Kur’an şöyle buyuruyor:
“(Barış) selâmıyla selâmlandığınız (tahiyye ile) -da daha güzel bir selâm ile karşılık verin veya (en azından) benzeri ile. Şüphesiz Allah her şeyin hesabını tutmaktadır.” (Nisâ 4/86)
Âyette geçen “tahiyye’; sözlükte, ‘Allah sana hayat versin’, Türkçe’deki şekliyle, ‘Allah sana ömürler versin’ demektir.
Bir başka deyişle ‘tahiyye’; bulunduğu durumda ve sahip olduğu mülk’te kalmak demektir.
İslâmdan önce Araplar birbirlerini ‘Hayyeke’l lahü-Allah ömürler versin, Allah seni mülk sahibi yapsın, mülkünde daim kılsın’ şeklinde selâmlarlardı. Kur’an bu kelimeyi kavramlaştırarak ona ‘selâm’ içeriğini kazandırmış, müslümanların duasında Allah’a karşı bütün saygı ve ta’zim ifadelerini bu manaya katmıştır.[1]
Hayy-diri olmak kökünden gelir. Bu kelime daha sonradan dua anlamı kazandı. Zaten dua bir anlamda bir kimseye dünya ve âhiret için iyi bir hayat dileği ve dirlik temennisidir.
‘Tahiyye’nin çoğulu ‘tahiyyât’tır.
Cennette tahiyye ve selâm var:
“İşte böyleleridir zorluklara göğüs germeleri sebebiyle Cennet köşkleriyle ödüllendirilecek kimseler. Hem oraya tahiyye (dirlik temennisi) ve selâm ile buyur edilecekler.” (Furkan 25/75)
‘Tahiyye’ kelimesi sözlükte her ne kadar ‘uzun ömür dilemek’ olsa da günlük dilde iki kişinin birbirini selâmlaması manasına gelir. O hâlde bu âyetteki tahiyyeyi şöyle de açıklamak mümkün:
“Onlar birbirlerini “selâm sizin üzerinize olsun” diye karşılarlar veya böyle karşılanırlar. Selâm’ın, hem huzur için bir dua, bir dilek, hem de huzur için tebrikleşmek anlamlarına da geldiği unutulmamalı.[2]
Şüphesiz Cennete kabul edilmek (ya da hak etmek), Cennette dileklerin en güzeli tahiyye ve selâm ile kabul edilmek büyük bir ödül… Muhteşem bir sonuç… Tarifi mümkün olmayan bir kazanç ve mutluluktur…
Ancak soru şu: Cennetlikleri kim tahiyye ve selâm ile karşılayacak?
Tahiyye uzun ömür dilemek, selâm ise selâmet dilemektir. Bir görüşe göre cennetlikleri tahiyye ve selâm ile karşılayacak olanlar da meleklerdir.[3]
İbni Abbas’tan gelen bir görüşe göre cennetlikler birbirlerini bu şekilde selâm verecekler. Allah (cc) onlara selâm gönderecek.
Tefsirci Mukâtil’e göre burada ‘tahiyye’ selâm manasındadır.[4]
Bşr başka görüşe göre tahiyye, yani esenlik dileği Allah’tan, selâm ise melekler tarafından verilecektir.
Buradaki tahiyye’den kasdın, ebedi kalış ve pek büyük mülk anlamında olduğu da söylenmiştir.
Bir görüşe göre ise tahiyye ve selâm aynı anlama gelir. Her ikisi de cennetliklere Allah tarafından söylenecektir.
Bunun delili; “O’na kavuşacakları gün onlara dirlik temennisi selâmdır” (Ahzab 33/44) âyetidir.[5]
Yani cennetlikler tahiyye (dirlik dileği) ve ikramla müjdelenecekler. Vakarlı bir şekilde ve saygı ile karşılanacaklar. Kendilerine selâm verilecek ve onlar da selâm verecekler. Melekler bütün kapılardan onları karşılamaya gelecekler.[6]
Bir başka âyette bu müjde ve ödül farklı bir şekilde yer alıyor.
İman edip sâlih amel işleyenlere Cennette her türlü nimetler verilecek ve cennetlikler birbirlerini ‘tahiyye’ (dirlik) selâmı ile selâmlayacaklar.
“… Doğrusu, tüm zalimleri çok can yakıcı bir azap beklemektedir.
