Papa İtiraf Etti: Rahipler, Rahibeleri “Cinsel Köle” Olarak Kullandı
Tarihte ilk kez Katolik kilisesinin başı olan Papa Franziskus, rahibelerin piskoposlar ve rahipler tarafından ileri derecede cinsel yönden istismar edildiğini itiraf etti. Bazı durumlarda ise kadınların “cinsel köle” olarak alıkoyulmuş olduğunu belirten Papa Franziskus, bundan dolayı da bazı dinî cemaatlerin lağvedilmiş olduğunun altını çizdi. Almana Stern Dergisine göre bu bağlamda kendisine yöneltilen bir soruya şöyle Papa Franziskus, şöyle cevap verdi: “Rahiplerin ve hatta piskoposların bunu yapmış olduklarını biliyorum. Ve öyle inanıyorum ki halen bu yapılmaktadır.”
Cinsel Sapkınlıklara Karşı Tek Çare İslâm’dır
Papa Franziskus, aslında bilinen ama şimdiye kadar gizli tutulmak istenen bu gibi cinsel istismar olaylarını itiraf ettiği günün haftasında Vatikan’da görevli bir üst temsilcisinin, bir Alman rahibeye cinsel saldırıda bulunduğundan dolayı görevinden istifa etmek mecburiyetinde kalmıştı. Anlaşılan o ki papa, artık ayyuka çıkmış bu olayların üzerine gitme ihtiyacı duymaktadır.
Bizzat Kilise tarafından yapılmış olan bir araştırmaya göre hepsi olmasa bile birçok Hıristiyan din adamı, hemen her yerde cinsel sapkınlık gösterebilmektedir. Bu bağlamda en çok rahibeler, cinsel istismarın kurbanı olmaktadır. İsim vermeyen papa, cinsel istismarda bulunduğu tespit edilen papaz ve rahiplerin görevinden derhal alındığına dair yeni bilgiler de vermektedir. Manastırlarda dinî hizmet yapmak isteyen ve/fakat üst kademede bulunana rahipler tarafından cinsel istismara uğrayan birçok rahibe, artık sesini yükseltmekte ve şikâyette bulunmaktadır.
Bunların başında 8 yıl olarak rahibe olarak hizmette bulunmuş olan ilahiyatçı ve filozof Bayan Wagner gelmektedir. Bugün 34 yaşında olan Bayan Wagner, kendi ifadesine göre 2008 yılında bir piskopos tarafından tecavüze uğradıktan sonra yaşadığı olayı Vatikan’a bildirmiş. Vatikan ise kendisine tövbede bulunmasına yardımcı olacak bir “papaz baba” göndermiş. Ancak bu “papaz baba” da tövbe terapisi seanslarında kendisine ilan-ı aşkta bulunmuş ve evlenmeleri her ne kadar caiz değilse de birlikte olmanın başka yolların olduğunu söylemiş. Olumsuz cevap alan “papaz baba”, bir keresinde nefsanî şehvetini kontrol altında tutamadığı için, Bayan Wagner’i zorla öpme teşebbüsünde bulunmuş. Bu durumu da ilgili mercilere bildirmiş Bayan Wagner. Ne var ki 2014 yılında disiplin soruşturması geçiren bu “papaz baba”ya sadece “uyarı” cezası verimiş.
Katolik Kilisesi, fıtrata aykırı olarak papazların ve rahibelerin karşı cinsle evlilik yapmalarını dinen yasak saymaktadır. Bunun için yıllarca kilise içinde eşcinsellik vakıaların yaşandığı duyulmaktaydı ve hatta erkek çocuk ve gençlerin, rahipler tarafından cinsel istismara uğradıkları da bilinmekteydi. Ama karşı cinsle evlilik dışı cinsel ilişkilerin de ortaya çıkması ve bunlardan gönülsüz olanların basına yansıtılması kilisenin itibarını epey sarsmış durumdadır. Ne var ki erkek egemen kilise, halen bayan din görevlilerine yönelik cinsel istismar olaylarını gizleme peşindedir. Bizzat dünyada 500 bin rahibeyi temsil eden Uluslararası Baş Rahibeler Birliği, kilise içinde hâkim olan “Sükût Kültürü”nü tenkit ederek, rahibelerin yaşadıkları her olumsuz olayı derhal ilgili mercilere bildirmelerini istemiştir.
Sapkın Bir Dinin Baş Temsilcileri De Sapıtır
Peygamber Hz. İsa’nın tevhit inancına dayanan şeriatı tahrip eden, bozan, değiştiren ve kendi emelleri doğrultusunda yeni bir din icat eden Hıristiyanların baş temsilcileri konumunda olan papazlar, rahipler ve piskoposlar dahî kendi inanç akidelerini dahî koruyamamakta ve yaşayamamaktadır. Bunların başında meşru yoldan evlenmeden yani bekâr kalarak, nefsini her türlü şehvanî arzulardan korunmak gelmektedir. Ama bu tabiî fıtrata aykırı ilkeye kaç yiğit din adamı hayat boyunca riayet edebilir ki? Nitekim kilisenin hiyerarşisinin en tepesinde bulunan kardinaller ve piskoposlar dahî ya erkek çocuklarına, ya da rahibelere cinsel istismarda bulunmaktadır.
