<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Bismillah…
Mekke ulusu babası Ebu Süfyan’ın bir şehzade gibi yetiştirdiği Muaviye, babası gibi Mekke’nin fethi sonrasında Müslüman oldu.
Ünü Arap dâhilerinden olan sahâbi Muaviye, Peygamberimizin kayınbiraderi olup Hz. Ömer tarafından Dımaşk valiliğine, Hz Osman döneminde de Suriye genel valiliğine atandı.
Pek çok kişisel özellikleri ve kumanda ettiği fetihleri vardır.
Hz. Ali ile aralarında cereyan eden ve binlerce sahâbinin ölümü ile sonuçlanan Sıffın savaşı başta olmak üzere 40 yıllık valilik ve devlet başkanlığı döneminde Muaviye dehasını, dilini ve kılıcını kullandığı ve sonunda derinden pişmanlığını duyduğu pek çok olayın doğrudan veya dolaylı faili oldu.
Allah kendisini affetsin, oğlu Yezid’i veliaht tayin ederek babadan oğula veraset sistemimin temellerini attı.
Mısır valisi Amr b. Âs’ın ölümü arifesinde hıçkırarak ağlayıp “dünyası için ahiretimi feda ettim” dediği Muaviye’nin kendisi de ileri yaşlarında derin pişmanlıklar içinde ağlayıp sızlanarak can verdi.
Allah rahmet eylesin Ebu Hanife hazretleri gibi onun hakkında biz de dilimizi koruyor, asıl konumuza geçiyoruz.
TARİHÇİLERİN TESPİTLERİ
Muâviye b. Ebî Süfyan öleceği sırada ‘beni oturtunuz’ dedi ve tesbih ederek Allah’ı andı. Sonra ağlayarak kendi kendine şöyle dedi:
Ey Muâviye! İhtiyarlık ve düşkünlükten sonra mı Rabbini hatırlıyorsun? Neden gençlik dalı yemyeşil ve taze iken onu anmıyor ve yasalarını uygulamıyordun.’
Sesi yükselinceye kadar ağladı ve şöylece dua etti:
Yârab! Asi ve kalbi katı bu ihtiyara rahmet et!
Yârab! Hatalarımı affet. Senden başkasını ümit etmeyen ve senden başkasına güvenmeyen bu kuluna lütfunu yönelt .
Oğlu Yezid’e şöyle vasiyette bulunur:
Ey Yezidî Ecelim tamam olduğunda beni yıkamaya dini bütün bir kişiyi memur kıl…, güzel ve yumuşak şekilde beni yıkasın. Tekbirler sesli getirilsin. Sonra hazinede bulunan Hz. Peygamberin elbisesinden, kesilmiş kıllarından ve tırnaklarından burnumun, ağzımın, kulağımın, gözümün üzerine koy. Elbisesini de kefenlerimin altında bedenimin üzerine yerleştir!
Bir diğer güvenilir tarihi belgeye göre, Muâviye’ye ölüm geldiğinde şöylece yürek sızısıyla kavrulur:
‘Keşke ben Mekke’nin bir köyü olan Zi Tuva’da basit hayat yaşayan bir Kureyşli olsaydım. Keşke bu yönetim işine hiç mi hiç bulaşmasaydım.[1]
CUMHURBAŞKANI KARDEŞİM?
Ali Rıza Demircan yetmiş sekizinde, sen de yetmişine dayandın.
Etrafını, seni yarı putlaştıran yalaka ve kibirli olup beklentileri bitmez muhteris modern dilencilerin çevirdiğini biliyorum. Kasımpaşalı âciz bir gemici çocuğu olduğunu unutma.
Aman aklımızı başımıza alalım da insanların katında değil, emirleri ve yasaklarına uyarak Rabbimizin katında büyümeye çalışalım. Allah severse sevdirir ve yüceltir. Yardımını da gönderir:
“ Allah size yardım ederse size galip gelecek yoktur…” (A.İmran 2/160)
Ölüm kapımızı çalıp nedamet hıçkırıklarına boğulmadan Rabbimize sığınalım.
İslami değerlerin yani insanlık erdemlerinin gelişimi için çalışalım.
Uzun dönemlerdir seküler /laik bir düzen içinde yaşayan, çok büyük çoğunluğu da Rabbine isyana bürünmüş bir halka Cumhurbaşkanı oldun. Yardıma muhtaçsın. Hem de ne ihtiyaçlı!
Gücümüz ölçüsünde bağlı kalmakla yükümlü olduğumuz İslamî çizgimizi yitirirsek aldığın yirmi yedi milyon oy da, Putin de, AB de, savunma sanayii ile atılan dev adımlar da, cumhuriyet ittifakı da, seni çevreleyen egemen laik Kamâlist düzen de ve hatta ‘kızına kendisini Allah’ın azabından kurtaramayacağını’ bildiren Peygamberimiz de seni ve beni kurtaramaz.
Aman, Rabbimizin rızık maaşlarını muntazaman ödediği ateist ve deist kullara bile adaletli ol. Şahsına karşı yapılanlara da affedici ol. Zira güç yetirebildiğini yapmaya çalışan imanlı adil yöneticinin adaleti ibadet ve duası makbul olup varacağı yer Cennet’tir.
Son dönemimizde ağlayanlardan değil güleç yüzlülerden olmamız için İslamî, aklî ve ilmî çizgide çağrılarımı ve uyarılarımı yapmaya çalışırken günlük evradım içinde sana da dua ediyorum. Rabbim insanlara mahcup etmesin.
Adalet uygularken yapacağın kabul edilecek dualarında sen de beni unutma.
Allah’a hamd, Elçisi efendimiz Muhammed’e salât olsun.
[1] Harun Reşid’den şöyle hikâye olunur: Öleceği zaman kefenini kendi eliyle seçti. Kefenlerine bakıyor, Kur’ân diliyle şöyle söylüyordu:
Malım bana hiçbir yarar sağlamadı. Gücüm benden yok olup gitti. (Hâkka/28-29)
HOCAM,COK GUZEL,FAZILETLI TAVSIYELERDE BULUNMUS ALLAH RAZI OLSUN,CUMHURBASKSNIMIZIN ETRAFI SARILMIS,RABBIM,HAYIRLI HUZURLU,ALLAHIN,DEDIGI,RESULULLAHIN YASAYIP UYGULADIGI YAPMAYI HATALARIMIZDAN DERS CIKARTMAYI ONCE NEFSIME,CUMHURBASKANIMIZA NASIP EDER INSAALLAH,YAR VE YARDIMCISI OLSUN.HOCAMIN ELLERINDEN OPERIM