Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın, “Türkiye, ulusal güvenliğine tehdit teşkil edecek her tür gelişmeye karşı, her tür tedbiri almıştır. Bundan sonra da almaya devam edecektir.” dedi.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT World Research Center ve Bahçeşehir Üniversitesi Medeniyet Araştırmaları Merkezi (MEDAM) tarafından düzenlenen “100 Yıl Sonra: Cihan Harbi” uluslararası panelinin ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin, Suriye’nin kuzeyinde sınır birliğinin oluşturulması konusunda ABD’den çeşitli açıklamalar geldiğini, daha sonra da ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın açıklama yaptığının hatırlatılması üzerine Kalın, geçen hafta koalisyon sözcülerden birinin yaptığı açıklama üzerine bu konunun kamuya mal olduğunu anlattı.
Kalın, daha önce yaptıkları istişarelerde de Amerika Birleşik Devletleri’nin Suriye sahasında PYD ve YPG’ye verdiği desteğin şekli, biçimi, zamanı ne olursa olsun yanlış politika olduğunu ifade ettiklerini hatırlarak, şöyle devam etti:
“Bu yapılan açıklamanın tabii eğer bir hakikat payı varsa kabul edilmesi hiçbir şekilde mümkün değil. İki temel sebepten dolayı; bir bu Türkiye’ye doğrudan ulusal güvenliğine tehdit oluşturacak bir yapılanmadır, iki Suriye ile ilgili olarak Cenevre ve Astana süreçleri devam ederken Suriye’nin toprak bütünlüğüne balta vuracak, bunu adeta imkansız hale getirecek bir adım olacaktır. Şimdi bizim bu tepkilerimiz üzerine bildiğiniz gibi sadece biz değil Rusya, İran, Irak, Irak Başbakanı da bu konuda tepkilerini dile getirdi, çünkü öngörülen bu sınır gücünün Irak sınırında da görev alması gibi bir şeyden bahsediliyordu. Fakat sayın Dışişleri Bakanımızın Amerikalı mevkidaşıyla yaptığı telefon görüşmesi, bizim diğer temaslarımız bugün dışişleri bakanları bir konuşma ve mesajla böyle bir gücün olmayacağını, bunun yanlış ifade edildiğini, yanlış açıklama yapıldığını, yanlış kişilerin konuştuğunu söyledi. Şimdi biz açıkçası bu süreci takip edeceğiz, gerçekten söylendiği gibi böyle bir güç oluşumunun söz konusu olmadığımı mı hakikat? Yoksa sahada birtakım hareketliliklerin olduğu ama bunun başka isimler altında yapılacağı şeklinde mi? Biz bunu yakından takip edeceğiz. Çünkü daha önce de bildiğiniz gibi PYD ve YPG’ye verilen desteği SDF, SDG başlığı altında bir meşrulaştırma çabasının olduğunu gördük. Dolayısıyla burada benzer bir yola mı gidilecek, yoksa gerçekten Türkiye’nin hassasiyetlerini, Suriye sahasının gerçeklerini dikkate alarak bir değerlendirme mi yapılacak, biz bunu yakından takip edeceğiz. Temaslarımız bu konuda sürecek.”
Gelişen Olaylara İslami Bakışın Adresi