islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4764
EURO
36,4423
ALTIN
2.951,48
BIST
9.375,01
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
11°C

CENNET’E GİRECEKLER VE GİREMEYECEKLER

CENNET’E GİRECEKLER VE GİREMEYECEKLER
14 Ağustos 2024 09:00
A+
A-

Kur’ân’dan Cennet Müjdeleri

اِلَّا مَنْ تَابَ وَاٰمَنَ وَعَمِلَ عَمَلاً صَالِحاً فَاُو۬لٰٓئِكَ يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّـَٔاتِهِمْ حَسَنَاتٍۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُوراً رَح۪يماً

Ancak tövbe edip de inanan ve Salih ameller  işleyenler başka. Allah onların kötülüklerini iyiliklere çevirir. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

 * Salih amel:

Özellikle Cennet’le ilgili olarak çokça kullanılan “Salih ameli” kısaca İslâm Dini’nin emirleri ve yasaklarına uygun söz, davranıış ve iş olarak tarif edebiliriz.

Salih amellerin başında namaz, zekât ve cihad gibi farz kılınan görevlerimizi yapmak ile yalan, zina ve faiz gibi kaçınmamız gereken haramlardan sakınmak gelmektedir.

Salih amelin Kur’ân’daki zıt karşılığı Seyyie ve Hatîe’dir. Salih amelleri bildiren ayetlerin yalanlanması ve hayatın Seyyie ve Hatîe ile kuşatılması, Cehennem’e düşme sebebidir. (Bkz. Bakara, 39, 81-82)

KUR’ÂN’DA CENNET’E GİRECEKLER

 Salih Amelli Mü’minler Cennet’e Girecektir

Kur’ân, Cennet’e gireceklerin, bildirdiği ölçülere göre îman edenler ve salih ameller yapanlar olacağını açıklamaktadır.189

Yüce Allah mü’minlerden, kendisinin verdiği canlarını ve mallarını Cennet karşılığında satın almayı dilemiştir.190 Mü’minler de îman ederek yaptıkları kulluk sözleşmeleriyle satmayı kabul etmiş- lerdir.191 Canların ve malların satılması Rabbimize teslim olmak, emirleri ve yasaklarını uygulamaktır. Bir diğer Kur’ânî anlatımla îman edenler ve Salih amellilerden olmaktır.

Söz ve mâna olarak Rabbimizin Kitabı olan Kur’ân, Cennet’e girecekleri dört ana gruba ayırmaktadır. Bunlar, Peygamberler yanı sıra Allah’ın rızasına ve özel nimetlerine erdirdiği Sıddîklar, Şühedâ ve Salihler’dir. Mü’minler îman dereceleri ve Salih amellerine göre bu üç zümreden birine girecekler, Cennet’te ebedî nimetler içinde onlarla beraber yaşayacaklardır. Kur’ân’da şöyle buyurulur:

Nisa 69:

“Kim Allah’a ve Peygambere itâat ederse, işte onlar, Allah’ın kendilerini nimetlendirdiği peygamberlerle, sıddîkîn, şühedâ ve sâlihîn ile beraber olacaklardır. Bunlar ne güzel arkadaşlardır.”192

Bu girişten sonra Kur’ân’ın genelde îman edenler ve Salih ameller yapanlar olarak tanıttığı ve Salih amellerini de örneklendirdiği Cennet’e girecekleri açıklamaya başlayabiliriz.

Mü’minûn 1-13:

“Gerçek mü’minler kurtuluşa ermişlerdir:

Onlar namazlarında huzur içinde bulunanlardır. Onlar boş söz ve işlerden uzak duranlardır.

Onlar, zekât verici güce ulaşmak için çalışanlardır.

Onlar cinsel organlarını koruyup zinadan korunan, yalnızca karşı cinsten olan hür veya esir eşleri ile cinsel ilişkiye girenlerdir. Onlar bu ilişkileri sebebiyle kınanmayacaklardır. Yasaklı ilişkilere girenler ise; helâl kılınan sınırları aşanlardır.

Onlar, kendilerine verilen görevleri ve verdikleri sözleri yerine getirenlerdir.

Onlar namazlarını devamlı olarak kılanlardır.

İşte bu vasıfları sayılanlar; sadece onlar, Firdevs Cenneti’ne girecekler ve orada sürekli kalacaklardır.”

Mücâdele 22:

“Allah’a ve âhiret gününe îman eden hiçbir topluluğu, Allah’a ve Resûlü’ne karşı başkaldıran kimseleri sever olarak göremezsin. Onların sevmeyeceği bu insanlar, onların babaları veya çocukla- rı, veya kardeşleri ya da kendi aşiretleri (soyları) olabilir.

Onlar, öyle kimselerdir ki, (Allah) onların kalplerine îmanı kökleştirmiş ve onları kendinden bir rûh / güç ile desteklemiştir. Allah onları, altlarından ırmaklar akan Cennet’lere koyacak ve onlar da orada ebedî olarak kalacaklardır.

Allah, onlardan razı olmuş, onlar da O’ndan razı olmuşlardır. İşte onlar, Allah’ın Hizbi / bağlılarıdır. Çok iyi bilin ki, umutları gerçekleşecek olanlar Allah’ın bağlılarıdır.”

Âl-i İmrân 133-136:

“Rabbinizin bağışlamasına ermek ve genişliği göklerle yer kadar olup Müttakîler için hazırlanmış olan Cennet’e erişmek için koşuşun / yarışın.

Müttakîler ise bollukta ve darlıkta Allah için harcayanlar, öfkelerini yutanlar, insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah, böylesi kendisini görür gibi güzel işler yapanları sever.

