Bir insan yetiştirmek elbette ki zordur. Hele Onu en güzel şekilde yetiştirebilme gayreti daha da zordur. En güzelin, en doğrunun ne olduğu ise kültürden kültüre insandan insana değişen değerlerdir. Değişmeyen ise yöntemler ne olursa olsun ebeveynlerin evlatlarına besledikleri iyi niyet ve sevgidir.
Bir insan yetiştirmek elbette ki zordur. Hele Onu en güzel şekilde yetiştirebilme gayreti daha da zordur. En güzelin, en doğrunun ne olduğu ise kültürden kültüre insandan insana değişen değerlerdir. Değişmeyen ise yöntemler ne olursa olsun ebeveynlerin evlatlarına besledikleri iyi niyet ve sevgidir. Ancak sevgi ile ortaya çıkan iyi yetiştirme gayreti bazen farkında olmadan yanlışlar yapılmasına sebep olabilir. Bu yanlışlardan bazısı ben merkezli bazısı da sen merkezli tutumlardır. Bu davranış şekillerinin nasıl olduğunu örneklendirelim.
Ben Merkezli Tutumlar
Bazı insanlar benmerkezcidirler. Kararlarını sadece kendi istekleri ve doğruları ile alırlar. Benmerkezci insanlar ebeveyn oldukları zamanda evlatlarını bu bakış açısı ile yetiştirmeye çalışırlar. Anne küçükken bale dersi alanlara özenmiştir. Ailesi Ona bu fırsatı sunmamıştır. O ise çocuğuna bu fırsatı sunuyordur ve Onun bale yapmasını istiyordur. Anne için okul çok önemlidir, evladının başarılı olmasını istiyordur. Onun için başarı matematikten yüksek not almaktır. Bunun için evladına sürekli ders aldırıyordur. Anne kızının güzel görünmesini istiyordur, bunun için Ona en süslü kıyafetleri alıyordur ve kızının bu süslü kıyafetleri giymesini istiyordur. Baba zorlu bir gençlik geçirmiştir, hep doktor olmak istemiştir. Ancak okuma imkânı bulamamıştır. Maddi-manevi tüm imkânlarını zorlayarak oğlunu doktor yapmak istiyordur. Baba küçükken bisiklet kazası geçirmiştir. Çocuklarının bisiklete binmesini istemiyordur. Ve bunun gibi çoğaltabileceğimiz ben merkezli yaklaşımlarda ‘ sen’ e yer yoktur. Ben merkezli ebeveynler evlatlarının yaratılış özelliğini tanımaya çalışmadan sadece kendi istek ve doğruları ile Onlar adına karar verirler. Kan görmeye dayanamayan gençten doktor olmasını, resim çizme kabiliyeti olmayan çocuktan ressam olmasını, enerjisi yüksek çocuktan sürekli masa başı etkinlikler yapmasını bekleyebilirler. Ailesinin beklentisi fıtratına ve kabiliyetine uymayan çocuk ise özgüven sorunu yaşar. Kendisini yetersiz ve değersiz hisseder. Bu durum Onun içe kapanık ya da hırçın biri olmasına sebep olabilir.
Sen Merkezli Tutumlar
Bazı ailelerin çocuğa karşı tutumu mutlak egemenliği çocuğa verme şeklindedir. Ebeveynler alınacak her kararı çocuğa bırakırlar. Çocuğa sürekli olarak ‘sen ne dersen o’ mesajı verirler. Çocuğun doğru ya da yanlış her hareketini alkışlarlar. Çocuk bilsin ya da bilmesin her konuda öncelik fikri Ona sorarlar. “Öğretmen oğlana taktı o yüzden bıraktı, yoksa gayet başarılı, bu aralar biraz gergin, yoksa böyle davranmaz, durup dururken arkadaşına zarar vermez, mutlaka arkadaşı bir şey yapmıştır “ vs gibi fazla korumacı bakış açısı ile çocuğun hatası kabul etmezler. Çocuğun yeteneği olsun ya da olmasın her konuda çok başarılı olduğuna inanırlar. Bu tür ailelerde çocuklar için kural konulmaz hatta çocuk “ beni okuldan almaya geç kaldın, o zaman istediğim şeyi alacaksın “vs gibi cümlelerle ebeveynlerine kural koyar. Bu tarz ailelerde yetişen çocuklar şımarık ve bencil olurlar. Çevresindekilere karşı empatileri de gelişmez.
Biz Merkezli Tutum
Biz merkezli tutumda adalet vardır. Ailedeki her bir bireyin varoluşuna saygı vardır. Biz merkezli yaklaşımda ortak kararlar ve çıkarlar vardır. Ebeveynler konulacak kuralları çocuklarını da dahil ederek karar verirler ve kendileri de bu kurallara uyarlar. Biz yaklaşımı ile yetişen çocuk kendisine de başkasına da değer vermeyi öğrenir. Kendisini dünyanın merkezi olarak görmez. Biz yaklaşımı ile yetişen çocuk kendine güvenir. O da çevresine biz yaklaşımı ile yaklaşır. Biz yaklaşımı yalnız çocuk yetiştirirken değil hayatı yaşayış şeklimizde de tutumumuz olmalıdır. ”Biz” yaklaşımı kibirden uzaktır, insanı tevazuya götürür. “Biz” yüce kitabımız Kuran-ı Kerimin dilidir:
“Kur’ân’ı kesinlikle Biz indirdik, elbette onu yine Biz koruyacağız.”(Hicr, 15/9)
“Biz şükredenlerin mükafatını vereceğiz.”(Al-i İmran 145)
“Biz kâfirler için perişan edici bir azap hazırladık.” (Nisa 37)
Yüce yaratıcının birçok ayette ”ben” yerine ”biz” kelimesini kullandığı görüyoruz. Bu Arapça dilinin gramer özellikleriyle, kullanılan ayetlerde ki anlam bütünlüğüyle açıklanabileceği gibi Yaratıcının insanlara bir uyarısı olarak da açıklanabilir.
Yüce yaratıcı ‘Ben’ yerine ‘Biz’ kullanarak, benlik yapmayın, kendinizi beğenmeyin, kibirden uzak durun, tevazu ile yükselin ve benlikten kurtulmakla adaleti sağlayın diyerek insanlara “biz” merkezli tutumu tavsiye etmiştir.
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi