CUMHURİYET GAZETESİ VE MANŞETİ

Cumhuriyet gazetesi, Milli Savunma Bakanlığına ayrılan hac kontenjanından çokça rahatsızlık duymuş olmalı ki bunu manşetine taşımış…

Diyanet işleri başkanlığı tarafından MSB’ye ayrılan kontenjan sebebiyle rahatsızlığını “ ‘Hacı Paşa’ dönemi!”  Manşetini atarak dile getirmiş.

Kendilerini tebrik ediyoruz. Artık dini konularda az da olsa ilerleme kaydederek, “Bu yıl da Kurban bayramı Hac mevsimine denk geldi” manşetlerini atmıyorlar. Ya da ilerleyen günlerde atacaklarsa da onu bilemiyoruz.

Gazete ayrıca, bu durumdan emekli paşaların rahatsızlık duyduğunu dile getirmekten de çekinmemiş. Hangi paşalar acaba bunlar?

Vah ki vah!

“Bahçelerde maydanoz, gel bize bazı bazı” kabilinden absürt bir haber.. Hatta haber bile değil tam bir hezeyan…

Şu emekli paşaları zorla mı hacca götürmeye kalkmışlar acaba ki, çok rahatsız olmuşlar. Aslında rahatsız olan falan yok da bu durum maalesef eski bir hastalıktan kaynaklanıyor. Özellikle 28 Şubat darbesinden kalma çok kötü bir hastalıktır bu. O dönemde haberler “Üst düzey bir komutanın açıklamasına…” diye başlar, kendi düşünce ve Müslümanlara olan kinlerini ve düşmanlıklarını bu şekilde kusarlardı.

Artık şaşırmıyor, “Bir insan bu kadar dinine düşman olabilir mi?” diye kendime de sormuyorum. İslami değerleri dışlayıp Müslümanlara düşmanlık yapmayı, modernlik ya da ilericilik zanneden insanlara neyi nasıl anlatabilirsiniz ki?

Anlatamayız….

O zaman Kendi hallerine bırakalım bunları…

O da mümkün değil maalesef…

Hani çocuk babasına bağırmış “Baba hırsız yakaladım” diye. Babası da “”Buraya getir oğlum” diye karşılık vermiş. “Baba gelmiyor” karşılığını alınca adam ne yapsın “Bırak gitsin o zaman” diye ünlemiş. Bu durum karşısında çocuğun verdiği cevap ilginç olmuş:

“Baba gitmiyor”

Laik kesimde maalesef böyle…

Hak, hukuk, özgürlük diye bağırırlar ama söz konusu Müslümanlar olunca o çok savundukları hak ve özgürlükleri unutuverirler.

HAC İBADETİ

Hac ibadeti İslam’ın beş şartından biridir. Dinen zengin sayılan Müslümanların, ömründe bir defa hacca gitmeleri farz kılınmıştır. Bizler, Cumhuriyet gazetesine ya da Cumhuriyet gazetesi gibi düşünenlere hac ibadetinin manevi iklimini ve Haccın faydalarını anlatmaya çalışmayacağız.  Ama kişisel hak ve özgürlükler noktasında Hacca gitmek isteyen MSB görevlilerine sağlanan kontenjan hakkında eleştiride bulunan bu müptezellere de “Oturun oturduğunuz yerde. Halkımızı kutuplaştırdığınız yeter!” de diyeceğiz.

Kimse ama hiç kimse özellikle dini konularda Cumhuriyet gazetesi gibi düşünmek zorunda değildir. Onlar da Müslümanlar gibi düşünmek zorunda değildir. İşte tam da bu noktada, insanların kişilik hak ve özgürlükleri devreye girmeli ve isteyen Hacca gidebilmelidir.

Hac ibadetinin evrensel boyutunu anlayamayan zavallılar, hac ibadetini çağdışı görüyorlarsa, bu onların geri kafalılığıdır, onların yobazlığıdır. Onların…

Biz, Hac konusunda yüce rabbimiz ne buyuruyor ona bakalım.

“İnsanlar arasında haccı ilan et. Yürüyerek ve (uzun yolculuk nedeniyle) yorulmuş binekler üzerinde, uzak yollardan sana gelsinler.” (22/Hac 27)

(Senin çağrınla hacca gelsinler ki;) kendileri için faydalı olan şeylere şahit olsunlar. (Ayrıca) kendilerine rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine, belli günlerde Allah’ın adını ansınlar… Ondan yiyin ve zorda kalmış fakire de ondan yedirin. (22/Hac 28)

Sonra (saç, tırnak ve bıyıklarını keserek) kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirip Beyt-i Atik’i/Özgür Ev’i tavaf etsinler. (22/Hac 29)

İşte böyle… Kim de Allah’ın (korunup gözetilmesini istediği) hurumatını yüceltir/değer verirse o, Rabbinin katında kendisi için en hayırlı olandır. (Haramlığı size) okunanlar dışındaki hayvanlar size helal kılındı. Pislik olan putlardan uzak durun! Yalan sözden de uzak durun. (22/Hac 30)

EY LAİK KAFALAR!

Ey laik kafalar! Siz ibadetleri anlamadığınız gibi, Hac ibadetini de anlayamazsınız. Her ibadetin kendine has bir ruhu vardır. O ibadeti yerine getirirken, mezkur ruh ile hemhal olan ve lezzetini doyasıya yaşayan Müslümanları da kimsenin rahatsız etme hakkı yoktur.

Selam, saygı ve muhabbetlerimle…

Şaban DOĞAN