CİNSEL ZAAFLAR GENELDİR, BİLGİ ve ÖNLEM GEREKTİRİR

Akıllı telefonuma düşen ve dikkatimi çeken mesajlardan biri şöyleydi:

“Fransa Katolik Kilisesi tarafından görevlendirilen Kilisede Cinsel İstismar Bağımsız Komisyonu (CIASE) yayımladığı raporla, 1950’den bu yana 216 bin çocuğun dini görevlilerin cinsel istismarına uğradığını açıklamıştı. Bu da tespit edilebilen tabii ki. Raporlara girmeyen miktarın bunun bir kaç katı olduğunu tahmin etmek hiç de güç değil. Papa Francis bu raporun ardından büyük bir acı ve utanç duyduğunu ve bunun pagan törenlerinde çocuk kurban etmekten bir farkının olmadığını söylemişti.”

Bu mesajı yayınlayan kişi, mesajdan hareketle Kur’ân kurslarında yaşanan ve yargıya intikal edip  hükme bağlanan cinsel istismarlara- saldırılara değinerek Diyanet İşleri Başkanlığının konu üzerinde gereken duyarlılığı göstermediğinden şikâyetle  şu soruyu yöneltmektedir:

“Neden hem Hristiyanlık’ta hem de İslam’da güya ahlakı tesis etmek için eğitim veren dini kurumlarda çocuk tecavüzleri bu kadar yaygındır?”

Yorumumuz

İnanca ve ahlaka dayalı müeyyideleri olmadığı için seküler eğitim veren kurumlarda cinsel istismarların ve tecavüzlerin daha çok olduğunda ve olabileceğinde şüphe yoktur. Eğer gerekli önlemler alınmazsa bu tür cinsel saldırıların yatılı okullarda ve yatılı Kur’ân Kurslarında olması da doğaldır.

İnançları ne derece Hak ve yaşamları ne derece mazbut olursa olsun cinsel eğilimler ve arzular insanların iradelerini zaafa uğratabilir.

Nisa suresinin 28. âyetinde yer alan ”İnsan zayıf yaratılmıştır” ifadesi, bazı İslam bilginleri tarafından cinsel  zaaf olarak anlaşılmıştır.

Yusuf suresinde Mısır azizinin karısının cinsel coşkusu ve azgınlığı karşısında -gelecekte peygamber olacak- genç Yusuf’un iffetini koruyabilmesi, Allah’ın özel korumasıyla açıklanmıştır. (Yusuf 12/24)

Cinselliğin cazibesi sebebiyledir ki  Rabbimiz Kur’ân’da örneğin zinayı yasaklarken ”Zinaya yaklaşmayınız…,” buyurmuştur. (İsra 1//32)

Peygamberimizin diliyle de müminler  gözlerden uzak beraberlik, çıplaklık ve cinsel mesaj içerikli  konuşmalar türü  zinaya yaklaştırabilecek  davranışlardan sakındırılmıştır.

Eşcinsellik Haramdır

Erkekler tarafından erkelere ve çocuklara yönelme anlamına eşcinsellik İslam’da haram kılınmıştır. Yüce Rabbimiz Kur’ân’da eşcinselliği on bir ayrı surede, onu aşkın yerici vasıfla niteleyerek  yasaklamıştır. İslam kişinin eşiyle anal ilişkisini bile haram kılmıştır.

İslam’a göre eşcinsellik nefse  ve topluma zulümdür. Tedavi edilmesi gereken bir hastalık ve cezalandırılması gereken bir suçtur. Eşcinsel evlilikler ise insanlıktan tam bir soyutlanmadır.

Müslüman Eşcinselliğe Bulaşabilir

Müslüman zina yapabilir, faiz alıp verebilir, yolsuzluk yapabilir. Bunun  gibi eşcinsellik  iğrençliğine de bulaşabilir. Ama bu haramları meşru/helâl görürse Yaratana acizlik ve cehalet isnadıyla ebedi cehennemlik kâfir olur. Meşru görmez de yalnızca nefsi zaaf gösterirse günahkar olur. Acilen tövbe etmesi gerekir.

Hulasa Müslüman eşcinsel ilişki kurmaz, yatılı Kur’ân Kurslarında tecavüz olmaz diye bir kural yoktur.

Kişi bilgilendirilip bilinçlendirilmez ve eşcinselliğe götürücü sebeplerden korunmazsa her zaman yanılgıya düşülebilir.

Bizim tespitlerimize göre eşcinselliğin ondan fazla sebebi vardır. Bekârlığın uzatılması, ön ve arka organların teşhiri, yetişkin erkeklerle erkeklerin veya çocukların bir arada yatması – yatırılması, başarılı eşcinsel  iş, sanat ve spor adamlarının gündemde yer alması bunlardandır.

Eşcinselliği meşrulaştırıcı  yayınların ve haberlerin  yaygınlaştırılması, erkeklerin giyim, davranış ve konuşmada kadınsılaşması da eşcinsellik sebeplerdendir.

Katolik klişelerinde evlilik yasağı da bilinen eşcinsel tecavüz sebeplerindendir.

Özetlersek insan, her dönemde insandır. Allah’a ve âhiret hayatına;  ilahi ceza ve mükâfata iman eşcinsellikten koruyucudur ama mutlak engel değildir. Bu sebeple eğitim ve önlem gereklidir.

Konuyu Peygamberimizin bir sözü ile bağlayalım:

“Kim bana dilini ve üreme organını haramlardan koruyabileceğine garanti verebilir ki ben de ona cenneti garanti edeyim.” (Buhari Hudud 19)

Ali Rıza Demircan