ÇOCUĞUMA ALLAH’I NASIL ANLATMALIYIM?

Ebeveynlerin çocuk yetiştirirken en çok korktukları  çaresiz hissedebildikleri ve okullardan medet umdukları konulardan biri de çocuklarına Allah’ ı anlatabilmek, sevgisini kazandırabilmektir. Bu konu gerçekten hassastır çünkü soyut kavramları anlamayan çocuklara Allah’ ı anlatmak zor gibi görünebilir. Oysaki çocuğun özü korunabilir ve fırsatlar doğru değerlendirilebilirse Allah bilgisi sonrasında da sevgisinin kazandırılması zor değildir.

Çocuğun özü korunabilirse dedik, çünkü İslam inancına göre, her çocuk tertemiz, iman ve İslam’a müsait bir hüviyette doğar. Buhari’den sahih bir hadis şöyledir. “Her doğan çocuk islam fıtratı üzere doğar. Sonra anne babası Onu Yahudi, Hristiyan ve ya Mecusi yapar.”  Yani bizlere düşen çocukta var olan inanma meylini bozmamak ve doğru tatmin edebilmektir.

Buda özellikle okul öncesi çağ çocuklarında(0-6) fırsatları doğru değerlendirmekle yani ortaya çıkan durumları bir öğrenme öğretme fırsatı olarak görebilmek ile mümkün olacaktır. Çünkü Allah’ı anlatmak sevgisini kazandırmak sadece belirli zaman dilimlerinde verilen din eğitimi ile olabilecek bir şey değildir. Tam tersine hayatın içene yayılması gereken bir eğitim ve yaşam biçimidir. O yüzden gün içerisinde Allah’ı sıklıkla anmak, soyut kavramları anlamayan çocuklara Allah’ı isim ve sıfatlarıyla somutlaştırarak örneklemek doğru ve etkili olacaktır.

Çocuklar 2 yaşından sonra çevresindeki her şeyi sormaya sorgulamaya başlar. İşte o zaman onlara cevabımız bu fırsatı değerlendirerek Allah’ı anlatmak olmalıdır. Misal ağacın ne olduğunu soran çocuğa “bu bir ağaç, dünyada bir sürü farklı ağaç çeşidi var, Allah hepsini birbirinden farklı ve güzel yarattı. Onlara dünyanın havasını temizleme görevi verdi. Ya da bak bu bir inek, milyonlarca canlıdan biri, Allah ineklere süt yapma özelliği verdi ki çocuklar bol bol içsin sağlıklı olsun diye” diyebilir ve bunun gibi birçok örnekle Allah’ın yaratıcılığını, sevgisini merhametini anlatmış oluruz.

Hatta sabahların uyanan evladımıza, hayırlı sabahlar bak ne güzel bir güne uyandık, bize uykuyu veren Allah’ımıza teşekkür ederiz, ne güzel bakıyorsun yine, bu güzel gözle için Allah’ımıza teşekkür edelim, diyebilir bu tür sohbetlerle çocuklarımıza Allah sevgisiyle birlikte şükür duygusunu da kazandırmaya çalışabiliriz.

Allah tarafından tıpkı annesinin sevgisi hatta annesinin sevgisinden de daha büyük bir sevgi ile sevildiğini bilen çocuk ise Yaratıcısını zaten sevecektir. Allah’ın her şeyin yaratıcısı olduğu bilgisi çocuğun dünyasında kötülükleri de mi Allah yarattı sorusunu oluşturabilecektir. Bu yüzden Onlara bu bilgi Allah’ın insanlara akıl ve kalp verdiği, aklımızı ve kalbimizi güzel şekilde kullanmamızı istediği ve aklını ve kalbini güzel kullanan insanları daha çok sevdiği bilgisi ile beraber verilmelidir.

Yine bu yaşlarda sevgi kadar önemli bir duygu olan güven ise Yaratıcısı tarafından izlendiğini ve korunduğunu bilen çocuğun psikolojisi için oldukça önemlidir. Bu yaşlarda yatmadan önce okunan dualar Yaratıcısı tarafından korunacağına inanan çocuğun gece korkularını önemli ölçüde azaltacaktır. Yine aynı şekilde her hangi bir korku, yalnızlık ve haksızlık karşısında Allah tarafından görüldüğünü bilmek çocuğun kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.

Tüm bu bilgi ve davranışlarla çocuklara Allah sevgisi kazandırılabileceği gibi kurulan yanlış cümleler ve hareketlerle çocuklarda Allah sevgisinden önce Allah korkusu da oluşturulabilir.

Misal:  “Allah yakar, Allah Onlara ceza verir, Allah’ın cehennemi var…vs gibi içerisinde ceza ve korku olan hiçbir kelime -çocukluk döneminde- Allah kavramıyla yan yana kullanılmamalıdır. Özellikle ailelerin dini yasakları çocuklarına öğretmek için kullandıkları kelimeler ve kurdukları cümleler çok önemlidir. Çocuklara “Allah yalan söyleyenleri sevmez “demek yerine “Allah herkesi çok sever ama doğru söyleyenleri daha çok sever “ demek doğrudur. Yemeğini yemeyen çocuğa israfı anlatmak için “Allah bu nimetlerin hepsini alır “demek yerine, “israf etmezsek Allah daha da çok verir “diyerek olumlu cümleler kurmak doğrudur. Çünkü insan korktuğuna da inanabilir. Bizim amacımız korku değil, sevgi üzerine kurulacak bir inanç olmalıdır.

ŞEYMA DEMİRCAN NAMAZCI