islami haberdini haberortadoğu haberleriislam coğrafyası
DOLAR
34,4915
EURO
36,2365
ALTIN
2.952,64
BIST
9.367,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Parçalı Bulutlu
Cuma Yağmurlu
18°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Pazar Çok Bulutlu
10°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
10°C

CİNLER İNSANLAR GİBİ MÜMİNLERİ VE KÂFİRLERİ OLAN İRADELİ VARLIKLAR MIDIR?

CİNLER İNSANLAR GİBİ MÜMİNLERİ VE KÂFİRLERİ OLAN İRADELİ VARLIKLAR MIDIR?
19 Ocak 2022 13:07
A+
A-

Cinler akıllı, bilinçli ve iradeli varlıklardır. İnsanlar gibi bildirileri, emirleri ve yasaklarına uyarak  Allah’a ibadet etmeleri için yaratılmışlardır.
Yüce Rabbimiz şöyle buyurur:
“Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etmeleri için yarattım.” (Zariyat 56)

Son ve evrensel Peygamber kılınan Hz. Muhammed’in onların da Peygamberi olduğuna, Cin sûresinin 1-2.  âyetleri  yanısıra Ahkaf sûresinin 29-32.  âyetleri de açıklık getirmektedir. Ancak En’am sûresinin 130. âyeti, onlara Hz.Muhammed öncesinde kendi cinslerinden Peygamber gönderilmiş olacağına işaret etmektedir.

Kurân’ın   sunduğu    ferdî, ailevî ve sosyal yasalarla onlar da yükümlüdürler. Müminleri olduğu gibi kâfirleri de vardır. İtâatkar ve ahlâklıları Cennet’le nimetlendirilecektir.  Allah ve yasaları yokmuş gibi başlarına buyruk olan isyankâr    ahlâksızları da Cehennem’le  azaplandırılacakdır. Mükâfatlandırılma ve cezalandırılma ibadetle yükümlü iradeli varlıklar olan insanlar ve cinler için umumi bir yasadır.

Yukarıda anlamları verilen âyetler bu gerçekleri açıkladığı gibi Kur’ân’da cinlerin diliyle şu açıklamalar da yapılır:
“İçimizde iyiler/müminler bulunduğu gibi olmayanlar da var. Biz öteden beri farklı tutum ve anlayışları benimsedik. Ama şimdi şu gerçeği çok iyi anladık ki biz yeryüzünde Allah’ın iradesine asla engel olamayız; kaçmaya teşebbüs etmekle de O’nun elinden kurtulamayız. Bu yüzdendir ki Biz doğru yol rehberi Kur’ân’ı dinleyince ona inandık. Rabbine yürekten inanan kişi, emeklerinin zayi olacağından ve haksızlığa uğrayacağından hiç mi hiç korkmaz. Doğrusu aramızda müslüman olanlar da inkârcılığa yönelenler de vardır. Müslüman olarak Allah’a teslim olanlar doğru yolu bulmuş olanlardır. Bu yoldan sapanlar ise Cehennem yakıtı olacaklardır.” (Cin 11-15)

Müminleri ve itâatkârları  yanısıra kâfirleri ve isyankârları da olduğu için inançlı ve ahlâklıları diğerlerini doğru yola çağırılar. Kur’ân, onların birbirlerine şöylece çağrıda bulunduklarını açıklamaktadır:
“Ey halkımız! Allah’ın yoluna çağıran elçi Muhammed’in davetine uyun ve ona inanıp güvenin ki Allah da günahlarınızı bağışlasın ve sizi elem verici azaptan korusun.” (Ahkaf 31)

Cinlerin İlmî Ve Sanatsal Faaliyetleri Var mıdır?
Cinlerin kültürel seviyeleri farklıdır. Hz.Süleyman   devrinde ileri derecede bilimsel ve sanatsal etkinlikler göstermişlerdir. Mesela:
Hz. Süleyman’ın emri altında çalışmışlar, O’nun yönetiminde yapı mühendisleri, ustaları ve de dalgıçlar olarak görev yapmışlar; mabetler, heykeller, büyük havuzlar ve sabit kazanlar inşa etmişlerdir:

“Cinler Süleyman’ın isteği üzerine görkemli binalar, heykeller, havuz genişliğinde lengerler ve yerinden kalkmaz kazanlar yaparlardı.” (Sebe 13)
“Cinlerin isyancıları olan (Şeyatan’i) de Süleyman’a bina ustaları ve dalgıçlar olarak hizmet ettirdik.” (Sâd 37)
 Hz. Süleyman döneminde cinnî  ifrit  örneğinde görüleceği üzere oturup kalkma süresinde uzayda eşya nakledebilecek düzeye gelmişlerdir. Kur’ân’da şöyle buyrulur:
“ Hz. Süleyman (çevresindeki insanlara ve cinlere) sordu:
Sebe’ kraliçesi ve adamları itâatlerini bildirmek üzere yanıma gelmeden önce hanginiz onun tahtını buraya getirebilir? Bu soru üzerine güçlü ve gözü pek bir cin şöyle dedi: Sen daha oturduğun yerden kalkmadan ben o tahtı huzuruna getirebilirim. Çünkü ben bu işi en mükemmel şekilde yapabilecek bir kuvvet ve beceriye sahibim.” (Neml 38-39)

Aradan geçen takriben üç bin yıllık dönemde teknolojik devrimler yapmış oldukları muhakkaktır. Çağımızda görülen Ufo’lar (Bilinmeyen uçan objeler) cinler veya cin teknolojisinin eserleri olarak algılanabilir. Buradan hareketle yeryüzü medeniyetine katkıda bulundukları ve de bulunabilecekleri söylenebilir. Zira Hz. Süleyman’a özgü bir özellik ise de Onun tarafından istihdam edilmeleri, edilebilir olmalarına işaret olarak algılanabilir. (Neml 39)

Biz insanların onların görülmelerini sağlayacak teknoljik atılımlar yapmamız veya cinlerin kendilerini insan gözüne algılatabilecek şekilde gelişim göstermeleri, birlikteliği ve müşterek üretimi sağlayabilir.

Şûra sûresinin 29. âyeti bu birlikteliğin imkânına işaret olarak değerlendirilebilir. Cinlerin göklerle ilişkisini hatırlatarak âyetin anlamını sunalım:
”Göklerin ve yerin ve ikisinde yaratıp yaydığı canlıların yaratılışı da Allah’ın varlığını gösteren delillerdendir. O, dilediğinde onları bir araya getirmeye gücü yetendir.”

ALİ RIZA DEMİRCAN

YAZININ DEVAMI GELECEK…