Geçen hafta Çin, Endonezya, Malezya, Brunei, Singapur, Japonya, Vietnam, Filipinler, Tayland, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda, Myanmar, Kamboçya, Laos bir araya gelerek dünyanın en büyük ekonomik bloğunu kurdular
Süleyman Nazif Kalaycı
Geçtiğimiz hafta Vietnam tarafından sanal ortamda organize edilen ASEAN yani Güneydoğu Asya ülkeleri zirvesinde Avrupa Birliğinin yanında cüce kaldığı dünyanın en büyük ticaret bloğu kuruldu.
Bölgesel Kapsayıcı Ekonomik Ortaklık’ın (Regional Comprehensive Economic Partnership) İngilizce kısaltılması (RCEP, “arsip” ya da biz Rcep diyebiliriz) Asya-Pasifik bölgesinin 15 ülkesini bir araya getiriyor. Çin, Endonezya, Malezya, Brunei, Singapur, Japonya, Vietnam, Filipinler, Tayland, Güney Kore, Avustralya, Yeni Zelanda, Myanmar, Kamboçya, Laos’un yer aldığı ülkeler, hem 2.2 milyar nüfus ile dünyanın %30 nüfusunu, hem de 26.2 trilyon dolarla küresel ekonominin %30unu temsil ediyor. Bu da tam dünya zenginliği ortalamasında bir blok olduğunu gösteriyor.
2011 yılından beri müzakere edilen anlaşma 10 üyeli ASEAN gündemindeydi ve başta Hindistan’ın da katılması bekleniyordu. Ancak Çin ile gerilimi artınca Hindistan olan RCEP’ten çekildi. Bunun sonucunda Çin, ekonomik birliğin içinde hem nüfus olarak hem mali güç olarak dominant güç olarak görünüyor. Bu Almanya’nın AB’deki gücünden daha fazla. İçinde bulunan Japonya bile Çin’in yanında zayıf kalıyor.
Ancak bütün üye ülkelerin bu bloktan büyük kazancı var. Öncelikle gümrük vergilerinin %90’ı kalkıyor. E-ticaret, ithalat ve fikri mülkiyet konularında ortak yasalar ve standartlar oluşturulacak. İmalattaki ve kalitedeki ortak standartlar da, maliyetleri azaltacak.
RCEP’in 2.2 milyar nüfusunun yaklaşık beşte biri Müslüman. Ancak böylesi bir birliğin Çin tarafından kendi küresel gücünü artırmak yerine dünyada neredeyse aynı sayıdaki Müslümanlar tarafından kurulması gerekirdi. Önümüzde sadece AB değil RCEP örneği de artık adım atmamız gerektiğini söylüyor.
Süleyman Nazif Kalaycı