İnadım inat
İnat, bir olayda sebepli ya da sebepsiz ısrar etme durumudur. Ebeveynlere çok zor zamanlar yaşatan bu durum ise her çocuğun karakter özelliği değil ancak mutlaka yaşadığı bir dönemdir. Çünkü çocuk yaklaşık iki yaşına kadar ebeveynlerine bağımlıdır. İki yaşından sonra ise çevresini ve kendisini tanımaya başlar. Artık ebeveynlerinden bağımsız hareket edebilir, çevresinde olup bitenleri yavaş yavaş algılamaya başlayabilir.2-4 yaş arası olarak kabul edilen bu dönemde çocuk, artık ,ben de yapabilirim der. Her şeyi denemek ister. Engellendiği zaman öfke duyar. Çocuk çevresine karşı verdiği kimlik savaşında bencildir de. Bu sebeple çevresine karşı sizin dediğiniz değil benim dediğim olsun demek ister. Bunu da sebepli ya da sebepsiz inatlarla ortaya koyar. Ancak bu dönemin nedenlerinin farkında olan ebeveynler için inat dönemi sıkıntı değil, davranış geliştirmek için bir fırsat dönemidir.
İnatlaşma Dönemindeki Çocuk Davranışları
Duygu ve isteklerini ifade etmeye başlayan çocuk her istediğinin gerçekleşmediğinin farkına varır ve ebeveyni ile güç savaşına girer.Misal çocuk, kış günü “ ben (yazlık elbiseyi göstererek ) bu elbisemi giymek istiyorum der. Anne havanın soğuk olduğunu anlatsa dahi çocuğu ikna edemez ve inatlaşma savaşı başlar. Çocuk ben bu yemeği yemek istemiyorum bana şu yemeği yap der. Anne bunun mümkün olmadığını anlatmaya çalışır ancak çocuk inat etmeye devam eder. Çocuk gece yarası parkta oynamak ister, baba hayır der, ama çocuk inadında devam eder. Ve örneklerini arttıra bileceğimiz bu olaylar karşısında çocuk dediğini yaptıra bilmek için ebeveynlerinin tepkisine göre davranış biçimi geliştirir. Bu davranış biçimleri ağlama krizleri, tekmeleme kendini yerlere atma ve hatta kusma olabilir. Eğer bu davranışlarından sonra dediği oluyorsa da öğrenilmiş bir çözüm olarak davranışı sürdürmeye devam eder.
Davranış biçimi ne olursa olsun çocuk, yaşanan krize ‘benim dediğim-Onların dediği’ şeklinde bir savaş olarak bakar. Bu dönemde çocuğun her istediğini yapıp anı kurtarmak bencil karakterli olmasına, inatlaşıp açıklama yapmaksızın isteklerini reddetmek ise kendisini değersiz hissetmesine sebep olur.
İnatlaşma Dönemindeki Çocuğa Nasıl Davranmalıyız?
İnatlaşma döneminde ebeveynleri ile çatışma yaşayan çocukların anaokulunda bu çatışmaları fazle yaşamadığını görüyoruz. Bunun nedeni ise okul ortamındaki düzenin tutarlı oluşu, ortamın çocuğun rahat edebileceği şekilde düzenlenmesi, kuralların öğretmen ve çocuklarla birlikte alınması, herkese eşit davranılması ve öfke halindeki çocuğun dikkatinin farklı yöne çevrilmesidir.Okullarda uygulanan bu düzen evlerde de uygulanabildiği takdirde inatlaşma dönemi güç savaşı olarak değil, çocuğun isteklerine çözüm yolları üretebilme ve kendini kontrol etmeyi öğrenebilme süreci olarak geçecektir.
Örnek ; Kış günü yazlık elbise giymek isteyen çocukla inatlaşmak doğru değildir. Anne çocuğun üşümemesi için o elbiseye izin vermemiş olsa dahi çocuk için annenin dediği olmuştur. Bunun yerine doğru davranış biçimi kış günü yazlık elbiselerin dolaptan kaldırılması ve çocuğa giyebileceği birkaç kıyafet alternatifi sunulmasıdır. Çocuk annenin gösterdiği kıyafetler içinden kendi özgürlüğünü de kullanarak kıyafet seçebilmelidir.
Örnek; Gece yarısı dışarı çıkmak isteyen çocuğa bu saatte sokağa çıkılmaz demek yerine “oyun oynamak istiyorsun, bende istiyorum ama karanlıkta göremiyorum ışıklı odada hangi oyunu oynamak istersin “şeklinde duygularını anladığımızı gösteren güç çatışmasından uzak bir tepki vermek ve birlikte bir çözüm yolu aramak doğru olacaktır.
Örnek; Verilen süreden uzun tablet izlemek için direten çocuğa karşı, süreyi uzatmak doğru değildir. Ancak süre bitti diyerek çocuğun elinden tableti zorla almak da krize yol açabilecek bir davranıştır. En doğrusu süre bittiği zaman “tablet saati bittiğine göre odanda seni bekleyen oyuncaklarından bir tane seçelim mi? Diyerek ilgiyi yeni etkinliğe yönlendirmek hem yumuşak bir geçiş hemde kararlı ama tatlı bir duruş olacaktır.