Her çocuk bir ortama doğar. O ortamda ilk bilgilerini öğrenir, uygular. Yanındaki yetişkininin her hareketi hali tavrı onun için bir eğitimdir. Mesela dil eğitimi. Çocuk doğduğu andan itibaren yetişkinleri yanında konuşmaya başlarlar. Bazen çocuğa hitaben bazen de kendi aralarında, ama konuşurlar. Çocuk bebeklik döneminde ilk bir yaşına kadar yanında konuşulanları yavaş yavaş anlamaya başlar, iki yaşına geldiğinde ise ilk cümlelerini kurar. Hiçbir ebeveynde sıkıntılı bir durum yoksa bir uzmana başvurup “Çocuğuma konuşmayı ne zaman öğretmeliyim” diye sormaz. Çünkü her ebeveyn konuşmanın bir süreç olduğunu çocuğun önce anlamaya zamanla da konuşmaya başlayacağını bilir. Çocuk hangi ortamda büyüdüyse de o dili o şekilde kullanmaya başlar. Fransız bir ailenin çocuğunun Fransızca, Türk bir ailenin çocuğunun da Türkçe konuşması normaldir. Hatta Türkiye’nin farklı yörelerindeki çocukların şivesi bile farklılık gösterir. Çünkü her evin her yörenin üslubu farklıdır.
İşte din eğitimi de aynı dil eğitimi gibidir. İnsanın her hareketinde her cümlesinde vardır. Çünkü din bir yaşam biçimidir. Çocuğun doğduğu andan itibaren maruz kaldığı ortamda ne kadar doğru yaşanıyorsa çocuğun hayatında o kadar etkili olur. Bir ev düşünelim ki ebeveynlerin dilinde hep şükür var, kul hakkı çok önemseniyor, bakılan yaşanılan her durumda Allah anılıyor, bir işe başlamadan önce Allah rızası gözetiliyor, gıybet edilmiyor. Böyle bir ortamda yetişen çocuğun hayata bakış açısı ve ahlakı ailesinden gördüğü gibi olacaktır. Tıpkı dil eğitimdeki gibi önce izleyecek, kaydedecek, sonrada öğrendiklerini uygulayacaktır.
Yoksa ki ebeveynler vermek istedikleri dini bilgileri hayatlarına geçirmemişlerse, yaşanılan ortamın düzeni inançları olamamışsa “biz çok iyi yaşayamıyoruz ama çocuğuma öğreteyim o daha güzel yaşasın öğrensin, daha iyi bir Müslüman olsun” diyorlarsa, öğretilmeye çalışılanlar çokta etkili olmayacaktır. Yani çocuğa israf anlatılıp da her öğünde birkaç tabaklık yemek çöpe gidiyorsa, kul hakkından bahsediliyor da trafikte kurallara uyulmuyorsa, yalanın dinde yeri olmadığı anlatılıp evde çalan telefona “yoldayım” diye cevap veriliyorsa, onaylanmayan hayat tarzları, dizi olunca ilgiyle izleniyorsa, anlatılanlar elbette ki içselleştirilmeyecektir.
Bu durumda sıkça sorulan “çocuğuma din eğitimini kaç yaşında vermeliyim, nasıl vermeliyim” sorusuna, kendimizi geliştirerek, dinimizi yaşamaya çalışarak, her hal ve tavrımızla örnek olarak ve çocukla güzel bir ilişki kurarak cevabını verebiliriz. Bundan sonra elbette ki izlettirilenler, dinlettirilenler, bulunulan ortamlar koyulan hedefler, verilmek istenen dini eğitimi destekleyecektir.
Şeyma DEMİRCAN NAMAZCI
Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Gazze'de işlenen savaş suçları nedeniyle İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve eski…
Bu video bize BELAM başlığı ile gönderildi. BEL’AM için Diyanet İslam Ansiklopedisine baktığımızda şu açıklamayı…
Seçilmiş Cumhurbaşkanımızın katıldığı merasimden sonra bir gurup teğmenin sonradan korsan yeminle Mustafa Kemal’in askerleriyiz diyerek…
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nde alınan kararla su fiyatlarına %17,5 zam yapıldı ve her ay…
İstanbul' da Şiddetli lodos, Marmara Bölgesi'nde deniz ulaşımını sekteye uğratmaya devam ediyor. İstanbul, Bursa ve…
Ebu Cehil deistti, diğer Mekkeli müşrikler de deistti, Allah’ın varlığına inanıyorlardı ama Hz. Muhammed’in Allah’ın…
View Comments
Tebrikler güzel bir değerlendirme