Kur’ân, şer aşılama ile görevli şeytanlarla insanların ve cinlerin insanlara vesvese verdiklerini bildiriyor. (Araf 20… Nas 4-6)
“İslâm Dini’nin ve ortak aklın kabul edemeyeceği sözlere, davranışlara ve işlere yönlendirmek için kişiye fısıldarcasına gizlice söz söylemek” anlamına gelen vesvese nasıl verilmektedir?
Kur’ân, vesvesenin bir şeklinin dokunuşla olduğuna işaret etmektedir.(Araf 200) İnsanların vesveselerini söz, yazı, resim, sinyal ve mail olarak örneklendirebiliriz. Cinler Mâric ve Semûm kaynaklı yapısal özelliklerinden aldıkları güçle vesveseyi elektronik dalgalar gönderme yöntemiyle mi yapmaktadırlar veya bir başka metod ya da usuller mi kullanmaktadırlar, bunu şimdilik bilmiyoruz.
Kâfir veya azgın günahkâr cinlerin “Kişinin kalbine süratli ve gizlice bir şey atmak, bildirmek ve yaldızlı sözler ilham etmek” manalarına gelen vahyetmek yoluyla da vevese verebilmektedirler. Bu gerçeği, yukarıda anlamı verilen En’am sûresinin 128. âyeti dolaylı, fakat 112. âyeti açıkça bildirmektedir. Kalplere şer tohumları ekilebildiği içindir ki Kur’ân’ın son sûresi olan Nas sûresinde şeytanlaşmış insanlar ve cinlerden Allah’a sığınılması şöylece öğretilip emredilmektedir:
“Allah’a şöylece sığın: Ben, cinlerden ve insanlardan olup sinsice şerler fısıldayanların kötülüğünden insanların Rabbi, insanların hükümdarı, insanların ilâhı olan Allah’a sığınırım.”
Cinlerin, şeytanlaşmış insanlar aracılığıyla azgınlaştırıldığı (Cin 6) ve İslâmî haramlardan olan büyü türü işlere karıştırılarak zarar verebildikleri ileri sürülüyorsa da, İslâm bilginleri tarafından farklı görüşlerin seslendirildiği bu gibi konularda enstitüler kurularak ciddi araştırmalar yapılması gerekmektedir. Ancak iyice ve kesin olarak bilinmelidir ki cinlerin mahiyeti meçhulümüz olan şer fısıldama eylemleri dışında genel olarak hayatımıza müdahale etme ve iradelerimizi yönlendirme güçleri ve yetkileri yoktur. (Kaynak tefsirlerden Bakara sûresinin 102.âyetinin açıklamasına bakılabilir.)
İnançlarını yaşayan, Allah’ı zikreden ve kendilerinden Allah’a sığınan müminler üzerinde ise şeytanlar gibi cinlerin de hiç mi hiç etkileri yoktur. (Hıcr 40, Nahl99, İbrahihm 22) Kaldı ki cinlerin müminleri, insanların müminleri gibi bizim kardeşlerimiz, dünya ve âhiret dostlarımızdırlar. Onların da kâfir ve azgın cinlerin aksine melekler gibi hayır telkin ettiklerini kabul edebiliriz. (Hucurat 10,Tevbe 71,Zühruf 67)
Cinlerle İlgili Hatalı Görüşlerimiz Var mı?
Önemine binaen cinlerle ilgili olarak hakla batılların birbirine karıştırıldığı bazı hususlara da değinmek istiyoruz. Bazı İslâm literatüründe bizler gibi mükellef varlıklar olan ve kendileri de şeytanlar tarafından saptırılmaya çalışılan cinlerle, müşterek düşmanlarımız olan şeytanlar, görülmez olma vasıfları sebebiyle birbirlerine karıştırılmaktadırlar. Oysaki şeytanlar cinlerden farklı olup şerlere odaklanmış/odaklandırılmış varlıklardır.
Mevcudiyetleri peygamberimiz tarafından açıklanan cinler aleminin hayvanları, mükellef varlıklar olan cinlerle karıştırılarak cinlerin yılan ve köpek gibi suretlere girdikleri yanılgısına da düşülmektedir.
Allah’a muhatap olma yüceliğine erdirilmiş, Kur’ân’a bağlı sorumlu cinlerin hayvan suretlerine sokulup korku salınması şeklindeki hatalar maalesef hadis kitaplarına kadar sızabilmiştir. (K.Miras Tecrîd-i Sarîh Hn.1546)
Bir diğer yanıltıcı husus da bazı hadislerde hastalık etkeni olarak gösterilen ve görünmez olma nitelikleri sebebiyle kendilerine görünmez varlıklar anlamına cin denilen mikroplar türünden varlıkların, mükellef varlıklar olan cinler anlamına algılatılabilmesidir. Bu gibi hatalara düşülmemelidir. (Müslim Salât 150, Ali Osman Ateş Cinler-Büyü Beyan yay.2. baskı.Bu eseri tavsiye ederiz. Ayrıca bak. T.Diyanet Vakfı İslâm Ans. Cin Maddesi)aa
ALİ RIZA DEMİRCAN
Yazının Devamı Gelecek….