Hz. Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm Medine’ye geldiğinde Medinelilerin iki (bayram) günleri vardı. O günlerde oynayıp eğlenirlerdi. “Bu iki gün(ün mana ve mahiyeti) nedir?” diye sordu. “Biz cahiliye devrinde bu günlerde eğlenirdik!” dediler. Aleyhissalatu vesselam: “Allah, bu iki bayramınızı onlardan daha hayırlı diğer iki günle değiştirdi: Kurban bayramı, Fıtır bayramı” buyurdu…” Ebu Davud, Salat 245, (1134); Nesai, Iydeyn 1, (3, 179)
Ramazan ve Kurban Bayramları hicretin ikinci yılından itibaren Müslümanlar tarafından kutlanmaya başlanmıştır. O günden beri kutlanan bu iki bayram, Müslüman milletlerin aynı zamanda millî bayramları yerine geçmiştir
Bayramı çocuğa anlatmak
Yaş ve gelişim özelliği olarak çocuklar kutlamaları çok severler. Onları mutlu etmek, mutluluklarına heyecan katmak ve bunu yaparken de dini değerlerimizi öğretebilmek için bayramlar çok güzel fırsatlardır. Çünkü bayramlar Müslümanlar için sevinç ve kutlama günleridir. Bayram günlerinin yeme, içme ve sevinç günleri olması yanında, her birinin ayrı bir anlamı da bulunmaktadır. Birkaç gün sonra erişeceğimiz Ramazan bayramı, bir ay boyunca Allah için tutulan orucun arkasından verilen bir “genel iftar ziyafeti” hükmündedir ve bu anlamından dolayı ona “fıtır bayramı (iftar bayramı)” denilmiştir. Burada yetişkinlere düşen ise bayramın anlamını bilmek ve çocuğa doğru olarak anlatabilmektir. Ramazan bayramı bir ay tutulan orucun arkasından gelen bir kutlama olduğu için ramazan ve orucu hakkıyla öğrenmiş olan çocuk bayramı daha kolay idrak edecektir. Onlara orucun sabredebilme, kendinle mücadele edebilme ve yokluk çeken insanları anlayabilme fırsatı olduğu ve bayramında bunu başaran insanlara Rabbinin bir hediyesi olduğu anlatılmalıdır. Bu manevi duyguyu kazanabilen çocuk ise bayramı sevinçle bekleyecektir.
Bayram kutlaması
Bayramlar Müslümanların kutlama günleridir. Ancak kutlamadan ne anladığımız ve çocuklarımıza bunu nasıl yaşattığımız da önemli bir konudur. Çünkü kutlama bireysel olabileceği gibi birlikte de olabilir. Kutlama kendini mutlu edeceğin gibi çevreni mutlu edebilmeyle de olur. Ancak bayramlar Müslümanların ortak mutluluk günü olduğu için diğer kutlamalardan farklı olarak bireysel çıkılacak tatillerle değil birlikte vakit geçirerek yaşanması gereken günlerdir.
“Allah’a ibadet edin ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayın. Ana-babaya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakın komşuya, uzak komşuya, yanınızdaki arkadaşa, yolcuya, eliniz altındakilere iyilik edin. Şüphesiz Allah, kibirlenen ve övünen kimseleri sevmez.” (NİSA SURESİ – 36. AYET)
Güzel ayeti-i kerim bize sorumlu tutulduğumuz insanları açıklamıştır. Bayramları da sorumluluklarımızı yerine getirme ve paylaşma günleri olarak değerlendirebilmemiz ve bunu çocuklarımıza alışkanlık olarak bırakabilmemiz önemlidir. Bayramı anlattığımız çocuğa, kutlama sorumluluklarımızdan da bahsetmek hatta ziyaret edilmesi gerekenler listesini beraber belirlemek, bu mutlu günde insanları nasıl daha mutlu edebiliriz diye sohbet etmek, başta bayram namazı olmak üzere tüm ziyaretlere Onları da dahil etmek çok önemlidir. Bayram ziyaretlerinde çocuklarımıza bu güzel dini değerleri sevdirmek ise yalnızca ebeveynlerin değil tüm toplum olarak hepimizin sorumluluğundadır. O yüzden bayram ziyaretine hazırlanırken de, ziyaretçilerimizi beklerken de çocuklarının gönlünü hoş tutmaya özen göstermeliyiz. Bunu sevecekleri bir tatlıyı ikramla ya da ufak bir hediyeyle sağlamak kolay olacaktır.
Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI