hafifletilmez onlara; işte biz, her bir kâfiri/nankörü böyle cezalandırırız.
Ve onlar Cehennemde feryad ederek yalvarırlar; Rabbimiz, bizi Cehennem azabından çıkar da yaptığımız işlerden başka kulluğumuzu kanıtlayacak işler yapalım. Allah da onlara şöyle buyuracak:
Size, düşünenin düşünüp, öğüt alanın da öğüt alacağı kadar ömür vermedik mi? Üstelik size korkutucular/uyarıcılar da gelmişti; artık tadın azâbı, zâlimlere yardım eden de olmayacaktır.” (Fatır 35/36,37)