Sayın Cumhurbaşkanı Trabzon Ticaret ve Sanayi odasında iş dünyası temsilcileri ile bir araya geldi. Cumhurbaşkanı konuşmasında, Allah’tan başka bize yakın birinin olamayacağını vurgularken, şah damarı mesabesini örnek vererek; tevhidin temel bir prensibi ile aracılık mantığına reddiye gönderirken, konuşmasında öne çıkan “bankalar vatandaşın parasını, soyup soyana çevirme aracı olarak kullanıyor” dedi.
Sayın Cumhurbaşkanı bankaların bir finans desteği sağlaması gerektiğini vurgularken, bankaların asli görevleri dışında hareket ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı faizlerin düşmesi gerektiğini söyleyerek, toplanan mevduatların bankalar tarafından yüksek faizle sattığına vurgu yaparak temel soruna işaret ediyor. Oysa gerçek böyle değildir. Bu sadece bankaların aracılık sistemi ile kamufle aracıdır. Topladığı mevduata verdiği faizle, sattığı mevduattan aldığı faiz bir kaç puan sadece.Bankalar bunca karlarını faizden bu şekilde mi elde etti? Elbette hayır. Artık inancım o ki; Cumhurbaşkanı danışmanları bu şekilde bir bilgi aktarıp, Cumhurbaşkanını yüzeysel bir satıhta konuşturarak, gerçeği görmesinin önüne manipüle cümlelerle, başka noktalara yönlendiriyorlar.
Son rakamlara göre krediler Türk parası olarak, toplam krediler içinde 1 trilyon 319 milyar 837 bin olarak verildi. Merkez bankası tüm para miktarını ne kadar açıklamıştı? 127 milyar Türk lirası. Şimdi Cumhurbaşkanımızın şikayet ettiği bankalar; halktan ne kadar para toplayıp yatırımcılara satıyor? Kabul edelim ki bütün basılı para 127 milyar TL halktan topladılar( ki bu mümkün değildir.) Adama sormazlar mı siz bankalar olarak; 1 trilyon 319 milyar 837 bin Türk lira parayı nereden buldunuz da kredi verdiniz?Bankalar yoksa kalpazanlık mı yapıyor? Sistem işleyişi böyle kurulup sürdürülüyor. Milletin devletin aleyhinde bir sistem uygulanıyor. Olay çok büyüktür. Keşke kalpazanlık olsaydı…
Bankalar diledikleri gibi parayı YARATIYOR. Yani sayın Cumhurbaşkanımızın söylediği halkın parasını toplayıp yüksek faizlerle iş adamlarına satmıyorlar. Bu çok cüz-idir. Tasarrufların kısıtlığını her fırsatta Mehmet ŞİMŞEK ifade ediyor. Yani halk tasarruf yapmıyor % 13-15 bantlarında diyor. Halkın elindeki para ödenen ücretleridir. Genel bütçeden enflasyona karşı yapılan zamlarda dahil, memura işçiye emekliye ödenen miktarlar bellidir. Oysa bankalar mevduat oluşturarak kredi yaratarak, faizleri bu şekilde yüksek bir gelire dönüştürerek % 40 bandında gelir elde ediyorlar.
Bankalardaki para miktarını BDDK şöyle rapor ediyor; Vadesiz mevduat ve özel cari hesap olarak bankalarda 340 milyar 710 milyon Türk Lirası para var. Bizde diyoruz ki bu büyük bir yalandır. Bankalarda bu para yoktur. % 50’ni dahi bankalar mudilerine veremez.Ortada kocaman bir yalan vardır. Çünkü bütün basılı para 127 milyardır. Bu büyük yalan mal ve hizmetleri ipotekler karşılığı olarak var sayılıp, halkın para ihtiyacından dolayı mevduat oluşturup sonra bu mevduatları kredi vererek faizleri elde ediyor. İşte bu borca dayalı, sürekli borçlandırma sistemi olup, sistem değişmediği sürece her geçen gün daha kötüye gidecektir.
Yine BDDK son raporunda Mevduat ve fon toplamında Tasarruf mevduatı 546 milyar 442 milyon, gerçek kişiler 408 milyar 699 milyon, diğer mevduatlar 736 milyar 461 milyon olarak veriliyor. Artık şu gerçeği ne zaman göreceğiz. Böyle bir para söz konusu değil. Bunları bankalar insanların yaptığı üretim tüketim ilişkisi içinde, tüm ticareti rehin alarak, kendilerine sağlanmış kanuni alanda, gayri meşru bu hak yemeleri, yasalarla meşrulaştırılmış olanaklarla sürdürmektedirler.
