İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma
Yağmurlu
18°C
Cumartesi
Az Bulutlu
9°C
Pazar
Az Bulutlu
10°C
Pazartesi
Parçalı Bulutlu
11°C
CİN VAR MIDIR? CİNLER İNSANLARA MÜDAHELE EDEBİLİR Mİ?
İNSANLAR CİNLER VASITASIYLA GELECEKTEN HABER VEREBİLİR Mİ?
Tüm bu soruların cevaplarını, bütün yanlarıyla Kur’an-ı Kerim’in 72. Suresi olan Cin Suresinde bulabilirsiniz.
İşte Cin Suresi’nin meali:
1 | De ki: Bana vahyedildi bu gerçekten de. Cinlerin bir topluluğu, beni dinlediler de şüphe yok ki dediler. Şüphesiz biz, şaşılacak bir Kur’ân duyduk. | |
2 | Doğru yolu göstermede, derken inandık ona ve kesin olarak hiçbir kimseyi, kesinlikle Rabbimize ortak saymayacağız. | |
3 | Ve şüphe yok ki Rabbimizin şânı, elbette yücelerden de yüce. Ne bir arkadaş edinmiştir ve ne bir oğul. | |
4 | Ve şüphe yok ki aklı olmayanımız, Allah hakkında saçma ve boş lâflar ediyormuş. | |
5 | Ve bizse şüphe yok ki ne insanlar, ne de cinler, Allah hakkında yalan şeyler söylemez sanıyorduk. | |
6 | Ve gene şüphe yok ki insanlardan bâzı kimseler, cinlerden bâzılarına sığınıyorlar da onların taşkınlığını, üstelik zulümlerini arttırıyorlar. | |
7 | Ve şüphe yok ki onlar da sizin sandığınız gibi Allah’ın, kesin olarak hiçbir kimseyi tekrar diriltmiyeceğini sanıyorlar. | |
8 | Ve gerçekten de biz, göğü yokladık da orasını, kuvvetli bekçilerle ve şihaplarla dolu bulduk. | |
9 | Ve gerçekten de biz, orada, bir söz duymak için bâzı yerlere otururduk. Fakat şimdi kim, dinlemeye kalkışsa kendisini gözetliyen bir şihap buluyor. | |
10 | Ve gerçekten de bilmiyoruz, yeryüzündekilere bir kötülük gelmesi mi isteniyor, yoksa Rabbleri, onlara doğru yolu buldurmayı mı diledi? | |
11 | Ve gerçekten bizden temiz kişiler de vardı, içimizde, böyle olmayanlar da vardı. Ayrı ayrı yollar tutmuştuk. | |
12 | Ve gerçekten de iyice anladık ki yeryüzünde Allah’ı âciz bırakmamıza imkân yok ve kaçmakla da aslâ onu acze düşüremeyiz. | |
13 | Ve gerçekten de doğru yolu gösteren Kur’ân’ı duyunca inandık ona; kim Rabbine inanırsa artık ne mükâfâtın azalmasından korkar, ne de zulümden ve kötülükten. | |
14 | Ve gerçekten de bizden, Müslüman olanlar da var, gerçekten sapıp zulmedenler de; artık kimler Müslüman olursa onlardır doğruluk yolunu arayıp bulanlar. | |
15 | Fakat gerçekten sapıp zulmedenlere gelince, onlar da cehenneme odun olurlar. | |
16 | Ve eğer yolda dosdoğru yürüselerdi onları bol bol suvarırdık elbette. | |
17 | Sınamak için onları böylece ve kim, Rabbini anmaktan yüz çevirirse onu, gittikçe artıp duran bir azâba sokar. | |
18 | Ve şüphe yok ki secde edilen yerler, Allah’a âittir, artık orada Allah’la berâber hiçbir kimseyi çağırmayın. | |
19 | Ve şüphe yok ki Allah’ın kulu, ona çağırmaya kalktı mı cinler, öylesine toplanıyorlardı etrafına ki neredeyse birbirlerini ezeceklerdi. | |
20 | De ki: Ben, ancak Rabbime çağırmadayım ve ona, hiçbir kimseyi ortak olarak kabûl etmemedeyim. | |
21 | De ki: Benim, size bir zarar vermeye de gücüm yetmez, sizi doğru yola götürmeye de. | |
22 | De ki: Beni, hiçbir kimse, Allah’ın azâbından kurtaramaz ve ben ondan başka sığınacak birisini de bulamam. | |
23 | Bana düşen, ancak Allah’tan tebliğdir ve onun hükümlerini size bildirmektir. Ve kim, Allah’a ve Peygamberine karşı gelirse artık onun hakkıdır cehennem ateşi. Ebedî olarak da kalır orada. | |
24 | Sonunda, vaadedilen şeyi gördüler mi artık bilirler kimmiş yardımcısı daha zayıf ve sayı bakımından taraftarı daha az? | |
25 | De ki: Ben bilmem, size vaadedilen pek mi yakın, yoksa Rabbim, onu bir müddet uzattı mı? | |
26 | Gizliyi bilen odur, gizlediği şey de hiçbir kimseye açılmaz. | |
27 | Ancak peygamberlerden seçtiği müstesnâ; onların da önlerinde, artlarında gözetleyiciler yollar. | |
28 | Gerçekten de Rablerinin elçiliklerini hakkıyla yaptıklarını, hükümlerini tebliğ ettiklerini bilsin diye ve onların her hâlini de bilgisiyle kavramış, kuşatmıştır ve her şeyi, bir bir sayıp tespît etmiştir. |