O Müttakîler, çirkin bir iş yaptıkları yahut (günaha girerek) nefislerine zulmettikleri zaman Allah’ı hatırlarlar ve günahlarının bağışlanmasını isterler.

Zaten günahları Allah’tan başka bağışlayan kim var? Onlar işledikleri günahlara bile bile ısrar etmezler. İşte onların ödülleri, Rablerinden bir bağışlanma ile altlarından ırmaklar akan Cennet’lerdir. Orada ebedî olarak kalırlar. Çalışan için ne güzel bir ödül!”193

Ra’d 20-24:

“Düşünüp ibret alan akıl sahipleri, Allah’a verdikleri kulca yaşama sözünü yerine getirirler, O’na ve insanlara karşı pekiştirerek verdikleri sözleri-sözleşmeleri asla bozmazlar.

Onlar, Allah’ın yapılmasını istediklerini yaparlar, Rableri olan Allah’a içten saygı duyarlar, Kıyâmet Günü’nde azaba sürükleyici bir sorguya / hesaba çekilmekten korkarlar.

Rablerinin rızası-sevgisini istedikleri için sabır gösterir; güçlüklere göğüs gererler, namazlarını kılarlar, kendilerine verdiğimiz nimetlerden gizlice ve açıkça (başkaları için de) harcarlar, kötülüğe iyilikle karşılık verirler.

İşte onlara, âhiret yurdu olan Adn Cennetleri verilecektir. Onlar da Adn Cennetlerine, babalarından, eşlerinden ve çocuklarından / torunlarından iyi olanlarla birlikte gireceklerdir. Melekler de her bir Cennet kapısından onların yanlarına gelecekler ve şöyle diyeceklerdir:

– Kulluk çizgisinde gösterdiğiniz sabrınızdan ötürü size Selâm olsun. Âhiret yurdu ne güzeldir.”

Yukarıda misal olarak sunulan âyetlerin benzeri daha birçok âyette, Cennet’e gireceklerin vasıfları açıklanmaktadır. Mesela Şûra 37-39’da büyük günahlar ve açık çirkinliklerden kaçınma, danışma / seçim ve zulme karşı birlikte savunma; Fâtır 29’da Kur’ân âyetlerini okuma; Enfal 2’de Allah anıldığı zaman kalpleri ürperme, Kur’ân âyetleri okunduğu zaman îmanları artma ve Rablerine dayanıp güvenme; Mâide 8’de adâlet; Nisa 95’de cihad… Cennet’e gireceklerin vasıfları arasında zikredilmektedir. Bu vasıfların bir kısmına da, konular işlenirken yer verilecektir.

Bütün bu Cennet’e götürücü amelleri ve alınacak Cennet arma- ğanını Ahkaf Sûre’sinin 13-14. âyetleri ile özetleyebiliriz:

“Rabbimiz Allah’tır deyip de İslâmî çizgide dosdoğru olanlara hiç mi hiç korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir de. Onlar Cennetlik olanlardır. Yaptıkları amellere karşılık orada sürekli kalacaklardır.”

(Devam Edecek)

ALİ RIZA DEMİRCAN

MİRATYOUTUBE

MİRATHABER.COM

DİP NOTLAR:

189-İlk Peygamber Âdem’den Hz. Muhammed dönemine kadar, kendilerine gönderilen Peygamberleri izleyerek, onların teblîğ ettiği ilâhi esaslara göre îman edenler ve Salih ameller yapanlar da hiç şüphesiz Cennet’e gideceklerdir.

Salih amellerin tanımı için bir önceki. sayfaya bakınız.

190-Tevbe 111:

“Allah, Cennetle mükâfatlandırma karşılığında mü’minlerin canlarını ve mallarını satın almıştır. Bu mü’minler Allah’ın koyduğu kurallar doğrultusunda savaşırlar, bazen öldürürler ve bazen de şehîd edilirler. İşte bu Cennet vaadi, Allah’ın yerine getirilmesini Tevrât’ta, İncîl’de ve Kur’an’da bizzat güvence altına aldığı kesin bir sözüdür. Kimdir verdiği sözü Allah’tan iyi tutacak? O’nunla yaptığınız böyle bir kârlı alış verişten ötürü size müjdeler olsun; artık sevinebilirsiniz. Çünkü budur pek büyük bahtiyarlık!”

191- Bakara, 207

192-Âyette Geçen Kavramların Açıklaması:

Sıddıkîn: Allah’ın, genelde Peygamberleri, özelde Peygamberi Hz. Muhammed aracılığıyla gönderdiği Kur’ân’ın bildirileri, emirleri ve yasaklarını sözleri, davranışları ve işleri ile doğrulayan ve bu yönde özellik kazanan kişiler.

Şühedâ: Allah’ın yüceliğine ve O’nun Kitabı Kur’ân’la açıklanan hakîkatlere, kafa ve kalb gözüyle yakından izlercesine şahit / tanık olanlar.

Yukarıda iki maddede yapılan açıklamalar, Hadîd 19 ile de örtüşmektedir.

Sâlihîn: Allah’ın rızası ve ve kamu yararını amaçlayarak İslâm Dîni’ne uygun işler yapanlar. Kavramların kök anlamları için Rağıb’ın Müfredat’ına bakılabilir.

193- Müttakî: Sülasisi Vekâ olan İttekâ’dan ism-i faildir. Tanımlandığı Bakara 3-4, Âl-i İmrân 133-134 ve diğer âyetlerden hareketle Müttakî’yi, Hz. Muhammed’e ve ondan önceki Peygamberlere indirilen vahiylere inanan, başta namaz ve Allah’ın verdiği rızıklardan bollukta ve darlıkta harcamak olmak üzere, ilâhi emirlere ve yasaklara aykırılıktan nefsini koruyan ve de günah işlediklerinde tövbe eden kişi olarak tarif