CÜBBELİNİN HEZEYANLARI

Eğitim ve öğretim sistemimizin yapboz tahtasına döndüğünü ve kalitenin düştüğünü, ancak bu üzücü durumun jakoben laik eğitim sisteminin bir sonucu olduğunu, bu köşeden defalarca dile getirmeye anlatmaya çalıştık.

Bu hengâmenin içinde, İmam Hatip ve İlahiyat fakültelerimizde ki eğitim ve öğretim kalitesinin düşmesi de bizler için üzücü olmakla birlikte gayet normaldir. Çünkü bu bir sistem sorunudur. Bu sistem sorunu sadece eğitim ve öğretim alanında değil, ekonomimiz dahil her şeyimizi olumsuz yönde etkilemekte, toplumumuz içten içe çürümeye devam etmektedir.

Ekonomik yapımızı Kapitalist ve bilumum izm’lerin etkisinden kurtarıp, İslami kriterlere dayandırarak faizi kaldırıp Zekât müessesesini kurumsallaştırmadan çözemeyeceğimiz gibi; Eğitim ve öğretim sistemimizi de jakoben laik sistemden kurtaramadığımız müddetçe kalite her daim düşmeye devam edecek, kusura bakmayın ama ortalığı makam ve mevki peşinde koşan diplomalı cahiller kaplayacaktır.  

“Ekonomi bilimi, dünyada ki krizin çözümünün bir parçası değildir. Tersine krizin bizzat kaynağıdır” diyor Franko Berardı. Şu anda ki uyguladığımız eğitim ve öğretim sistemimiz de kalitenin düşmesinde birinci etkendir. Özellikle laik sol kesimin çok eleştirdiği Osmanlı döneminde, medreselerin kapısında “Burada hiçbir kuş yüzmeye, hiçbir balık da uçmaya zorlanmaz” cümlesi, aslında eğitim ve öğretim sistemimizin, çocuklarımızı kabiliyet ve yeteneklerine göre yetiştirilmesini anlatan veciz bir sözdür.

Bu girişten sonra gelelim halk arasında cüppeli Ahmet hoca olarak bilinen şahsın, bir televizyon kanalında İmam Hatipliler hakkında söylediği neşir sözlere. Cübbesine, sarığına ve sakalına yakışmayan sözler aynen şöyle:

“Ben şu anda alenen söylüyorum sizin huzurunuzda, bütün vatandaşlarımıza! Çocuklarınızı İmam Hatip ve ilahiyatlara göndereceğinize, düz ortaokul ve liselere gönderin. Daha az hasarla çıkar….”

Vah ki vah! 

Anlaşılan o ki cübbelinin bilinçaltında İmam Hatipler ile yaşadığı önemli bir sorun ve problemi var. Zira Kur’an-ı Kerim dersi başta olmak üzere bir dizi meslek derslerinin okutulduğu İmam Hatip okulları ve İlahiyat fakülteleri konusunda ki bu sözler, normal bir hocanın(!) sarf edeceği sözler değildir. Anlaşılan o ki hocanın, yine ne dediğini bilemeyecek kadar şekeri yükselmiş ya da düşmüş…

Ancak bu konuda bir İmam Hatip mezunu ve  “bir daha dünyaya gelsem yine İmam Hatip okuluna giderdim” diyen biri olarak, söyleyeceklerim de var…

Cübbeli bey! Biz İmam hatipliler, senin gibi, insanlara  hiçbir zaman okunmuş kefen ve yanmaz kefen pazarlamadık.

Biz İmam Hatipliler, kitabım satsın diye “Cinsel organı büyütme” duası gibi hurafelere insanları inandırmaya da çalışmadık…

Biz İmam Hatipliler, Peygamberimiz (sav)’in “Ya kızım Fatıma! Ahiret hayatında Peygamber kızı olmak sana ayrıcalık vermez, Namazlarını kılmaya devam et.” hadisi şerifini içimize öyle bir yerleştirdik ki, herhangi bir tarikatın veya o tarikat kolunun üyelerini, toplu olarak cennetlikte ilan etmedik.

Biz İmam Hatipliler, her dönem ve özellikle de 28 Şubat sürecinde vatan haini ilan edildiğimizde, kızlarımız Üniversite kapılarında bekleşirken ve polis tarafından coplanırken gözyaşlarımızı içimize akıttık da yine de sağa sola saldırmadık. Polise ve askere taş atmadık, hiçbir kamu malına zarar vermedik.

Biz İmam hatipliler, senin yaptığın gibi, Peygamberimiz (sav)’in hadislerini kendi maddi ve manevi çıkarlarımızı ön plana çıkartarak tevil de etmedik.

Biz imam hatipliler, yanlışlarımızla ve doğrularımızla, yüce kitabımız Kur’an-ı Kerimin ve iki cihan güneşi Peygamberimiz (sav)’in sünneti seniyesini hayatımızın merkezine almaya ve hayatımızı bu doğrultuda şekillendirmeye çalıştık.

Gündemde kalmak adına, ilginçlik olsun diye, belki de tanınmışlığın ve şöhretin(!) büyüsüyle imam hatipliler hakkında söylediğin bu sözler sebebiyle seni kınıyorum. Çık ve bütün İmam Hatip camiasından özür dile…

Ey Cübbeli! Yaptığın hezeyanlardan artık vazgeç.

Şunu unutma ki, her ne kadar sistemden kaynaklanmak sebebiyle eğitim kalitesi düşmüş olsa da imam hatipler, bataklıkta açan güller misalidir.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…..

Şaban Doğan