Dinin asliyetini bozar ve kendilerine yönelik böyle ağır bir yükümlülük getirirseniz olacağı da budur. Kur’an-ı Kerim boşuna Hıristiyanların gittiği yolun sapık bir yol olduğunu söylemiyor. Ve Kur’an-ı Kerim, Müslümanları uyarıyor ve kendilerinden şu şekilde dua etmelerini istiyor:
“(Bizleri) Nimetine erdirdiklerinin yoluna (eriştir); gazaba uğramışların yoluna, doğrudan sapmışların yoluna değil! (Fatiha: 7).
İlâhî gazaba uğrayanlar “Yahudiler” ise sapanlar da “Hıristiyanlar” olmalıdır. Müslümanlar, doğru yolda oldukları sürece yani tevhit inancının gereğini yaptıkları sürece Allah’ın kendilerine bahşettiği bütün helal nimetlerden doyasıya yararlanabilecektir. Evlilik de C. Hakkın bizleri sunduğu bir nimettir ve birçok sapkın cinsel tutum ve davranışa karşı kalkan konumundadır. O halde helal olan evliliği, “daha çok dindar olmak düşüncesiyle” haram kılmak, görüldüğü üzere özellikle cinsel arzularına gem vuramayan Hristiyan din adamlarının manevî felaketi olmaktadır.
Cinsel Sapkınlıklara Karşı İslâm
İslâm dini, evlenmeyi prensip olarak benimsemekle birlikte bazı istisnaî durumlar için, iffeti korumak şartıyla ertelenebileceğine müsaade etmektedir.
“Evlenmeye güç yetiremeyenler, Allah kendilerine fazlu kereminden zenginleştirinceye kadar iffetlerini korusunlar.” (Nûr: 33).
Buna göre bir Müslüman, evlenmediğinde zinaya ve değişik cinsel sapkınlıklara düşmeyeceğine ve dolayısıyla iffetini koruyabileceğine inanıyorsa isterse evlenmeyebilir. İffeti korumanın bir yolu da oruç tutmaktır. Ama ne yazık ki Hıristiyanlar, oruç ibadetini de kendi nefislerine göre ayarladı ve “hepsinden biraz yiyelim” mantığına göre uygulamakta ve dolayısıyla iffeti korumanın ölçüsüne sahip değil. Hem evlenmeyi kendine haram kılacaksın, hem de iffetini koruyamayacaksın. İşte Hristiyan din adamlarının düştüğü bu ikilimden kurtulamamanın ıstırabını yaşamaktadır.
İslâm dini, din adamı dindar ayırımı yapmaz. Herkesin evlenme hakkını savunur. Evlenmek istemeyenlere de iffetli olmak şartıyla bekâr kalma hakkını da vermektedir. Çünkü evlenmek ne kadar helal ise, evlenmeme tercihi de o kadar mübahtır. Bekâr kalıp da iffetini korumakta zorlananlara mutlak manada evlilik tavsiye edilir. İslâm, evlenmek isteyip de sırf maddî zaruretin bir gereği olarak evlenemeyen erkek ve kadınların evlenebilmelerine yönelik olarak da gerekli sosyal alt yapıyı kurmuştur.
Velhâsıl-ı Kelâm
Hristiyan din adamlarına seslenmek istiyorum: Ey namuslarını korumakta zorlanan papazlar, rahipler ve başpiskoposlar! Gelin tevhit dini olan İslâm’la buluşun ve Müslüman olarak hem Hz. Muhammed’e (sav), hem de Hz. İsa’ya iman edin. Müslüman olarak bekâr kalmak, daha kolaydır. Çünkü oruç ve namaz, iffeti korumayı kolaylaştırmaktadır. Ama yine de zorlanıyorsanız kendinizi hiç fazla yormayınız. Allah, “Müslüman din adamlarına” da evlenme ruhsatı vermiştir. Hem evleniniz, hem de ibadetlerinize devam ediniz. Bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ve onun ashabı da evlenmiştir. Öyle ise (daha fazla) cinsel sapkınlıklar içine girme riskine karşı Müslüman olunuz ve İslâm’ın nimetlerinden yararlanınız.
Prof. Dr. Ali SEYYAR
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Rio’da uzlaşma için görüş birliği sağlanamadı. Toplantı sonrası Rio’da başarısız bir darbe girişimi oldu. Dünyayı…
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…