Kış günü yazlık elbise giymek isteyen çocukla inatlaşmak doğru değildir. Anne çocuğun üşümemesi için o elbiseye izin vermemiş olsa dahi çocuk için annenin dediği olmuştur.
Çocuklarda İnatlaşma Dönemi
İnat, bir olayda sebepli ya da sebepsiz ısrar etme durumudur. Ebeveynlere çok zor zamanlar yaşatan inat durumu her çocuğun karakter özelliği değil ancak mutlaka yaşadığı bir dönemdir. Çünkü çocuk yaklaşık iki yaşına kadar ebeveynlerine bağımlıdır. İki yaşından sonra ise çevresini ve kendisini tanımaya başlar. Artık ebeveynlerinden bağımsız hareket edebilir. Çevresinde olup bitenleri yavaş yavaş algılamaya başlayabilir.
2-4 yaş arası olarak kabul edilen bu dönemde çocuk, ben de yapabilirim der. Her şeyi denemek ister. Engellendiği zaman öfke duyar. Çocuk çevresine karşı verdiği kimlik savaşında bencildir de. Bu sebeple çevresine karşı sizin dediğiniz değil benim dediğim olsun demek ister. Bunu da sebepli ya da sebepsiz inatlarla ortaya koyar. Ancak bu dönemin nedenlerinin farkında olan ebeveynler için inat dönemi sıkıntı değil, davranış geliştirmek için bir fırsattır.
İnatlaşma Dönemindeki Çocuk Davranışları
Duygu ve isteklerini ifade etmeye başlayan çocuk her istediğinin gerçekleşmediğinin farkına varır ve ebeveyni ile güç savaşına girer. Çocuk, kış günü “ ben (yazlık elbiseyi göstererek ) bu elbisemi giymek istiyorum der. Anne havanın soğuk olduğunu anlatsa dahi çocuğu ikna edemez ve inatlaşma savaşı başlar. Çocuk ben bu yemeği yemek istemiyorum bana şu yemeği yap der. Anne bunun mümkün olmadığını anlatmaya çalışır ancak çocuk inat etmeye devam eder. Çocuk gece yarası parkta oynamak ister baba hayır der, ama çocuk inadında devam eder. Ve örneklerini arttıra bileceğimiz bu olaylar karşısında çocuk dediğini yaptıra bilmek için ebeveynlerinin tepkisine göre davranış biçimi geliştirir. Bu davranış biçimi ağlama krizleri, tekmeleme ve hatta kusma olabilir. Eğer bu davranışlarından sonra dediği oluyorsa da öğrenilmiş davranış olarak sürdürmeye devam eder. Davranış biçimi ne olursa olsun çocuk, yaşanan krize ‘benim dediğim-Onların dediği’ şeklinde bir savaş olarak bakar. Bu dönemde çocuğun her istediğini yapıp anı kurtarmak bencil karakterli olmasına, inatlaşıp açıklama yapmaksızın isteklerini reddetmek ise kendisini değersiz hissetmesine sebep olur.
İnatlaşma Dönemindeki Çocuğa Doğru Davranış Biçimleri
İnatlaşma döneminde ebeveynleri ile çatışma yaşayan çocukların anaokulunda bu çatışmaları yaşamadığı görülür. Bunun nedeni ise yuva ortamındaki düzenin tutarlı oluşu, ortamın çocuğun rahat edebileceği şekilde düzenlenmesi, kuralların öğretmen çocuk ve diğer çocuklarla birlikte alınması ve herkese eşit davranılmasıdır.
Okullarda uygulanan bu düzen evlerde de uygulanabildiği takdirde inatlaşma dönemi güç savaşı olarak değil, çocuğun isteklerine çözüm yolları üretebilme ve kendini kontrol etmeyi öğrenebilme süreci olarak geçecektir. Kış günü yazlık elbise giymek isteyen çocukla inatlaşmak doğru değildir. Anne çocuğun üşümemesi için o elbiseye izin vermemiş olsa dahi çocuk için annenin dediği olmuştur. Bunun yerine doğru davranış biçimi kış günü yazlık elbiselerin dolaptan kaldırılması ve çocuğa giyebileceği birkaç kıyafet alternatifi sunulmasıdır. Çocuk annenin gösterdiği kıyafetler içinden kendi özgürlüğünü de kullanarak kıyafet seçebilmelidir. Ya da gece yarısı dışarı çıkmak isteyen çocuğa bu saatte çıkılmaz demek yerine “oyun oynamak istiyorsun, bende istiyorum ama karanlıkta göremiyorum ışıklı odada hangi oyunu oynamak istersin “şeklinde duygularını anladığımızı gösteren güç çatışmasından uzak bir tepki vermek ve birlikte bir çözüm yolu aramak doğru olacaktır. Evde bazı kuralların çocuklarla birlikte alınması ve tutarlı bir şekilde uygulanması da inatlaşmayı önleyici bir durumdur. Kural konulurken buna dahil olan çocuk kuralın uygulanış kısmında ebeveyni ile güç çatışması yaşamayacaktır.
Ve tüm bu davranış önerilerimizde önceliğimizin yumuşak davranış şekli olduğunu hatırlatmak faydalı olacaktır. Kuralları koyarken, çocuğu uyarırken yanlış kelimeler kullansak dahi yumuşak üsluplu olduğumuz sürece çocuk değer gördüğünü hissedecek, güç savaşına girmeyecek ve daha pozitif olacaktır.
Yüce Yaratıcının yaratılanların en güzel ahlaklısı Peygamberimize dahi yumuşaklığı hatırlattığı ayet-i kerimeyi bir kez de ebeveyn ve eğitimci gözüyle okumak faydalı olacaktır.
“(Ey Muhammed!) Sen, Allah’tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi…” (Âl-i İmran 3/159)
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…