Çin’in farklı bölgelerindeki Hui Müslümanlarının devlet tarafından çeşitli derecelerde zulme uğradıkları kendi geçmişleri olmasına rağmen, bugün Çin’deki konumları, Çin’deki en büyük ikinci Müslüman grup olan Uygurlarınkinden temelde farklıdır. Uygurlar, başta Türki olan diğer Müslüman azınlıklar gibi, Çin’in stratejik sınır bölgelerinde ve önemli doğal kaynaklarıyla dikkat çeken bölgelerde yoğunlaşmıştır. Üstelik Çin hükümeti tarafından en tehditkar grup olarak görülen Uygurlar, git gide daha şiddetli siyasi, kültürel ve dini devlet kontrolü altında yaşıyorlar.
Çin’de İslam ile ilgili bu bölüm, Müslüman toplulukların gelişi ve gelişimi için tarihsel bir arka plan sunmakta, ardından hızlı ekonomik gelişme ve artan sosyal huzursuzluğun mevcut olduğu bu dönemde dini ve kültürel kimliklerini korumaya çabası gösteren Çin’deki Müslümanların karşılaştıkları en önemli zorluklardan bazılarının tartışılması izlemektedir. Zenginlik ve kalkınma fırsatlarında bulunan eşitsizlikler Çin toplumunu giderek daha çok bölerken, topluluklar kendilerini sosyal uyum ve geleneksel değerlere karşı eşi görülmemiş tehditlerle karşı karşıya buldular.
Müslüman topluluklar, kendilerini tehdit altında bulan çoğu azınlık topluluğu gibi, geleneklerine dayanarak kendilerini korumaya çalışmışlardır. Müslümanlar için bu, gayri resmi sivil toplum projelerinin oluşturulmasıyla birlikte İslami eğitim programları geliştirme biçimini almıştır. Fakat, Sincan’da bu tür topluluk geliştirme projeleri artık imkansızdır. Geçmişte Uygurlar sınırlı sayıda topluluk projesinde yer alabilmiş olsa da şimdiki 11 Eylül sonrası dünyada Çin hükümeti ABD destekli “teröre karşı savaş” retoriğini neredeyse bütün dini, kültürel ve etnik kimlikle ilgili faaliyetleri kısıtlamak amacıyla kullandı.
Ele alınan diğer konular çoğulculuk, azınlıklar ve insan haklarını içerir. Son bölüm, Çin Müslüman toplulukları içindeki kadınların konumu ve statülerini iyileştirmede İslami ve seküler eğitimin giderek artan önemi ile ilgilidir.
Kaynak: İslam in China, Jacqueline Armijo; Asian Islam in the 21st Century kitabındaki bir makaleden hazırlanmıştır.