Bankaları palazlayan zulüm aracı olarak bu hale getiren bizim seçtiğimiz TBMM’dir. Çünkü para basma ve yetkisini TBMM sadece Merkez bankasına verdiğini sanıyor. O da yanlıştır ayrı bir konu ama BDDK raporlarına baktığımızda bankalar diledikleri gibi parayı sanal dijital ortamda yaratıyor, mal ve hizmetleri kontrol ederek sürekli bu yüksek faizleri elde ediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu konularda bilgilendirilmesi ve artık sadece faize karşıtlık açıklamalarından öte yeni bir modele geçiş deki mevcut alternatiflerin ivedilikle uygulanmasına geçilmeli. Bunun uygulanması son derece kolay olup tatlı bir geçişle bankaların halktan ve devletten sağladığı bu büyük haksız kazancın önüne geçilebilir.
Artık sayın Cumhurbaşkanımıza bankalar işleyiş biçimi ve piyasada yaptığı aldatma düzeneğinin nasıl işlediği konusunda, doğru bilginin verilmediğinden eminiz.O zaman söyle bir durum çıkıyor ortaya; ekonomi konusunda Cumhurbaşkanımıza bilgi aktaranların bilgi kaynakları ve gerçeklikle ilişkisi, piyasaya tesir edecek politikalara yön vermesi açısından sorgulanması gerekmiyor mu?
Bankaların operasyonel kullandığı bir çok enstrüman işleyiş biçimi para kredi işleyiş biçimi içinde işlerken; bazen cumhurbaşkanının önüne islami motiflerle dahi getirilip, Cumhurbaşkanının sadece faize karşıtlık ifadeleri ile muhafazakar kesimin havası aldırılıyor.Cumhurbaşkanına sistemi yeniden kuracak bir model asla önerilmiyor. (Biz bu yeni modeli Taban ekonomisi olarak öneriyoruz) Sürekli sağa sola çekilerek ileri sürdükleri sistem akışı bozulur safsatasını gerekçe göstererek millet ve devlet sömürülüyor.
Çok açık ve net söylüyorum ki; sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip ERDOĞANIN 2019 seçimlerinden zaferle çıkmaması için, bankalar hükumete piyasalarla operasyon yapacaktır. Sadece bir yay da olan ok’un gerilmesi gibi bir süreç işletiliyor. Bu süreç kısa vadeli ödemelerin geçmesi sonrasında ok bırakılacak ve bankalar sinsice sürdürdükleri gerçek operasyonel hareketini hükumete uygulayacaktır.
Şimdi işin ilginç tarafı Ak partinin ekonomi kurmayları, hep söylüyoruz bu süreçte alternatif bir yapı modelinden ziyade bankacılık sisteminin daha çok güçlenmesi, kredilerle toplum ve devlet üzerinde daha çok etkin hale getirilmesi süreci sadakat gereği yerine getiriliyor.
Bugün ilk 9 sırada bankacı faizcilerin kurumlar vergisinde önde olmasının nedeni, ekonomi yönetiminin uyguladığı borçlanma politikasıile bankalara milletin vergilerini hediye etmesidir. Bir sarmal olarak kontrol edilemez bir hale doğru gidiyor. Hiç bir vicdan ve akıl şunu kabul edemez ‘’ Efendim biz borçlanmadan yatırım yapamıyoruz, yatırım yapabilmemiz için borçlanma sisteminin, hem devlet hem de halk tarafından bankalara yapılması şarttır.’’Bunu uygulayanların zaten değersayım kabulü milletin temel değerlerinden kopuktur. Onları koltuklara millet getirir ama milletin değerleri çıkarları ikinci planda kalır hep. Bizim şaşıp kaldığımız şey ekonomideki kriptoların asla borca dayalı bu para sisteminin değişimi ve alternatifinin gündeme getirilip uygulanması konusunda en ufak bir emaresinin görülmeyişidir.
Sayın Cumhurbaşkanı faizin nasıl bir illet olduğunu pekala iyi biliyor. Bunun bir çözümünün olduğunu imanı gereği de kabul eder. Ancak konjonktür adı altında, çözüm önerilerinin sürekli kaçırılması, Sayın Cumhurbaşkanının da artık olayı yapısal olarak yeniden değerlendirmesi gerekliliğini kaçınılmaz kılıyor.
Bir çok engellemelere rağmen biz buradan tekrar ediyoruz; bu işin çözümü vardır ve hazırdır. Sadece Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatına bakıyor.
Selam ve dua ile…
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi