Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, yaptığı açıklamalar ile insanları korkuttu. Cübbeli, Mart ayını işaret ederek, Mart ayının 14’ünü 15’ine bağlayan geceye dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.
Asrın felaketini yaşadığımız bu günlerde Cübbelinin açıklamaları, insanlarda tedirginlik ve korkuya neden oldu. Cübbelinin bu kehanetinden sonra insanlar, işaret edilen geceyi korku ve endişe ile beklemeye başladılar. İnsanların kafasında şu anda “Bu gece ne olacak? Yoksa İstanbul depremi mi olacak” soruları oluştu.
TARİH TESPİTİNİ NASIL YAPTI
Cübbeli; “Dualar yazıyoruz. Ben senede iki kez bu günleri size aktarıyorum. Muhammed Mustafa Şenkidri Hazretleri kitabında çok acayip ilimler koymuş. Burada Mart’ın ilk Çarşambasını işaret ediyor. Zaten Salı’yı Çarşamba’ya bağlayan gün için senelerdir anlatıyorum. Mart önümüzde şu an. Bu sene 14 Mart’ı 15 Mart’a bağlayan geceye dikkat edelim.” Diye konuştu.
Bu tarihin Rumi takvim hesaplamalarından çıkartıldığını söyleyen Cübbeli Ahmet, sözlerine şöyle devam etti:
“Ne olur ne biter? İstanbul özelinde olmayabilir. Taşrada olabilir. Bir musibet olabilir. Allah afetten, savaştan, beladan, olaylardan bizi korusun.” şeklinde konuştu.
HABER YORUM
Öncelikle şunu ifade edelim ki Cübbeli Ahmet Hoca, bir şekilde insanların dikkatini çekmeyi başarıyor ve gündemde kalmak için elinden geleni yapıyor. Bu konuda kendisini tebrik etmek lazım.
Anlaşılan o ki Cübbeli Ahmet cemaatin başına geçemeyince, kendini farklı mecralara ve ilimlere verdi.
Demiş ya atalarımız…. Söz ola kese savaşı/ Söz ola kestire başı.
Söz bazen, kurşundan daha tehlikeli bir hal alır ve kurşun mesabesinde olan sözleriniz ile insanların büyük çoğunluğunu etkileyebilir hipnoz altına alabilirsiniz. Bir söz ile insanları korkutabilir, hatta bir söz ile insanları galeyana da getirebilirsiniz.
Yapmayın etmeyin Allah aşkına! Zaten insanlarımız “Asrın Felaketini” yaşayarak harap ve bitap düşmüş durumda… Bir de siz korkutmayın bu insanları… Buna kimsenin hakkı yok diye düşünüyoruz.
Gaybı yani geleceği yüce Rabbimizden başkası bilebilir mi? Gelin Ayetlerden dinleyelim bunu:
“Ey Müslüman! De ki: “Göklerde ve yerde Allah’tan başka hiçbir varlık, yaratılmışların algı ve tecrübe sınırlarının ötesindeki gizlilikler âlemi olan gaybı bilemez. Bütün bunları bilen, yalnızca Allah’tır. Yaratılmış olanlara gelince, onlar ne zaman öleceklerini bilemedikleri gibi, ne zaman diriltileceklerini de bilemezler.” (Neml Suresi 65)
Biz Müslümanlara olarak gayba inanan insanlarınız. Bunu Yüce Kitabımız Kur’an-ı Kerim şöyle açıklar:
“O takvâ sahipleri ki, gayba inanırlar, namazlarını dosdoğru kılarlar, kendilerine rızık olarak verdiğimiz şeylerden bağışta bulunurlar.” (Bakara Suresi 3)
Yüce Rabbimiz Peygamberimize (sav) şu tavsiyede bulunmuştur:
De ki: Eğer ben gaybı bilseydim elbette daha çok hayır yapmak isterdim. (Araf 188)
Cübbelinin bu açıklamalarından sonra bir kısım insanlar, endişe ve korku içinde verilen tarihi bekleyecekler. Zaten Cübbeli “İstanbul olmayabilir, taşra olabilir, bir musibet olabilir” şeklinde birçok olasılık sunmayı da ihmal etmemiş. Yani depremlerle sarsıldığımız ve depremlerin devam ettiği bir zaman diliminde, O gece bir deprem olursa bizim cübbeli kahraman olacak. Yok, küçük bir felaket olursa bizim Cübbeli yine kahraman olacak. O gece hiçbir şey olmaz ise, “dua ve zikirlerimizle gelecek musibeti def ettik” diyecek.
Evet doğrudur! Zikirler ve dualar, Rabbimizin izniyle gelecek musibetleri def edebilir ya da erteleyebilir. Burada ki sorun, Cübbeli Ahmet Hocanın, müneccimliğe soyunup gelecekten haber verme niyetidir.
Mirat Haber olarak biz tekrar edelim… Allah aşkına yapmayın etmeyin! İnsanlarımız zaten acı içinde kıvranıyor. On binlerce insanımızı kaybettik, on binlercesi ise yaralı… İnsanlarımız evlatlarını kaybetti, çocuklarımız ana babalarını…
Bu acı üzerine bu sözler, insanlarımızın büyük korkulara kapılmasından ve endişelenmesinden başka bir işe yaramaz.
MİRATHABER.COM
ANAHTAR KELİMELER: CÜBBELİ GAYB DEPREM KUR’AN-I KERİM
İsrailiyyattan, hurafeden, hayatın akışına ters, akla mantığa vicdana ters ne kadar uygulama varsa köpürterek milletin üstüne boca etmekten başka bir maharetleri yok.
Yaptıkları ve söyledikleri ile bir yaraya melhem olmak bi tarafa, nekadar islamofobik ateist deist varsa onların islam ve müslümanlarla istihaza ile zihinleri bulandırmak için kaynattıkları kazana malzeme tedarik etmekten başka bir halta yaradığı da yok.