Ama iman edip sâlih amel işleyenler, içinde derelerin, ırmakların çağıldadığı hasbahçelere sokulacaklar. Orada karşılaştıklarında iyi dilek temennileri (tahiyyeleri) ‘selâm’ olacaktır.” (İbrahim 14/22-23)
“Bu cümlenin lafzî çevirisi Yûnus10. âyette olduğu gibi “orada onların (birbirlerine) dirlik, esenlik dilemeleri ‘selâm!’ olsun” şeklinde olacaktır.”[7]
İman edip sâlih amel işleyenler Cennette “Allahım! Sen Sübhânsın (yücesin)” dedikten sonra;
“…oradaki tahiyye’leri (dirlik temennileri) selâmdır; dualarının (çağrılarının) sonu da: ‘Gerçek, hamd âlemlerin Rabbi olan Allah’a aittir” (Yânus 10/10)
Lafzen, Cennette olanları birbirlerine dirlik, esenlik dilemeleri ‘selâm olsun’ şeklindedir. Selâm sözünün, iç huzura erme, yetkinlik ve kötü olan şeylere karşı güven içinde olma anlamı hatırlanmalı.[8]
Yani cennetliklerin karşılıklı dilekleri ‘selâm’ şeklinde olacak. “Selâmın bütün çağrışımları sizin üzerine olsun” derler. Böylece birbirlerini tebrik ederler, birbirlerine mutluluklar dilerler. Ya da karşılıklı tahiyye temennisi ise birbirlerine sahip oldukları bu nimeti ebediyyen kaybetmeme dileğinde bulunurlar.
Denildi ki: Bu, meleklerin onlara sağlık ve afiyet dileği, ya da Allah’ın onlara bir esenlik sözüdür.[9]
Buradaki tahiyye’den maksat cennetliklerin birbirlerini selâmlamalarıdır. Zira tahiyye, birisine hayat temennisi ve duasıdır.[10]
Cennet ehli bir nimete nail oldukları zaman Rablerine hamdederler. Buradaki “onların oradaki tahiyyeleri selâmdır” ifadesi, diğer âyetlerde söz konusu edilen cennetliklerin karşılaşacakları selâm gibidir.
“…Hem oraya tahiyye (dirlik temennisi) ve selâm ile buyur edilecekler.” (Furkan 25/75),
“Orada ne boş konuşmalar duyacaklar, ne de günaha yönelten bir çağrı. Söylenen, yalnızca selâm, selâmdır.” (Vakıa 56/25-26),
“Onlara merhametli Rabb’in söylediği selâm vardır.” (Yâsîn 36/58),
“Size selâm olsun! Çünkü siz (iyilikte) sebat ettiniz!…” (Ra’d 13/24)[11]
Görüldüğü gibi Kur’an, Cenneti hak edenlere muhteşem bir ödül olarak tahiyye ve selâm olduğunu söylüyor. Tahiyye her türlü dirlik, uzun ömür, hayırlı hayat dileklerini anlattığı gibi, esenlik, sağlık dileklerini de içine alır.
Tahiyye aynı zamanda elde edilen nimetin kaybolmaması, sahip olunan mülkte ila-nihâye kalınması konusunda da bir duadır.
Cennette tahiyye selâmı (dileği) ister meleklerden gelsin, ister cennetliklerden… Sonuçta bu ifade hem bir müjde, hem bir tebrik, hem de uzun sürecek bir mülkü, sahip olmayı ifade etmektedir.
Buradaki tahiyyenin (dirlik temennisinin) eğer Allah’tan geldiği kabul edilirse bu, aliyyü’l-a’la, mükemmelin mükemmeli, müjdeler müjdesi olur.
Tahiyye ile birlikte kullanılan selâm için de aynı şeyler söylenebilir. Cennetliklerin birbirlerini selâmlayıp tebrik etmeleri, esenlikler ve ebedi mutluluklar dilemeleri hoş olduğu gibi, meleklerin selâm vermesi veya onları selâmla karşılayıp Cennete buyur etmeleri ödüllerin en güzelidir.
Ya bu selâm Allah’tan gelecekse… O zaman bu, ödüllerin en muhteşemi olmaz mı?
Demek ki cennetlikler dünya hayatında istenildiği gibi iman etmişler, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle davranmışlar, kulluk görevlerini hakkıyla yerine getirip, hakkıyla şükretmişlerdir. Bu yüzden de Allah’ın selâmına layık olmuşlardır.
Ve Rabbimizin çağrısı: “(Ey insanlar!) Rabbinizden bir bağışlanmaya ve eni, gökle yerin genişliği kadar olan, Allah’a ve Rasûlüne inananlar için hazırlanan Cennete yarışırcasına koşun. İşte bu, Allah’ın lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, büyük lütuf sahibidir.” (Hadid 57/21)
Hüseyin K. Ece
MİRATHABER.COM -YOUTUBE-
YAZARIN DİĞER YAZILARINA ULAŞMAK İÇİN BURAYA TIKLAYINIZ
[1] Ece, H. K. İslâmın Temel Kavramları, S. 674
[2] Mevdudî, E. Tefhimu’l-Kur’an, 2/54
[3] Taberî, Tefsir 9/426. Zamahşerî, el-Keşşâf, 3/289
[4] İbnu’l-Cevzî, Zâdu’l-Mesîr, s: 1025
[5] Kurtubî, el-Camiu li-Ahkâmi’l-Kur’an, s: 2267
[6] İbni Kesir, Muhtasar Tefsir, 2/642
[7] Esed, M. Kur’an Mesajı, 2/506
[8] Esed, M. Kur’an Mesajı, 1/392
[9] Zamahşerî, el-Keşşâf, 2/320
[10] İbnu Atiyye, el-Muharraru’l-Vecîz, S: 900
[11] İbni Kesir, Muhtasar Tefsir, 1/185
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…