CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, yine çok tartışılacak sözlere imza attı.
İstanbul Valiliği’nin alkol yasağı hakkında yaptığı konuşmada, Diyanet İşleri Başkanlığını eleştirerek “Neden bugün milyonlarca deist ve Ateist, pırıl pırıl çocuklarımız böyle bir tercihte bulundu” diyerek, sözlerinin devamında Diyanet İşleri Başkanlığını eleştirdi.
“Şecaat arz ederken sirkatin söyler” demiş atalarımız. Sayın Ali Mahir Başarır da tam böyle yapmış ve CHP zihniyetini açığa vuruvermiş.
Evet çok acı bir gerçek var ki, gençlerimiz arasında deizm ve ateizm her gecen gün yayılmakta bu da toplum olarak yüreğimizde derin yaralar açmaktadır.
Ama hemen söyleyelim, armut ağacının dibine elma düşmez, üzüm bağında da karpuz yetişmez. Eğer gençlerimiz deizm ve ateizme yöneldiyse, eğitim sistemimizi 1950 yılında Fulbright Anlaşmasıyla ABD’ye bağlayanların da sorumluluğu vardır.
10 Kasımlarda ya da 29 Ekim Cumhuriyet Bayramlarında, çocuklarımızı Atatürk büstleri önünde secde ettirenlerinde sorumluluğu vardır.
28 Şubat sürecinde, tek tip insan yetiştirme hayaliyle Kur’an Kurslarını kapatan ve 15 yaş öncesi Kur’an eğitimini yasaklayanlarında sorumluluğu vardır.
Yaz döneminde camilerde açılan “Yaz Dönemi Kur’an Kurslarını” her zaman ve her daim eleştirmekten geri durmayan CHP söylemlerinin de sorumluluğu vardır.
Ali Mahir Başarır, şimdi kalkmış suçluluk psikolojisi ile olsa gerek, bütün suçu Diyanet işleri Başkanlığına atmaya çalışıyor.
Her ne kadar Diyanet İşleri başkanlığının bu konuda eksikleri olsa da camileri açıp camilere giden yollar TV programları, internet ve laik yaşam tarzıyla kapatıldıysa, eğitim sistemi tamamen Jakoben Laik sistemin çarklarına kurban edildiyse, gençlerimizin deizm ve ateizme yönelmelerinin suçunu sadece Diyanet’e sıvamak, olsa olsa abesle iştigal olur.
MİRATHABER.COM